Bugünkü kahvaltı masası temamız: Pamir' in Arat' a dünkü meyve faciasının hesabını sormasıydı!! Ben tepkisizliğimi korumaya çalışırken Afşin' de üçüncü uyarısına rağmen susmayan ikiliyi: 'Ne haliniz varsa görün!' bakışıyla boş vermişti. Afşin' i bile bezdiren bu ikiliye: 'Pes yani!' bakışı atsam da ikisinin de birbirinden başka kimseyi görmediği aşikardı. Bilinçaltım elinde patlamış mısırıyla, geniş kanepesine bağdaş kurmuş kahkahalarla durumu izlese de, ara elementlerin bu denli çok olduğu bir yerde böyle çocukça davranmaları hiç hoş değildi...
-Bana bak büyüğüm diye bana emirler yağdırabileceğini kim söylediyse git ve ona de ki...
Arat' ın cümlesi Pamir' in tıslamasıyla yarım kalmıştı:
-Bunu bana kimse söylemedi! Gerek de yok! Çünkü sana ne zaman istersem, emir veririm! Bunun yaşla alakası yok. Tamamen senin asla büyümüyor olmanla ilgili!
-Siz çok yücesiniz efendim(!). Kendini mükemmel sanıyorsun ama durumun, mükemmelliğin yanından bile geçmez!
-Düşünmeden kullandığın o kelimeler boğazına dolanacak haberin olsun! Bir daha kendi keyfin için kimseye zorla bir şey yaptırdığını görmeyeceğim Arat!
-Zorla mı!? Beria!? Tanrı aşkına seni zorla mı gönderdim!?
Arat' ın sorusu iki soğuk bakışı ve tüm tartışmanın ağırlığını tepeme bindirirken, alnımdan soğuk terler aktığını hissedebiliyordum. Kendime bir sonraki yemek için daha ılıman bir kuşak seçmem gerektiğini hatırlattıktan sonra boğazımı temizleyip, içime içime kaçan sesimle:
-Hayır... Aslında pek sayılmaz, dedim.
Cevabım üzerine Pamir' in gözlerinden çıkan kıvılcımlar tüylerimi diken diken ederken, belimi daha dik bir konuma getirmek istesem de gittikçe kamburlaşıyordum...
-Sana gitme dediğim halde gittiğin yetmezmiş gibi dün suratındaki ifade hiç de halinden memnun birisi gibi göstermiyordu seni!?
-Memnun olduğumu söylemedim ki... Sadece oraya kendi isteğimle gittiğimi söylüyorum. Ayrıca bu konuyu dün kapattığımızı sanmıştım!?
Neden gereksizce uzatıyordu? Neden Arat' la sabahtan beri didiştiği yetmezmiş gibi dün kapanan bir mevzuyla üzerime geliyordu!? Buradaydım işte, tek parça halinde. Neden hala geçmiş gitmiş bir şey üzerinden sorgulanmak zorundaydım!? Sinir kat sayım artarken, bana yine ne yapıp neyi yapamayacağım hakkında emir kipiyle konuşması canımı sıkmıştı. Ama Pamir' in öfkesi hala benimkinin kat kat fazlasıydı:
-Yanlış sanmışsın! Ben o konuyu henüz kapatmadım! Ya sana bir şey olsaydı?
Ama artık gerçekten yeter!! Ben onun küçük kız kardeşi değildim! Otur dediğinde oturup, kalkmak için kalk demesini beklemeyecektim! Bu kadar üzerime titremesine gerek yoktu. Ya da en azından beni bu şekilde daraltmasına... Nefes alamıyordum! Madem henüz kapatamamıştı konuyu ben son noktayı koymasını bilirdim! Burnumdan soluduğum nefesi hızla dışarı verip:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYKIRI:3 YEMİN
FantasyAYKIRI SERİSİ'NİN 3. KİTABIDIR! *** Zıtlıklar düğüm oldukları noktada da itebilirler mi birbirlerini? Yoksa verdikleri her tepki, bundan sonra onları itmek yerine birbirlerine mi çekecekti? Daha yakın! Şimdi herkes daha yakın! Hayaller ve gerçekle...