Demir'den;
Yemeğimizi yediğimiz gibi çocuklarla bahçeye çıkıp biraz futbol oynamaya karar vermiştik. Maç güzel gidiyordu ama Can anca çelme takıp bizi düşürdüğü için oyunu bitirmiştik. Cidden Can'ı ve Hira yengemi hiç bir zaman anlamayacağım. Birisi deli diğeri ondan deliydi. Eğer bu düşüncelerimi Kıvanç duysaydı beni kesinlikle gebertirdi. Herkesin pili bittiği için bir güzel duş alıp yatmayı düşünüyorduk. İçeriden Özkan bağıra bağıra bahçeye gelirken
'' vallaha süper film buldum. Aha vallaha lan korku ama izleriz. '' Korku? gözlerimi hemen Can'a gönderdiğimde suratı bembeyaz olmuştu ama gülümsüyordu. Yalancı gülümseme diyorduk biz ona. Ellerimi birbirine çarpıp
'' Oooo korkuysa izleriz tabii tam bizlik '' yerimizden kalkıp oturma odasına geçtiğimiz gibi herkes bir yere yayılmıştı. Özkan kumandayı eline alıp filme başlattığında kolumun altında duran yastığı bir anda Can alıvermişti. Kıvanç kıkır kıkır gülerken
'' Lan sarılalım istersen '' bu sefer herkes gülmüştü. Can ise gözlerini kısmış bir şekilde
'' hehe dönün lan önünüze sizi gerzekler'' bir anda sessizlik olmuştu. Karşımıza bir anda kötü kadın çıktığında Can küfür etmeye başlamıştı bile. Can saydırıyor biz Can'a gülüyorduk. Bir anda aklıma gelen süper fikirle yerimden kalkıp
'' tuvalete gidiyorum ben '' Can gözlerini kapattığı için bizim çocuklara elimle telefonlarını gösterip odadan ayrılmıştım. Mutfağa gidip hızlıca grup açıp ' Birazdan Can'ı korkutacağım haberiniz olsun' yazımı yazıp gönderdiğimde herkes kahkaha atan emoji göndermişti. Tezgahın altında duran poşetlikten poşet alıp sessiz sessiz şişirdiğim gibi oturma odasına parmak uçlarımda gidip tam Can'ın arkasına geldiğimde elimdeki poşete vurduğum gibi Can
'' ağzın... ...... '' herkes gülmekten yarılmıştı. Bana bakıp
'' Allah senin belanı vermesin seni salak çocuk. Bugün beni korkuttun yarın seni korkuturum. Oğlum bittin sen vallaha bittin '' Ben Can'ı tınlamıyor gülmekten ağrıyan karnımı tutuyordum. Televizyondan gelen sese baktığımızda Can bağırarak
'' lan kapatın gece gece izlenir mi böyle şeyler yaw. Gündüz dünyanın en korkunç filmini getirin korkmam ama gece izlenmez lan böyle şeyler. '' Özkan ayağa kalkıp filmi kapattığında Kıvanç Can'nın kafasına yastıkla vurduğunda Can bir anda irkilmişti. Biz gülmeye devam ederken Can etrafına bakıyordu. Korktuğu her halden belli oluyordu. Bir anda sinirlenip ayağa kalkıp
'' Ne yapıyorsanız yapın ben yatmaya gidiyorum '' merdivenlerin başına geldiğinde bana bakıp
'' Lan Demir bunu ödedittiricem sana biliyorsun dimi '' bende şakasına kafa sallayıp geriye yaslanmıştım. Saate baktığımızda 02.46 geçiyordu ve ben yarın sabah erken kalkıcaktım. Hızlıca ayağa kalkıp
'' Bende yatıyorum gençler sabah bir de erken uyanıcam'' tam gidecekken
'' Babam bana 7 mi ? 8 mi ? demişti ona göre alarm kuracağım ?'' bizim çocuklarda bön bön bana bakıyorlardı
'' neyse 8'e kurarım alarmı mı iyi geceler '' hızlıca yukarıya çıkıp uyumaya başlamıştım.
Perdeyi açık bıraktığım için güneş gözüme vurduğu için yorganı kafama kadar çektiğimde biraz daha uyumam gerektiğini anlamıştım ama telefonum çaldığı için uykuma devam edememiştim. Arayana bakmadan direk telefonu açıp uykulu sesimle
"Alo" dediğimde bağırarak bana saydıran babamın sesini duyduğumda işimin bittiğini anlamıştım.
'' Saat kaç olmuş Demir bey ortalıklarda yok. 10 Dakika içerisinde burada olmazsan seni yerim Demir bunu biliyorsun değil mi ? Hangi şirket saat 8'de iş başı yapar söylesene bana. Ben sana dün 7'de burada olacağını söylemiştim. Hala yatıyorsun değil mi? Hızlı bir şekilde burada oluyorsun eğer 10 dakikayı geçersen olacaklardan ben sorumlu değilim'' telefon suratıma kapatıldığı için şuan olayın şokunu altlatmaya çalışıyordum ama şuan dakikam hatta salisem gittiği için bir anda yataktan çıkıp dolabımda duran takım elbiseyi giyindiğim gibi aşağıya indiğimde çocuklar uyanıp kıyafetlerini giyinip kapıdan çıkarken gördüğümde Kıvanç bana bakıp
'' ne bu acelen lan '' hızlıca ayakkabıları elime alıp yere koyduğum gibi giyindiğimde
'' lan 7'de işte olmam gerekiyordu ben salak gibi 8'de alarmı kurdum sabah sabah babamın saydırmasıyla uyandım" arabanın anahtarını elime aldığım gibi kilidini açıp saate baktığımda 7.45 geçiyordu.
'' Kaçtım ben '' dediğim gibi arabaya atladığım gibi şirketin yolunu tutmuştum.
Sonunda şirketin önüne geldiğimde saat 7.55 geçiyordu geç kalmıştım ama 8'de babamın yanında olsaydım sorun olmaz diye düşünüyordum. Tabi ki de yavaş yavaş yanına gitmicektim arabayı park ettiğim gibi güvenlikçiye ' günaydın' dediğim gibi asansörün bu katta olduğuu görünce koşarak yetiştiğimde cidden kendimi tebrik etmiştim. Kat 9 'da bastığımda telefonum çaldığında hızlıca açıp
'' asansördeyim geliyorum baba '' hiç bir şey demeden telefonu kapatmıştı. Sonunda 9.kata geldiğimde sekretere hiç bakmadan direk odaya girdiğimde karşısında beni görünce
'' kapıyı kapat şimdi ben toplantıya gideceğim İstanbul dışında olacağım her saat aradığımda şirkette olduğunu anlayacağım. Eğer ben yokum diye sana verdiğim dosyaları hallettmezsen sonu kötü olur. Sekreter zaten sana ne yapman gerektiğini söyleyecek'' kafamı salladığım gibi
'' Bu konuda bana güven baba git ve toplantınla ilgilen ben halletmeye çalışrıım.'' Kafasını salladığı gibi
'' Bak bu şirketin başı benim şimdi gidiyorum şuan başı sensin biliyorsun değil mi ? ''
'' biliyorum hadi git bende buralar meraketme'' kapıdan çıktığı gibi 2-3 dakika sonra sekreter ellerinde duran klosörü getirdiğinde bugün burada işim bittiğini anlamıştım.
Deniz'den;
Sabah aşağıdan gelen seslere uyandığım için merdivenlerden aşağıya inerken
'' ya kızlar sessiz sessiz halledin şu kahvaltı işini ne olur ya cidden başım çatlıyor'' mutfağa geldiğimde kısık olan gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamamıştım. Erkekler kahvaltı hazırlıyorlardı cidden helal olsun. Can tabi ki de ilk konuşan olmuştu
'' Dünyadan yengeme dünyadan yengeme, yengem sen misin ne hale gelmişsin sen öyle saç baş dağınık üzerinde sünger bob pijamaları '' cidden üzerimde duran sünger bob pijamaları ? Allah'ım şuan tam rezilliktim. Hızlıca yukarıya çıkıp kıyafetlerimi değiştirdiğim gibi kızları uyandırıp aşağıya indiğimizde kahvaltı hazır olmuştu bile. Masada her şey vardı cidden öyle bir açtım ki hemen masaya oturup elime aldığım ekmek kızartmasını hapur hupur yemeye başlamıştım bile. Mira karşımda oturduğu için göz göze geldiğimiz için
'' yuh yuh yavaş ye yavaş boğazına mı dizmek mi istiyorsun kızım sen '' etrafa baktığımda Demir'i göremeyince ağzımın bitmesini beklemiştim.
'' Bir şey sorucam Demir nerede?'' ilk konuşan Kıvanç olmuştu.
'' Dün şirkete gittik ve birkaç bir şey oldu ve Demir babasına yalan söylediği gibi sizin yanınıza geldik tabi bizim akıllı Demir bugün şirkete gidip köpek gibi çalışıcak sabahta geç uyanmış babasından azar işittiği için direk şirkete geçti'' kafa salladığımda Mira sessiz sessiz kahvaltısı ediyordu.
'' o zaman kahvaltısını etmedi? '' mantıken kahvaltısı etmemiş oluyordu.
'' Kahvaltı yapar o merak etmeyin'' Özkan dediyse yapar diye düşünmüştük.
Kahvaltımız bittiğinde salona geçip üniversite konusunu konuşmamız gerektiğini anlamıştım. Okuldan izin aldığımız için izin günlerimiz azalıyordu mantıklı bir şekilde düşünüp mantıklı karar vermemiz gerekiyordu ama Demir burada olmadığı için konuyu açmayı istemedim. Bugün ne yapsak acaba diye düşünüyordum. Hava çok sıcak dışarıya çıksak erirdik, evde oturdak canımız sıkılıcaktı, film izlemekte kusucaktık, aklıma bowling gelmişti. Bakıyım ortalıktan ses çıkmassa aklıma gelen fikri söylerim diye düşünmüştüm.
'' Eeee ne yapıyoruz bugün '' Eylül elleriyle suratına yel yapıyordu. Hiç kimseden ses çıkmamıştı konuşmaya başladığım gibi herkes bana bakmıştı
'' Hadi o zaman kalkalım da bowlinge gidelim ne dersiniz ? '' herkes söylediğim fikre onay verdiği gibi kızlar olarak yukarıya çıkıp kıyafetlerimi değiştirip rahat birşeyler giyinip aşağıya indiğimizde erkekler kanepede kestirmeye başlamışlardı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaller 2: Üniversite
Teen FictionHayaller bitti artık gerçekler başlıyor. Kendi hayallerini kuran 4 kızın hikayesi üniversitede de devam ediyor. Ama bu sefer her şey çok farklı olacak