Biliyorum biraz kısa bir bölüm oldu ama bunu telafi etmeye çalışıcam hepinize keyifli okumalar vote ve yorumları eksik etmeyin bu arada yukarda paylaştığım şarkı en sevdiğim şarkılardan biri byby :) :) :)
Tam karşımızda tamı tamına on iki tane çirkin cadı duruyordu. Her birinin elinde tahtadan yapılma eski süpürgeler vardı. Uç kısmı çatal çataldı. Bu iğrenç cadılardan nefret ediyordum. Önümdeki kurt adam öfkeyle hırlamaya başlamıştı. Pençelerini gevşetmeye başlamış tüyleri diken diken olmuştu. Ağzını her açışında onun iri dişlerini görebiliyordum. En öndeki Meka konuşmaya başladı:
-Nereye böyle? bizsiz parti mi olur? Dedi. On iki cadını iğrenç kahkahaları etrafta yankılandı. İçlerinden biri ben işret ederek:
- Bu kız mı büyücü? Sanki geçen gün öldürdüğümüz kadın ve adama benziyo değil mi Meka?
Meka bana bakarak biraz düşündü ve:
-Haklısın herhalde onların çocuğudur. Sonuçta o da anasıyla babasının yanına postalanacak bu yüzde kimin çocuğu olduğu fark etmez.
İçimde öfke tohumları yeşermeye başlamıştı. Eğer annem ve babamı bu cadılar öldürmüşse mutlaka intikam almalıydım. Bu yaptıkları yanlarına kalmamalıydı. Onlara doğru ilerlemek için bir adım attım ama kurt adamın tüylü eli beni durdurdu. Bana ben hallederim der gibi bakıyordu ama onları ben öldürmek istiyorum. Meka bir kahkaha atarak diğerlerine:
-Bak sen şu yumurcağa aklınca intikam alacak dedi. Bir kez daha etraf on iki cadının kahkahasıyla doldu. Çok öfkelenmiştim. İçimde giderek büyüyen bir alev hissediyordum. Onlara sert sert bakarken kurt adam harekete geçmişti. Tüm cadılar süpürgelerinin üzerinde ellerinde eğri büğrü sopalar ve iksirlerle ona saldırıyorlardı. O ise bir hayvan edasıyla keskin pençelerini onlara geçirmeye çalışıyordu. Burada öyle boş boş bakamazdım bir şeyler yapmam gerekiyordu. Benim hareketlendiğimi gören Meka ve diğer cadılar bana doğru süpürgelerini çevirdiler. O sırada cadılardan biri kanlar içinde süpürgesinden düştü. Dehşetle kurt adama baktım. Her tarafı kanlar içindeydi. Cadıların onu bıraktığını görünce bana doğru kalın sesiyle:
-Şatoya doğru koş diye seslendi ve cadıların arkasından koşmaya başladı. Bende ona dinleyip koşmaya başladım. Ama kesinlikle Meka denen o cadıyı öldürecektim. Öncelikle onu öldürmek için savaş tekniği falan öğrenmem gerekiyordu. Ama iç güdülerim bana geri dönüp savaşmam gerektiğini söylüyordu. Durdum artık bedenimi kendim kontrol etmiyor gibiydim. Arkamı dönüp gelen cadılara baktım. Yine o açıklıktaydık ve yine Meka benim karşımdaydı diğer cadılar da arkasında en sondada yorgun görünen kurt adam.
-Noldu neden durdunuz dedim. Sesim tehdit doluydu. Yerden ince bir dal parçası aldım. Tamamen iç güdülerime dayanıyordum. Çünkü iç güdülerime göre şatoya varmadan cadılar beni yakalayacaktı. Savaşmam gerekiyordu aynen annem ve babam gibi. Çubuğu diğer elimle kavrayıp yukarıya doğru elimi üstünde süründürdüm. Ucu sivrileşmişti ve de dümdüz olmuştu. Onu bıraktım artık havada duruyordu. Yarısını bir elimle yarısını da diğer elimle tutup zıt yönlere doğru çektim. Artık elimde on iki tane sivri çubuk vardı. Cadılar yavaş yavaş geri çekilmeye başladı. Sadece Meka olduğu yerde durup bana ciddi ciddi bakıyordu. Artık yüzünde o alaycı hava yoktu. Çubukları sırasıyla cadılarla eşleştirdim. Çubuklar hareketlenmiş ve cadıları kovalamaya başlamıştı. Tüm cadılar çil yavrusu gibi dağılmış çığlık çığlığa kaçışıyor süpürgeleriyle çubuklardan kaçmaya çalışıyorlardı. Bir iki tanesinin cansız bedeni süpürgelerden düşmüştü bile. O sırada yanımda büyük cüssesiyle bana bakan kurt adamı fark ettim. Gülümsedim yavaş yavaş normale dönüyordum ve halsizleşiyordum. Beni sırtına aldı ve koşmaya başladı. Cadıları baş aşağı seyrederken bilincim yavaş yavaş karanlığa gömüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Büyücü(Tamirde :D)
FantasyÇok mutlu bir hayatım vardı. Hayatım bir anda karardı Önce annem ve babam öldü Sonra kasabaya taşındık Herşey o şatoyu görmemle başladı Ben dünyadaki son büyücüydüm