Hyung? [ChanBaek]

Defile?

Kimseye anlatamadığım şeyler içten içe beni bitirken hiçbir şey yapamıyorum.
Söylersem yanarım ama.. acıtıyor.

Makyajım bittikten sonra köşeye geçip oturdum.
Seul'de düzenlenen büyük K-Pop defilesine katılacaktık. Ben hem Exo için hemde özel olarak SM için çıkacaktım ve bir kaç yabancı mankende çıkacaktı.
Neredeyse bütün K-pop sektörü buradaydı ve gelen geçene selam verip önlerinde eğiliyordum. Yorulunca köşeye oturdum. Herkes bir biriyle konuşup gülüşüyordu.
Kai Hyungun ve Tao hyungun yanında oturuyordum.

Ben esneyip kafamı geri atarken koridordan geçen kuzenimi görmemle gözlerim kocaman açılmıştı. Neden ona söylemeyeyim? Solmuş ruhumu sadece ona gösterebilirim.Oturduğum yerden hızlıca kalktım ve telefonumu çantadan çıkardım.

Aptal TaeTae~ :
TaeTae yanına gelebilir miyim?

Özel telefonuna mesaj atmıştım. Saniyesinde geri dönmüştü.

Aptal TaeTae~:
Terasta bekliyorum, güzellik! ^•^

Görüldü yapıp hızlıca odadan çıktım. Onu merdivenlerin orada görünce peşine takıldım. Terasın kapısını açıp içeri geçtiğimizde hemen ona sarılmıştım. Canım yanıyordu ve bunun nasıl geçeceğini bilmiyordum.

"Hyung!" Sarılırken söylemiştim ve gözlerim dolmuştu, ona söyleyeceklerim aklıma gelirken.
Beni köşeye çekmişti ve oturmamı istemişti. İkimiz köşede otururken saçlarımı okşuyordu. Acıyan saçlarım olmamasına rağmen rahatlamış hissediyordum.

"Baekkie'm~? Ne oldu sana?" Dediğinde dikleştim ve ona dönüp ciddi bir şekilde baktım.
"Hyung sana şimdi çok önemli bir şey dicem ama birine söylemek yada bağırmak yok?"

Kafasını salladı ve
"Sanki bana söylediklerini ispiyonluyormuşum gibi.."

Yutkunmaya ve boğazımdaki o yumruyu yok etmeye çalıştım.

"Hyung..Be-Ben tehtid mesajları alıyorum.." Dediğimde saniyesinde bağırmıştı.
"NE?!" Hemen elimi dudaklarına bastırdım.

"Şşt! Sessiz ol!" Dediğimde kafa sallamış ve elimi çekmem için elime bakmıştı.

"Nasıl tehditler bunlar Baekhyun?"
Yutkundum.
"C-cinsel taciz v-ve ö-öl-" sıkıca sarıldı bana ve kafamı okşamaya devam etti.

Ağlayamazdım, makyajım bozulursa tekrar yapılması gerekirdi.

"Baekhyun bunu menajerlere veya Bay Lee'ye söylemelisin! Bu böyle olmaz." Dediğinde kafamı göğsünden kaldırmış ve konuşmuştum.

"O adam her şeyi prime çevirmeye çalışıyor hyung! Lütfen hiçbir şey söyleme!" Dediğimde sinirlenmiş ve ayağa kalkmıştı.

"Ne demek söyleme Baekhyun seni kaçırsalar ve s-sana bir ş-şey yaptıklarında mı öğrensinler! Bunu söylemek zorundasın!"
Bana bağırınca gözlerim dahada doldu ve titreyen sesimle konuştum.

"Hyung...S-sadece, y-yanımda kal. O adam bunu internete yayacak ve belkide dünya tweetlerine girecek ve ben daha fazla tehdit mesajı alacağım... L-lütfen H-hyung.."

Bana döndü ve beni ayağa kaldırıp sarıldı.

"Baekhyun ben ü-üzgünüm, sana yardım edemediğim için. Ben çok kötü bir kuzenim değil mi?" Dediğinde kafamı hemen olumsuzsa salladım.

"Hyung, sen gördüğüm en iyi Hyungsun!"

"Hadi gidelim az sonra defile başlayacak."

O gittikten sonra bende inmiştim. İnerken Xiumin-shi'yi görünce gülümsedim çünkü burada her şey konuşulurdu.