Merhabalar herkese iyi akşamlar bugün karne günüydü umarım herkes istediği gibi sonuçlar almıştır vote ve yorum yapmayı unutmayın :) ;)
Artık koridoru görebiliyordum. Herkes arkamda duruyordu ve yüzlerindeki korkuyu görebiliyordum.
"Hadi gülsenize devam edin!"
Kimseden çıt çıkmıyordu. Sıra şu iki kıza gelmişti. Onları ateşle yakarak öldürmeyi planlıyordum. Önce ateş bulmam gerekiyordu. Etrafıma baktım ama ateş namına hiç birşey yoktu.
İki parmağını birbirine sürt ateş çıkar
Kafamın derinliklerinde bu sözler yankılandı. Hemen iki parmağımı birbirine sürttüm. Ufak bir alev topu avcuma yuvarlandı. Diğer elimlede aynı şeyi yapıp artık ustalaşmış olduğum teknikle ateşi yıldırım ateşine çevirip koluma yayılmasına izin verdim. Koridordaki kızlar çığlık atmaya başlamıştı. Bu çığlık sesleri hoşuma gidiyordu. Elimi yumruk yapıp hızımı kullanarak onlara doğru koşmaya başladım. Artık Sıla ile Şevval'de çığlık atmaya başlamıştı. Tam vuracakken çapraz iki el önüme geçti ve beni engelledi. Çapraz kollarının altından Ufuğun yüzü görünüyordu. Yüzü sert görünüyordu. Beni ittirerek geriye fırlattı. Yere düştüm ama hemen toparlanarak ona saldırmaya başladım. Kimse beni engelleyemezdi o iki pisliği öldürecektim. Ufuğun elinde de yıldırım ateşi vardı. İkimizinde kolları yanıyordu sanki. Hızlandım ve arkasına geçip sırtına sert bir tekme geçirdim. Düşücekmiş gibi oldu ama düşmedi. Arkasını döndü
"Bunu yapamazsın" dedi.
"Tabikide yaparım sende beni engelleyemezsin"
"Sen bir büyücüsün onları koruman gerek zarar veremezsin "
"Hayır onlar ölümü hak ediyor"
"Sana ne kadar kötülük yapsalarda senin onlara zarar vememen gerek onlar bizim müttefikimiz" arkama bakıp bağırdı.
"Gitsenize ne duruyorsunuz sizi öldürmesini bekliyorsunuz." Arkasına dönüp devam etti.
"Boşaltın burayı"
Ona ölümcül bakışlar fırlatıp sırıttım. İstediğim konuma gelmiştim zaten. O koridoru boşaltırken bende arkamı dönüp koşmaya başladım. Koştukça hızlanıyordum ve onlara yetişmem daha kolay oluyordu.
"Çıkın ortaya pis korkaklar"
Tabikide çıkamazlardı. Çünkü korkuyorlardı ve ve evet seslerini duyabiliyordum adım sesleri. Birisi ağlıyordu diğerinin ise nefes alıp veriş sesleri geliyordu.
Biri kolumdan tuttu. Döndüğümde Ufuk'u gördüm.
"Bırak beni"
"Asla! insanlara zarar veremezsin"
"Naptıklarını bilmiyorsun"
Bana biraz baktı ve devam etti.
"Naptıklarını az çok anladım ama sen onlardan daha güçlüsün emin ol ki bu korku onlara yetmiştir. Bırakta onları müdür cezalandırsın"
Yavaş yavaş yumuşamaya başlamıştım. Ama onları hala öldürmek istiyordum. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Eski halime geri dönüyordum. Az önceki kavgadan sonra çok halsiz düşmüştüm. Bu nedenle bir anda yere çöktüm. Gözümden bir damla daha yaş süzüldü. Kendi kendime mırıldanmaya başladım.
"Ama ben onlara hiç birşey yapmamıştım onlar ise bana çok kötü davrandılar"
Bir damla yaş yanağımdan süzülüp yere düştü. Omuzlarım çöktü ve öylece kaldım. Ufuk yere çömelip bana baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Büyücü(Tamirde :D)
FantasíaÇok mutlu bir hayatım vardı. Hayatım bir anda karardı Önce annem ve babam öldü Sonra kasabaya taşındık Herşey o şatoyu görmemle başladı Ben dünyadaki son büyücüydüm