Bölüm 1

1K 36 28
                                    

1 YIL SONRA

Hira;

Her insan kendi kaderini kendisi yaşarmış. İşte bizde tam şuan böyleyiz hayatımız değişeli tamı tamına 1 yıl oldu hemde koca 1 yıl tabi siz soracaksınız en son ne oldu diye. Size kısacası özet geçmek gerekirse üniversite sınav sonuçları açıklandığında herkes ağlamaya başlamıştı.

1 YIL ÖNCE

EYLÜL;
Şuanda şokla bilgisayara bakıyordum. Çünkü bugün açıklanmıştı nereye gideceğimiz. Peki ben nereye gidiyorum tabiki de Çanakkale. Hemen bizim kızlara dönüp

"kızlar nolur aynı yerler çıksın nereler çıktı size" dediğimde Mira hemen söylemeye başladı

"Demir ve benimkisi Bursa"

"Kıvanç ve benimkisi Ankara"

"Özkan ve benimkisi ise İstanbul"
Şuanda şoklar içerisindeyim normal de biz aynı yerleri yazmıştık ama yinede her ihtimale karşı buraları da yazdık ama biz çıkacağını bilmiyorduk. Hira hemen konuşmaya başladı

"ya neden böyle oldu biz ne güzel ilk sıraya aynı yazdık"

"demek ki gideceğimiz yere çok talip var ki"

Hira;

Peki şuanda ne mi yapıyordum? eşyalarımı topladım ve İstanbul'a geri dönüyordum. Tabi bana Ankara çıktığı için annemlerin yanında kalıyordum ama şimdi kendi evime yani İstanbul'a dönecektim. Aşağıdan annemin seslenmesiyle hemen odamdan çıkıp aşağıya indim

"efendim anne" dediğim gibi hemen cevap verdi

"kızım ne zaman yola çıkıyorsunuz" annem böyle diyince tabi düşünmeye başladım. Tabi düşündükten sonra cevap verdim

"Kıvanç birazdan gelir yani yarım saat sonra çıkarım niye ki bir şey mi oldu"

"yok kızım ya ne olsun şimdi biz seni tekrardan özleriz" tabi annem bu lafı gözleri dolu dolu söylemişti ama yapacak bir şey yoktu İstanbul'a artık geri dönmem gerekti

"anne ya yapma böyle gerçekten gitmem lazım biliyorsun 1 yıldır Kıvanç'tan başka kimseyi görmedim kızları bile birbirimizi özledik artık"

"iyi peki madem hadi sen git bavulunu tamamla birazdan Kıvanç'ta gelir" dediğinde. Annemi öpüp hemen odama gittim son işlerimi de yaptıktan sonra telefonumun çalmaya başladı. Kimin aradığına baktığımda ise  'Kıvanç' yazıyordu demek ki gelmişti. Hızlıca valizimi alıp yavaş bir şekilde merdivenlerden indim ve kapıyı açtım karşımda Kıvanç vardı hemen ona sarıldım ve sonra ayrıldık

"hadi Kıvanç bir an önce gidelim çünkü ben şuan çok heyecanlıyım" dediğimde gülmüştü. Annem içeriden yanımıza gelip bana sarıldı

"kızım yolunuz açık olsun tez zamanda geri dönersin artık seni kaç yıl,  ay bekleyeceksem" dediğinde gülmüştü

"annem valla bende bilmiyorum belki hep birlikte geçiş yaparız İstanbul'a " konuşmam bittikten sonra annem Kıvanç'a da sarıldım. Arabaya bindiğimiz gibi Kıvanç arabayı sürmeye başladı hemen ona dönüp

"Kıvanç kızların veya erkeklerin haberi var mı" dediğimde ilk başta düşünür gibi yaptı ondan sonra da konuşmaya başladı

"erkeklerin var kızların haberi yok erkeklerse kızları bir iş için getirecek İstanbul'a ama onlar bizden sonra gelecekler zaten biliyorsun Özkanlar İstanbul da" dediğinde kafamı salladım ve arabadan güzel bir müzik açıp yolu izlemeye başladım.

4 SAAT SONRA 

Hira;

Sonunda İstanbul'a gelmiştik Kıvanç hemen arabayı bizim eve sürmüştü 1 saat sonra bizim eve geldiğimizde hala daha yerinde duruyordu. Ama yan tarafa başka birisi taşınmıştı neyse artık sonradan hoş geldiniz demeye gideriz kızlarla. Hemen evin kapısına koştum ve kapıyı açtım içeriye girdiğimde ev aynıydı resimler aynı yerde ama şunun farkına vardım ki havalandırılmış bu ev. Hemen Kıvanç'a dönüp 

"Kıvanç bu eve bizden başka kim girdi" dediğimde oda bana dönüp

 "yan komşunuz geçen baban bana söyledi de bende evinizin anahtarını verdim evi havalandırsın diye" dediğinde kafamı sallamıştım. Hızlıca odama gittim ve içeriye girdiğimde her şey yine yerindeydi kendi odamdan çıkıp teker teker kızların odasına girdim onlarında odasında bir değişiklik yoktu tekrardan aşağıya indim ve Kıvanç'a baktığımda koltukta oturuyordu bende hemen tam oturmak için geçiyordum ki kapı çalmıştı. Gerçekten hemen erken mi gelmişlerdi Kıvanç'a baktığımda oda şaşırmıştı

 "iyi de bunların daha gelmesine var" dediğinde koşarak kapıya gittim ve kapıyı açtım ama karşımda bizimkileri değilde bizim yaşlarımızda erkek çocuk ve kız çocuk vardı hemen konuşmaya başladım

 "buyurun kime baktınız" dediğimde kız olan konuşmaya başladı

 "biz bu eve her gün bakarız bir şey eksik mi diye ama siz kimsiniz" dediğinde demek ki bunlardı yan komşu hemen gülüp cevap verdim

 "ben bu evin sahibiyim bu arada benim adım Hira sizin ne ya" dediğimde. İkisi de şaşırmıştır sonrada isimlerini söylemişti 

"ben Ayaz buda kardeşim Merve"

 "tanıştığıma memnun oldum içeriye gelmez miydiniz" dediğimde birbirine baktılar sonra Ayaz denilen çocuk cevap verdi 

"yok biz sadece bakmak için geldik ama ev sahipleri gelmiş o zaman biz gidelim hoş çakalın" dediğinde el sallamıştım. Tekrardan içeriye geçtiğimde Kıvanç içeriyi hazırlıyordu benim geldiğimi gördüğünde

 "kimmiş gelen" dediğinde

 "Ayaz ve Merve yan tarafta ki komşular" dediğimde Kıvanç hemen bana dönüp

 "sen bu kısacık kıyafetlerinle kapıyı mı açtın" al işte yine başlıyorduk.

Mira;

Demir'in zorla İstanbul'a dönüyoruz demesi ve şuanda bizim evin kapısının önünde olmamıza ne demeli. Hemen Demir'e dönüp

 "ya sen bize eve geleceğimizi söylemedin" 

"hayatım ne güzel işte hem eve bakarız özlemedin mi" yani özlemiştim ama ben bu eve kızlarla girmek istiyordum. Tam bahçeye adım atacakken iki araba hızıyla gelmişti arkama baktığımda Özkan ve Can'ın arabasıydı içinden de Eylül ve Deniz çıkmıştı. Şuanda şoklar içerisinde onlara bakıyordum Eylül hemen konuşmaya başladı

 "ya Deniz düşünüyorum ama bu Mira bence bizi özlemedi biliyor musun baksana kız hiç bize sarılmıyor" 

"bence de Eylül sana katılıyorum" dediğinde hemen şoktan çıkıp koşarak kızlara sarıldım. Sadece eksik olan tek kişi Hira idi ama oda burada yoktu hemen kızlardan ayrılıp konuşmaya başladım

 "hayır kızlar çok mutlu oldum ama Hira yok en neşeli insan yok ama sizi gördüğümde o kadar sevindim ki" dediğimde kızlarda beni onaylamıştı. Bir tek Hira yoktu Eylül konuşmaya başladığında hepimiz ona baktık

 "keşke Hira şuradan çıksa da bundan sonra her sabah ben sizi uyandırıcam artık dese" dediğinde gözlerimiz dolmaya başlamıştı. Sonra arkadan bir ses gelmişti hemde Hira'nın sesine benziyordu

 "sen iste yeter ki Eylül'cüm seni mi kırıcam her sabah uyandırırım ben sizi" Deniz'in konuşmasıyla heemen arkamıza dönük 

"kızlar şurada ki Hira mı ben mi yanlış görüyorum" Eylül ile birlikte aynı anda cevap vermiştik 

"hayır bizde görüyoruz" dediğimizde. Hira gülerek üstümüze atladı ve hep birlikte yere düştük şuanda hep birlikteydik ve o kadar çok mutluyduk ki kimse bu mutluluğumuzu bozamazdı.

Hayaller 2: ÜniversiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin