43

4.3K 267 44
                                    


Eylül'den

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda belimdeki ağrıyla sızlanmıştım.  Önümede ki hava yastığı açılmıştı o yüzden hareket edemiyordum. En son hatırladığım şeyle yan tarafıma ve arkama baktım .

Danbi kafasını direksiyona çarpmıştı ve kolları kan içersindeydi. 

Arkama döndüğüm de Iseul kafasını cama vurmuştu o yüzden alnında çizik kanıyordu. 

Ilerden gelen 2 tane  ambulans sesleriyle rahatlamıştım . Yan tarafın da da hızla bir araba yanımıza yaklaşıyordu.

Ambulanstaki kişiler hızla inmişti arabadakiler de inince içinden kimlerin indiğini görmüştüm . Bunlar Lu han, Jimin,
Tae ve Jungkook'tu .

Yanımıza ulaştıklarında Danbi ve Iseul'u yavaşça sedyeye koymuşlardı.  Beni ise hava yastığından çıkarıp bir şey olup olmadığına baktılar . Muane ettikten sonra ,

Kadın hemşire ,
- Bir şeyiniz yok gibi sizin bir acınız varmı ?

- Sadece ağrılarım var .

Bunu dememle yanımda duran Lu Han saçıma bir öpücük kondurdu.  Ona kafamı çevirip .

- Ben iyiyim . Danbi ve Iseul'a bak sen .

O ise eminmisin der gibi bakınca kafamı olumlu anlamda salladım. O ise Jimin'e bakıp beni ona emanet etti . O gittiğin de Jimin bana yaşlı gözlerle bakıyordu .

Jimin
- Çok korktum .

Dediğinde elimle yan tarafıma oturması için hareket ettim .

-Bende .

Diyip göz yaşlarımın süzülmesine izin verdim . O ise beni güven verici kollarıyla sarmıştı. 

- Beni sakın bırakma !

Jimin ,
- Asla !

Diyip ben kollarının arasında hıçkıra hıçkıra ağlarken saçlarımı okşuyordu.  Bağırma sesleri gelince kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım .

Jungkook görevlilerden biriyle kavga ediyordu .

- Beyfendi olmaz kendi arabanızla geçin hastaneye !

Jungkook ,
- Kapa çeneni Danbi'nin yanın da gidicem .

Tae ise gözleri kızarık bir şekilde Jungkook'u uzaklaştırdı . Beni ise bir hemşire almak için gelmişti.
Jimin saçımı öpüp geri çekildi .

Jimin ,
- Hemen arkandayım. 

Lu Han da gelip sarılınca , Iseul'un gittiği ambulansa bindirmişlerdi.  Ah lanet olsun Danbi'nin durumu çok kötü olmalıydı . Iseul'a baktığım da bir kaç yara izi ve baygınlıktan başka bir şey yoktu .

Dizlerimi kendime çekip sessizce ağlamaya devam ettim .

Nasıl böyle bir hata yapardım ! Nasıl onları o arabaya bindirirdim! Danbi gözlerini açtığında bu şoku nasıl atlatıcaktı? Neden bu kadar zordu her şey ?

🔮🔮🔮

Gözlerimi araladığımda minik parmaklarıyla saçlarımı okşuyan bir Jimin görmek bu kadar şeyin üstüne ilaç gibi gelmişti .

Cidden belki her şey rüya olabilirdi o kaza olmamış olabilirdi ki lütfen öyle olsun . Jimin'e acı dolu gözlerle baktım.

- Jimin,  Danbi ve  Iseul ...

Jimin .
- Kendini yorma sevgilim uyuya kaldın çok yorgunsun. 

Diyip minik gözyaşlarını elinin tersiyle silip bana baktı .

Ben ise ağlamaya devam etmiştim .

- Nasıl onlar ?

Jimin kafasını kaldırıp gözlerini tavana diktikten sonra derin  bir nefes aldı . Sonrada kafasını eğdi ve gözlerini bana sabitledi .

Jimin ,
- Iseul'u bir odada bekletiyorlar acil bir şey olabilirmiş uyanmasını bekliyorlar. Danbi ise hala ameliyatta...

Ben ise kuruyan dudaklarımı yaladıktan sonra . Kollarımı açıp Jimin'e yaklaşmaya çalıştım ama her yerim ağrıdığı için yerime geri yatmak zorunda kaldım Jimin ise hemen eğilip sımsıkı sarıldı onun kokusu şuan beni o kadar çok rahatlatıyorduki.  (Ah düşünün Park Jimin'e sarılmak ❤)

Kapının aniden açılmasıyla ayrılmak zorunda kalmıştık . Içeriye babam Lu Han ve Lu Han'ın annesi Jaehyun teyze de girmişti , o fimler de olan kötü cici anne modelinde değildi . Tam tersine bana gayet değer verir Lu Han'dan ayırmazdı .
Tabiki her çocuk anne ve babasının birlikte olmasını isterdi ama hayat buydu herkes hayalindeki hayatı malasef ki yaşıyamıyordu...

Babam yanıma gelip sımsıkı sarılmıştı .

Babam ,
- Eylül, tatlım iyimisin ? Bir şeyin varmı ?

Kafamı olumlu anlamda sallayıp daha çok sarıldım. Ondan ayrıldıktan sonra gözleri nemli büyük bir şevkatle Jaehyun teyze'nin kollarına bıraktım kendimi .

Biraz konuştuktan sonra Danbi ve Iseul'u görmek için büyük ısrarlarımın sonucu odadan çıktık . Ameliyat odasının önüne geldiğimizde bir kolumdan babam diğer kolumdan da Lu han tutuyordu . Jimin ise Jungkook'un yanına geçmişti hemen .

Koridor berbat bir durumdaydı . Tae anannesine sarılmış ağlıyordu anannesi de ağlıyordu . Teyzesi ise bir sağa bir sola yürüyüp göz yaşlarını elinin tersiyle siliyordu . Galiba dedesi de Iseul'un başında birinin beklemesi gerektiği için orda bekliyordu .

Jungkook ise yere oturmuş sırtını duvara yaslamış tavanı izliyordu tabi göz yaşlarına da engel olamıyordu.  Jimin ise onun hemen yanına oturmuş kolunu tutuyordu .

Derin bir nefes alıp Tae'gilin yanına gittim babam da beni yavaşça oturtup ayakta dikildi . Tae beni görünce kafasını kaldırıp endişeyle baktı .

Tae
-Iyi misin ?

Göz yaşlarıma engel olamadım . Ona mahçupça bakarak ,
- Bedenen iyi olsam da  ruhen iyimiyim emin değilim .

Tae bana üzgün gözlerle baktı . Anannesi ise diğer eliyle bana sarıldı ve ona yaslanmamı sağladı . Ve sırtımı okşadı diğer eliyle de Tae'nin sırtını okşuyordu .

Doktor bir kaç saat süren ameliyatın sonunda şükür ki çıkmıştı ağzına taktığı maskesini eliyle aşağı indirip derin bir of çekti  . Herkes ayaklanmış endişeyle yanına gitmişlerdi...

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum

Kaza/JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin