46

4.2K 255 46
                                    

Eylül'den

Sabahın ilk ışıklarıyla gözümü açtığımda yanımda elimi tutmuş gözleri kırmızı annemi beklemiyordum ...

Hareket edince annemde uyandığımı anlamıştı .

Annem
-Eylül iyimisin ? ah tatlım ağrın varmı ? Şuan rahatmısın? 

Yataktan gayet normal bir şekilde kalkmıştım annemde bana yardım etmişti . Dün ki kadar çok ağrım yoktu en azından ...

- Iyiyim anne sadece biraz ağrım var ne zaman geldin ?

Annem cevap vermeden önce beni anne sıcaklığı kokan kollarıyla sardı annemin yanına bir kaç hafta önce gitmiştim . Her ne kadar küçüklüğümden beri alışsam da onu çok özlüyorum .

Annem benden ayrıldıktan sonra  göz yaşlarını elinin  tersiyle silip güzel gülümsemesini yüzüne yerleştirdi .

Annem ,
- 1 saat falan oluyor baban ve Jaehyun havaalanından(yazımından pek emin değilim )  almaya geldiler sonra da zaten direk buraya geldik .

- Anladım ... şimdi nerdeler? 

Annem
-Bilmem .

Diyip o küçük dudaklarını büzdü . Bende aramak için yanımda duran telefona uzanıyordum ki kapı açılınca içeri girenin babam olduğunu görünce arkama geri yaslanıp babama baktım .

Babam
-Günaydın Eylül'cüm . Daha iyimisin ?

Olumlu anlamda kafa salladım .

Annem ,
- Öbür arkadaşlarının durumu nasıl ?

Bunu demesiyle aklıma Danbi gelince kaşlarımı çatıp babama baktım .

- Baba Danbi nasıl ?

Babam boğazını temizleyip yanıma oturdu . Bir şey mi olmuştu?  Ben uyurken ne olmuş olabilirdi ki ? Yutkunup babama baktım .

Babam ,
- Eylül'cüm dün Danbi fenalaştı .

Bunu duymamla kaşlarım daha çok çatıldı ve içim korkuyla doldu babamın ağzından iyi bir şey çıkması için ona gözlerimle yalvarıyordum resmen .

Babam
- Ama şimdi durumu gayet iyi merak etme şimdi yine uyanmasını bekliyoruz doktorlar bugün yada yarın uyanabilceğini söylediler .

Içim rahatlamıştı derin bir oh çekip arkama yaslandım .

Annem
-Bu çok güzel bir haber Danbi'nin uyanıcağına inanıyorum o çok güçlü bir kız !

Bunu demesiyle gülümsemiştim . Danbi uyandığın da çok zorlanıcaktı fakat iyileşicekti de biliyorum belki çok zor olucak ama yapıcaktı çünkü evet o çok güçlü bir kızdı .

Kapımın tıklanmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarımı kapıya yönelttim . Babam gir dediğinde içeri polis memurlarının girdiğini gördüğümde hem korkmuş hemde endişelenmiştim hayatımda ilk defa bu kadar ciddi bir şey hakkında polislerle konuşucaktım .

🔮

-Jimin ?

Jimin cevap vermek yerine ağzından bir mırıltı çıkarmıştı .

Jimin ,
- Hmm

Ben bu haline gülümseyip ,
- Ben Jungkook'un yanına gidiyim sende benim odamda yatabilirsin. 

Dedikten sonra kafamı huzur dolu omzundan çektim o ise bana minettle bakıyordu .

Jimin
- En vefalı sevgili olduğunu söylemişmiydim sevgilim . Ama annen ve baban ...

- Onlar polislere olayı anlattıktan sonra hem bana eşya almak için hemde bir kaç işleri vardı onları halletmek için gittiler . Lu Han da Iseul'un peşinde yani oda sana kaldı sevgilim .

Sevgilim dediğimde gözleri parlamıştı .

Jimin
- Sen bana daha demin ne dedin ?

Yüzün de uykudan eser kalmamış mutluluk gülüşleri almıştı yerini .

- Jungkook nerde demiştim !

Dudak büzüp cevap verdi
-Çatıda .

Bu dediğine karşı şaşırmıştım . Kafa sallayıp ayağa kalktım oda yanımdan ayağa kalkıp elimi tuttu . Danbi'ye son bir kez pencereden bakıp asansöre yürümeye başladık .

Danbi'yi gerçekten çok özlemiştim kavga etmelerimizi dahi özlemişim . Artık uyanmalıydı yoksa elimden çekeceği vardı.

Asansöre geldiğimiz de Jimin dudak büzüp tatlı bir şekilde bana baktı bu çocuk nasıl bu kadar tatlı olabilmeyi başarıyordu. 

Jimin ,
- Seni özlüyceğim...

Göz devirip ona baktım
-Jimin alt tarafı yarım saat yanında olmuycam .

O ise bunu söylememe karşı sadece omuz silkti . Asansör geldiğinde ona üzgün bir şekilde bakıp aklıma gelen şeyle parmak uçlarımı biraz uzanıp yanağına masum bir öpücük yerleştirdim. O bu heyecanı daha üstünden atamamışken ellerini bırakıp asansör de katıma basmıştım .

Asansör durduğunda inip hemen yanında duran merdivenleri çıkmaya başladım . Çatı katı için bir kaç basamak merdiven çıkmamız gerekiyordu . Kapıyı açmamla soğuk rüzgar yüzüme çarpmıştı. Gözlerim Jungkook'u ararken kapının biraz ilerisin de çatı da bulunan banka adımlarımı yönlendirdim .

Yanına oturduğumda yüzünü bana dönmemiş düşünceli bir şekilde dim direk karşısına bakıyordu .

Bende boş  bakışlarımı karşıya çevirdim .

- Danbi ...seni nasıl affedicek .

Jungkook derin bir nefes alıp yutkundu .
- Ben ona çok zarar verdiğimin farkındayım .

Dediğinde karşıya bakıyor olsa bile olumlu anlamda kafamı salladım .

Jungkook ,
- Ama ben Jisoo'ya aşık-

Sinirle ona döndüm . Yoksa hala Jisoo'ya aşığım kendime engel olamadım mı diycekti eğer bunu derse onu çatıdan bile atabilcek sinire sahiptim!

- Sakına hala ben Jisoo'yu seviyorum çok pişmanım Danbi'yi sevmiyorum onun beni sevdiğini bilmiyordum kalbi kırılmaz sanıyordum sonuçta ona neler neler dedim nerdeyse ağzını açıp bana bir şey demedi onu saf ve duygusuz buldum bir şey olmaz diye üstünde her şeyi yaptım deme !

Bunu dememle oda bana döndü .

Jungkook
- Evet ilk ve çoğu yaptığım şeyi Jisoo'nun intikamını alabilmek için yaptım evet son yaptığım şeyde akılsızlıktı Chanyeol'un Danbi'yi sevdiğini biliyordum ve Jisoo'nun  beni aldattığı için onları pişman etmek istedim evet kabul ediyorum ben intikam almak için her şeyi yapabilecek bir  piçim ! Ama ben bir şeyi daha farkettim Jisoo'yu sevmiştim ama ben Danbi'ye aşık oldum ...

Bütün kelimeleri üstüme kusunca şaşırmıştım.  Hele son dediği şeyi ondan beklemiyordum ama emindim ona aşık oldum derken ses tonu bir o kadar kırılgan ve şaşkın çıkmıştı . Bunu dedikten sonra aptal gülmeme engel olamadım o ise derin bir nefes verdi . 

Birden çatının kapısı açılınca oraya döndük . Jimin'i telaşlı görmemizle ayağa fırladık.  Jimin koşmuş olmalıydı ki derin nefesler verdi .

Jimin
-DANBİ UYANDI!

Benim bölüm bekleyen sevgili okuyucularım bugün bölüm atmasaydım yarın kursta büyük miktarda dayak yiycek ve sizin içinizden sövmelerinize neden olucaktım bunun  için paylaştım ☺

Umarım beğenirsiniz

Kaza/JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin