Herkese merhabalar işte yeni bir bölüm daha artık telefondan yazıyorum bu yüzden bazı hatalar yapmış olabilirim. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum :):)
-Yonca-
İçimdeki öfke ateşi beni sarmaya başladı. Bu kızlar hangi yüzle bunları söyleyebiliyordu. Sadece onlar ve ben vardım. Başka kimse yoktu. Aklımdan ilk başta ne yapacağıma karar verdim. Parmağımı birbirine sürüp ateş çıkardım yıldırım ateşinin sadece kollarımı değil tüm bedenimi sarmasına izin verdim. Dışarıdan bedemimin yanıyor gibi gözüktüğüne emindim. Hızla onlara doğru koşmaya başladım ve önde duran Şevval'in karnına bir tekme savurdum. O arkaya doğru düşerken arkasında duran Sıla kaçmaya çalıştı fakat Şevval üstüne düşünce oda onun altında kaldı. Şevval'in üstüne çıkıp ona bir yumruk savurdum bu yumruk yüzüne değerse muhtemelen suratı yanacaktı. Tam değecekken yumruğumu durdurdum. Kendimi kontrol etmeliydim onlar sıradan zavallılardı. Benim tek düşüncem cadıları yok etmekti. Üstünden kalktım ve geri çekildim. Kendimi kontrol etmek çok zordu. Derin bir nefes alıp düşünmeye başladım. Ufuğu bulmam gerekiyordu çünkü sadece o beni kontrol edebiliyordu. Öfke yine alevlenmeye başlamıştı. Hemen buradan uzaklaşmalıydım. Hızı kullanarak koşmaya başladım. Tam koridoru dönüyordum ki birşeye sertçe çarptım. Çarpmanın etkisiyle karşı duvara savruldum ve çarpıp yere düştüm. Düşerken dudağımı ısırdığım için ağzımdan kan akmaya başladı. Bir süre yerde kalıp öylece durdum. İlk şoku atlattıktan sonra yavaşça yerden kalktım. Çarptığım şeye bakmak için kafamı koridorun köşesine çevirdim. Birine çarpmıştım ve bana çarpan o kişi a bu beyaz saçlı o pis çocuktu. Sinirle ayağa kalktım ve onun yanına gittim. Bayılmış olabilirdi yada ölmüşmüydü. Ayağımla onu ittirdim bu arada öfke yavaşça bedenimi sarıyordu. Kendimi bir bıraksam herhalde katliam falan olurdu. Çocuk kımıldamadan yerde yatıyordu. Onu boşverip hemen uzaklaşmam gerekiyordu. Koşmak için ayağımı kaldırmıştım ki öbür ayak bileğim ani bir hareketle çekilde ve bir kez daha yere yapıştım. Öfkeyle ona baktım. Salak bana bakıp sırıtyordu. Zaten kendimi zor tutuyordum birde bu mal böyle yapınca daha da öfkeleniyordu.
"Napıyosun lan gerizekalı eceline mi susadın"
"Benide mi öldüreceksin? Söylesene o kızları öldürdün mü?"
Bu çocuk benim sabrımı mı zorluyordu. Çünkü birazdan tüm öfkemi ona yöneltip Sıla ve Şevval yerine onu öldürecektim. Sinirle yerden doğrulup ayağa kalktım. Oda ayağa kalkmıştı. Bu sefer kolumu tuttu.
"Lan bela mısın sen?"
"Hmm galiba öyle"
Tamam limiti aştı artık. Ona bir tekme attım ama benden daha hızlıydı bu yüzden tekmem boş yere gitmişti. Daha da sinirlenip ona döndüm ve bir yumruk attım. Yumruğumu havada yakaladı ve bana göz kırptı. Biraz dinlenmek için durdum. Nefes nefese kalmıştım.
"Hadi devam etsene"
"Zevk mi alıyorsun?"
"Evet" dedi.
Bu ona yeniden vurmak için iyi bir sebepti. Hala tuttuğu yumruğumu çektim ve ayağına bastım. Dikkati oraya yönelince yüzüne bir yumruğu savurdum vee bamm tam ağzına. Artık beni sinir etmek için konuşamaz. Vurmamın etkisiyle geriye savruldu ama düşmedi. Şimdi sıra bendeydi ona sırıtıp göz kırptım.
"Şimdide zevk alıyo musun? Yedin yumruğu"
Yüzü garip bir hal aldı. Sonra yine sırıtmaya başladı.
"Öfkenin geçtiğini görmek güzel artık onları öldürmeyeceksin değil mi?"
O söyleyene kadar fark etmemiştim. Öfkem geçmişti kendimi kontrol edebilmiştim. Bunları düşünürken aklıma güzel bir şaka geldi.
"Şşt çocuk gel seninle bir şaka yapalım"
"Kime yapıcaz?"
"Ufuğa"
Ve ona planımı ona anlatmaya başladım.
-Ufuk-
Öğrencinin söylediklerinden sonra dövüş salonuna doğru yola koyuldum. Salon şatonun diğer ucunda olduğu için hızı kullanarak bile biraz uzun sürüyordu. Dövüç salonuna geldiğimizde kimse yoktu. Tam ortada Yonca oturmuş yerde duran iki kıza bakıyordu. Kızların yüzü kararmış ve kanla kaplanmıştı. Korkuyla ona yaklaştım. Benim geldiğimi görünce ifadesiz yüzünü bana çevirdi.
"Onları öldürdüm"dedi sakince. Yere çöktüm ve kızların yüzüne baktım. Tanınmaz hala gelmişlerdi.
"Neden yaptın?"
"Çünkü ölmeleri gerekiyordu"
Ona dikkatlice baktım bu kız sırıtyormuydu yoksa yanlış mı görüyordum. Biraz sonra kahkahalarla gülmeye başladı. O sırada içeriye başka biri daha girmişti. O da kahkahalarla gülüyordu. Yonca'nın yanına gelince birbirlerine çak bakalım yaptılar. Neler olduğunu anlayamamıştım. Merakla ona baktım. Bu kız piskopat falan mı olmuştu. Ayağa kalktım ve onun karşısına dikildim.
"Bana ne olduğunu anlatıcak mısın?" dedim. Ayağa kalktı ve bana sarıldı.
"İşe yaradı kendimi kontrol edebildim ölmediler yaşıyorlad bak"dedi ve geri çekilip çömeldi. Sonrada parmağını birinin yüzünde gezdirdi. Gezdirdiği taraflar normal rengini alıyordu.
"Ben çok korkuttun "
"Ahaha amacımzda buydu"
Onu kolundan tutup sürüklemeye başladım. Müdürün kapısının önüne gelince durdu ve kapıyı çaldı. Gir komutu gelince girdi ve beni peşinden sürükledi.
"Efendim artık kontrol etmeyi öğrenmiş onu ilk görevine gönderebilirsiniz"
"Bu çok iyi son gelen haberler pek iyi değil çünkü"
-Yonca-
Neler olduğunu anlamamıştım. Neden ben yokmuşum gibi konuşuyorlardı. En sonunda müdür bana döndü.
"Sen ve Ufuğu bir göreve yollicam bu gizli bir görev tamam mı?"
"Nasıl bir görev?"
"Seni eski evine geri gönderiyorum annen ve babanla yaşadığın eve orada almanız gereken şeyler var"
Yani doğduğum yere geri mi gidicektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Büyücü(Tamirde :D)
FantasiÇok mutlu bir hayatım vardı. Hayatım bir anda karardı Önce annem ve babam öldü Sonra kasabaya taşındık Herşey o şatoyu görmemle başladı Ben dünyadaki son büyücüydüm