24.Bölüm - Romeo

84 6 0
                                    

Jung Min donuk ve şaşkın bir ifadeyle dinliyordu Mi En’in hikayesini. Zayıf noktasını kullanarak onu konuşturabilirdi.

Jung Min: Ben… Ne diyeceğimi bilmiyorum.

Müdür: Madem arkadaşısınız, bunu biliyor olmanız gerekmez mi?

Jung Min: Çok eski bir arkadaşıyım. Demek bu yüzden Çin’den ayrıldı ha? Ben de okumak için gittiğini zannederdim… Peki şey, ona nereden ulaşabilirim? Evini mutlaka biliyor olmalısınız.

Müdür: Niçin adresi vermeliyim?

Jung Min: Yanlış anlamayın aramızda bir şey yok. Ben sadece arkadaşımı-

Müdür: Olsa da fark etmez. Yakışıklısınız, sizin gibi birine layık… Adresi bu kağıda yazıyorum.

Jung Min: Teşekkür ederim.

Jung Min yavaşça bardan çıktı. Duyduklarına hala inanmakta güçlük çekiyordu. Mi En’in zayıf noktasını bulmuştu. Ama bunu kullanabilecek kadar taş kalpli miydi? Gerçi Mi En kendisine ihanet ederken düşünmüş müydü her şeyi? Elindeki kağıda bakıyordu sadece. Az sonra bir taksiye bindi. Gidiyordu işte, hayatını çalan kıza. Yapacağı konuşmaları kafasında tasarlarken çoktan yarım saat geçmişti. Az sonra indi. Şirin bir sokaktaydı evi. Bir binanın 2.katında oturuyordu. Yavaşça binaya girip merdivenleri yorgun adımlarla çıktı. Kapıyı çalıp çalmamakta kararsızdı. Ama öfkesinden hiçbir şey değişmemişti. Sadece merak duygusu eklenmişti. Az sonra zili çaldı. Mi En kapıyı açtığında karşısında öylece duran Jung Min’i görünce kalakalmıştı şaşkınlıktan. Kalbinin telaşlı atışını kulaklarında hissediyordu, dizleri titremeye başlamıştı. Titreyen bir ses tonuyla konuştu.

Mi En: Se… Sen… Sen nasıl…

Jung Min: Kavga etmeye gelmedim. Konuşacağız.

Mi En: Beni nasıl buldun?

Jung Min: Ne önemi var?

Jung Min’in rahat ve sakin ses tonu, telaşlı Mi En’i biraz da olsa rahatlatmıştı ama yine de gergindi. Tüm planların mahvolacağından korkuyordu. Az sonra salondaki koltuklarda oturuyorlardı. Mi En oturduğu yerden ayaklarını titretip duruyordu.

Jung Min: Korkma, gayet sakinim.

Mi En: Neden geldin? Neden peşimi bırakmıyorsun?

Jung Min: Çünkü açıklığa kavuşması gereken bir mesele var.

Mi En: Sana anlattım daha ne is-

Jung Min: Anlatmadığın şeyler olabilir mi? Baban gibi mesela. 

Mi En öylece kalakaldı. Çekik gözlerini yere dikmişti. Durgunlaştı… Babası en hassas olduğu konuydu.

Mi En: Sen… Nereden biliyorsun?

Jung Min: Bunun bir önemi yok. Bana her şeyi anlat. Neden bana iftira attığından başla mesela.

Romeo.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin