Jung Min birden ayaklandı, telaşlanmıştı. Şoku atlatmaya çalışıyordu.
Jung Min: Bir dakika bir dakika, sakin ol. Neyin var senin? Kimin telefonu bu?
Hye Mi: Abi nolur gel-
O sırada telefonu bir adam aldı. Jung Min’in telaşı ve öfkesi bir kat daha arttı.
Adam: Abi, gelecek misin?
Jung Min: Sen kimsin lan? Ne oluyor! Hye Mi’yi ver çabuk!
Adam: Şşş sakin ol Romeo. Hye Mi’yi vereceğim sana ama gelmen lazım.
Jung Min: Sen kimsin? Parçalarım oğlum seni! Hye Mi’ye zarar verecek olursan dünyayı başına yıkarım anladın mı?
Adam: Ohoo sen böyle yaparsan olmaz ama. Adresi mesaj olarak atacağım. Yarım saat içinde geldin, geldin. Gelmedin o zaman Hye Mi’yi göremezsin.
Jung Min: Dur! Dur kapatm- Lanet olsun! Babam! Ona ulaşmalıyım!
Jung Min, Lee Jong’u aradı ama telefonu kapalıydı. Telaştan ne yapacağını şaşırmıştı. İlk defa korkuyu hissediyordu… Az sonra mesaj geldi. Jung Min son hızla evden çıktı ve arabasına atladığı gibi yola koyuldu. Son hızla kullandığı arabayla yaklaşık 20 dakika sonra adresteki yere gelmişti. Eski ve yıkık dökük bir depoydu. Hye Mi bir sandalyeye bağlanmıştı. Jung Min içeri daldığı gibi kardeşine doğru koştu ama o sırada yan taraftan biri çıkıp Jung Min’i yere devirdi. Jung Min var gücüyle bağırıyordu. Hye Mi sessiz hıçkırıklarla ağlıyordu sadece…
Jung Min: Bırak lan! Bırak onu! Kimsiniz siz?
Adam: Şşş sakin ol Romeo. Konuşacağız.
Jung Min: Ne konuşacağız be! Ne konuşacağız adi p***k!
Adam: Aaa olmadı ama. Senin gibi asil birine küfür etmek yakışıyor mu hiç? Hem laflarına dikkat etsen iyi olur. Bana yalvardığın zaman aleyhine-
Jung Min: Neden? Kimsiniz siz? Kardeşimden ne istiyorsunuz! Bizim kimseye kötülüğümüz dokunmadı!
Adam: Belki de dokunmuştur Romeo, bu kadar emin olma. Biraz sonra anlayacaksın ne olduğunu, gelmesini istemedim aslında ama seni bu halde görmek belki ona iyi gelebilir diye düşündüm. Bizim kitabımızda senin gibi ırz düşmanı pisliklere yer yok.
Jung Min bir an duraksadı. Şok olmuştu. Nasıl olabilirdi?
Jung Min: Ne? Sen ne diyorsun be! Irz düşmanı kime denir haberin var mı senin!
Adam: Senin gibi pisliklere denir Romeo. Pardon pardon, senin Romeoluğundan eser kalmadı artık değil mi? Park Jung Min.
Jung Min: Ya bir yanlışlık var ya da benim seni gebertmem için neden arıyorsun, hangisi?
Az sonra deponun kapısından bir kız girdi. Topuklu ayakkabılarının sesi gergin ortamı bir anda sessiz kılmıştı. Herkesin gözü içeri giren bu kızdaydı. Kızın adımları oldukça yavaştı, bitkindi. Jung Min arkadan gelen ışıktan kızın yüzünü seçememişti. Ama yürüyüşünden andırıyordu biraz. Kız biraz daha yaklaştı. Jung Min’in kızın yüzünü görmesiyle oracıkta şaşkınlıktan kalakalması bir oldu. Kız… Zheng Mi En’di! Evet oydu!
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romeo.
FanficBir tarafta alabildiğine zengin, yakışıklı, oldukça zeki ve her istediğini elde edebilen Romeo... Bir tarafta gizemli, güzel, çekici bir kız Zheng Mi En... Romeo ilk defa o gece kandı. Romeo ilk defa pişman oldu. Kız kardeşi Hye Mi'nin kendisi yüzün...