Mi En: Bırak kolumu, acıyor!
Jung Min: Sen daha ne acılar göreceksin… Senin yüzünden hayatım mahvoldu! Ben mahvoldum! Neden yaptın ha? Neden iftira attın! Neden kardeşimi öldürdünüz! Söyle, konuş yoksa seni şuracıkta gebertirim!
Mi En: Bırak beni! Ben bir şey yapmadım!
Jung Min: Sakın, sakın bu cümleyi kullanma. Bu yaptığını senin yanına bırakır mıyım sanıyorsun? Kardeşimin intikamını almam mı zannediyorsun sen? Senin yüzünden… Senin yüzünden hayatım mahvoldu benim! Hayatımı çaldın! Sen yaptın! Neden yaptın? Konuş!
Mi En: Yapamam.
Jung Min birkaç saniye Mi En’in gözlerine baktı. Mi En bu gözlerde öfkeyi, hüznü görebiliyordu. Romeo’nun gözleriydi bunlar. Güçlü ama buruk duygularla dolu gözleri.
Jung Min az sonra Mi En’i kolundan çekiştirerek arabanın yanına getirdi.
Mi En: Nereye götürüyorsun beni?
Jung Min: Hastaneye! Muayene olacaksın. Olmazsan seni kendi ellerimle gebertirim. Tüm gerçekleri ortaya çıkarırsak karşına çıkmayacağım. Hatta polise de gideceğiz. Kendi rızamla diye ifade-
Mi En: Bir kızı zorla alıkoymak suç değil mi? Bedenine rızası olmadan muayene yaptırmak suç değil mi? Bırak şimdi beni. Hiçbir yere götüremezsin.
Jung Min ellerini çekti. Ayakta duracak hali yoktu. Arabaya yaslandı. Gözyaşları akıp gitmek üzereydi gözlerinden. Mi En öylece Jung Min’i izliyordu.
Jung Min: Neden? Neden yaptın? Yapmadığım bir şey için… Kardeşimden ne istediniz? O daha çok gençti. Ben zaten bitmişim… Geriye kalan Romeo… Romeo... Güçsüz, buruk bir Romeo. Ama son gücümü sana kullanacağım Mi En. Sen beni bitirdin. Ben de seni bitireceğim. Nereye kaçarsan kaç, seni bulup çıkartacağım. Ben senin saflığına kandım. Ama bir kere daha senin gibi adi bir kadına yenilmem.
Mi En: O geceyi hatırlamıyorsun! Sarhoştun! Ayakta duramayacak kadar… Odaya çıkardım seni, uyuman için. Ama sen… Çok kızgındım sana. Beni… Gururum o kadar incindi ki… Bir anlık sinirle abime söyledim. Abartmış işte.
Jung Min: Abart… Abartmak? Siz abartınca birilerinin hayatını mı çalarsınız? Ailesinden birini mi öldürürsünüz? Ben yapmış olamam.
Mi En: Jung Min ben-
Jung Min, Mi En’in kendisine uzanan kolunu öyle bir hızla itmişti ki Mi En, Jung Min’deki öfkeyi ve hüznü hissetmişti daha ona dokunmadan.
Mi En: Şuan kızgın değilim. Ayrıca beni tehdit edemezsin.
Jung Min bir anda Mi En’i boğazladığı gibi arabaya yaslamıştı. Mi En, hüznü ve öfkeyi içinde barındıran bu çekik gözlere dikmişti gözlerini…
Jung Min: Ben tehdit etmem, dediğimi yaparım. Ben yapmadım diyorsam yapmamışımdır. Ve sanma ki ben bu yaptığınızı yanınıza bırakacağım… O abini de seni de, adamlarınızı da, teker teker geberteceğim. Attığınız iftiranın doğru olmadığını herkes görecek. Bunu böyle aklına soksan iyi edersin.
Mi En: Elinden geleni ardına koyma. Raporum var. Yapmadım desen bile raporum var.
Jung Min öylece kalakalmıştı.
Jung Min: Ne raporu?
Mi En: Polise gidersen veya bize yaklaşırsan raporu polise veririm.
Jung Min: Kimsiniz kızım siz? Sen kimsin? Nerden buldunuz beni?
Aklına Jae’nin dedikleri gelmişti. Yok, Jae yapmazdı. Dosttu onlar, olmaz. Yapmazdı. Ama o geceden kesitler geliyordu gözünün önüne. ‘’Ne o, dostunu mu arıyorsun?’’ Nerden biliyordu Hero’yu? Hero onu tanımadığını söylemişti, Mi En nereden biliyordu onu?
Jung Min: Jae’yi tanıyor musun sen? Jae Joong.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romeo.
FanficBir tarafta alabildiğine zengin, yakışıklı, oldukça zeki ve her istediğini elde edebilen Romeo... Bir tarafta gizemli, güzel, çekici bir kız Zheng Mi En... Romeo ilk defa o gece kandı. Romeo ilk defa pişman oldu. Kız kardeşi Hye Mi'nin kendisi yüzün...