Çalan telefonumu hızla açtım, kim olduğuna bakmayı akıl edememiştim.
Bu saatte hangi mal arardı ki?
Akşamın bir köründe, Gün doğumuna saatler kala?"Alo?" Garip bir ses tonuyla söyledim.
"Barkhyun hemen yurda gelmen lazım! Acilen." Suho-shi'nin sözleriyle dikleştim.
Pratik odasında mı uyumuşum?
Her yerim ağrıyor."Bir şey mi oldu?" Endişeyle sorduğumda cevapladı.
"Sadece hızlı ol, telefondan anlatabileceğim bir şey değil bu." Söylediğinde onayladım ve üzerime kapüşonumu giyip,küçük çantamı alıp hızlıca Bacon'uma koşturdum.
"Aşkım biliyorum yorgunsun ama hızlı gitmeliyiz."
Yağmurdan ıslanmış yerler herne kadar o günlerimi hatırlatsa bile şu an hızlı olmak zorundayım.
Hızlıca yurdun önüne gittiğimde direğe bağlamıştım Bacon'umu.
Anahtarla uğraşmak yerine zile bastım.
İçeriden sesler geliyordu, daha çok bağrışmalar?Kapı açıldığında içeri girdim. Alevlenmiş kavganın kıvılcımını hissedince izlemeye başladım.
Sehun-shi, Kris-shi ve Luhan hyung'a bağırıyordu? Kris-shi ne kadar cevap versede-veya vermeye çalışsada- Luhan Hyung sadece yere bakıyordu.
"Bunu bize yapamazsınız! Anlıyor musunuz, bunu bize yapamazsınız?! Yarı yolda bırakamazsınız bizi!" Sehun-shi kısılan sesiyle konuştuğunu etraf sessizleşti.
"Ben... üzgünüm." Luhan Hyung konuştuğunda sordum.
"Neler oluyor burada?" Dediğimde Sehun-shi homurdandı.
"Yurdun yolunu nasıl buldunda gelebildin?" Huh bunu barlardan topladığımız şahıs mı söylüyordu?
"Ben pratik yapıyordum. İçip sarhoş olmuyorum." Öfkeyle bana baktığında karşılık verdim.
Kyungsoo Hyung bizi umursamayarak sorumuza cevap verdi.
"Lıhan ve Yifan gruptan çıkacaklarmış." Dediğinde soğuk, yapmacık ve gıcık bir kahkaha tuttu beni. Sanki öfkemi hazırlıyormuşum gibi hissettim.
"Bu imkansız." Konuştuğumda Luhan Hyung onları onaylamak için ağzını açmaya çalışsa bile hızlıca konuştum.
"Bunun aptalca bir şaka veya beni yurda geri çağırmak için yaptığınız saçma bir oyun olarak adlandıracağım. Bu gruptan çıkamazsınız."Kris-shi hiddetlendi.
"Bizim duygularımız senin için sadece bir şaka veya oyun mu? Çinli olduğumuz için aldığımız hakaret yorumlarından yorulduk tamam mı?" Dediğinde sadece kıkırdadım, yani planım buydu ama komik geldiğinden kahkahalarımı tutamamıştım. Sadece sen yaşamıyorsun bunları Kriscik. Kısa süreli kahkaham bittiğinde konuştum."Sadece sana hakaret yorumları gelmiyor. Bana da geliyor, bize de geliyor. Solomda cama saplanan çoğu mermi bizlerin kurgusu değildi.
Kanımın terimle karışmasını zevkle izleyecek insanlar var. Benim vücudumu zevk aleti olarak kullanlar var, her gece bana bir çöpmüşüm gibi davrananlar var, beni sürtükleri olarak gören var, shipi için sextape isteyen aptallar var, kilo aldığımda beni saniyesinde bırakan, gerçek ten rengimi gördüklerinde zırlayan 'sen bu değilsin!' Diyenler var, gözlerim şiştiğinde veya torbalarım çıktığında ağladığımı, çokça çalıştığımı göremeyen ve beni gecemin ateşli geçmesiyle yargılayan insanlar var, 'çekik gözlerini düzelt, ucube' 'Asyalıların penisi küçük olur ama seninki öyle durmuyor, canımı yak oppa~' diye mesajlar alıyorum. Ben üzülüyorum. Ben yıpranıyorum ama bırakamam. Bırakamam çünkü bu benden daha çok nefret etmenize neden olur. Şimdi siz gelip gitmek istediğinizi bizlere söyleyemezsiniz. Beraber terlediğimiz pratik odası, bensizde olsa eğlendiğiniz zamanlarınız var. Bu bencilce lafları söyleyemezsiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyung? [ChanBaek]
FanfictionByun Baekhyun Exo grububun MAKNAESİDİR! Türkçe Fanfictir. BoyxBoy Homofobiklerin okuması tavsiye edilmez.