Bölüm 38

142 11 12
                                    

Can'Dan;

Mutfakta Eylül ile konuştuktan sonra içeriye geçip 

'' gençler beni dinleyin. Hele hele Özkan kulaklarını 4 aç demeyeceğim sen 8 defa aç çünkü seninle de alakalı bu konu neyse durun bir konuşayım. Şimdi ilk önce ben mutfaktayken beni Eylül aradı ve yarın Deniz'in doğum günü olduğunu söyledi. O yüzden yola çıkamayacaklarmış ve bize diyorlar ki sizde Ankara'ya gelin en azından Deniz'e sürpriz yaparız dedi. Bende çocuklarla konuşayım dedim ve telefonu kapattım '' Özkan Deniz lafını duyar duymaz yattığı koltuktan kalkıp düzgün bir şekilde dinlemeye başlamıştı. Demir ile Kıvanç'da tık yoktu. Kıvanç konuşmaya başladı.

 '' Şimdi çocuklar şöyle düşünün herkesin sevgilisi İstanbul dışında değil mi ? '' herkes evet demişti. 

'' Şimdi Demir'in veya Can'ın sevgilisinin doğum günü yarın diyelim siz olsanız gitmez misiniz ? '' Özkan gitme taraftarı olduğu biliyorduk o yüzden ona söz hakkı vermiyorduk. 

'' Haklısın abi ben uça uça giderim. Adı üstünde sevgilin yani. '' Diyen Demir'e hak veriyordum. 

'' O zaman bir kızları arayıp saat kaçta planlamışlar bir konuşalım bizde ona göre yola çıkalım olur mu ? '' diyen Demir'in alnından öpmek istiyordum. Bende Eylül böcüğümü görücektim. Demir telefondan Mira yengemi arayıp sesi hoparlöre vermişti. Hemen telefon açıldığı için direk konuya girilmişti.

 '' Sevgilim müsait misin  yanında Deniz var mı ? '' Arkadan Hira'nın sesi anırarak çıkıyordu. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

 '' Bekle ben bir bahçeye çıkayım'' 1 dakika sonra 

'' evet şimdi konuşabiliriz '' Özkan devreye girip 

'' Yenge doğum günü saat kaçta ? ''

 '' Ya şuan saatini belirlemedik. Ya eğer siz gelirseniz biraz geç yaparız, yok biz gelemeyiz diyorsanız da erken yaparız'' Özkan koltukta geriye yaslandı. 

'' Nerede kutlayacaksınız ? '' 

'' hmm ya aslında evde yapmayı planlıyorduk ama evde de Hira'nın annesi ile babası olucak. Siz gelirseniz kesinlikle rahat hareket edemicez o yüzden bilmiyorum. Ya siz gelicek misiniz ? ona göre planlamamız gerek bunu biliyorsunuz değil mi ? '' içimden ' ah be yenge bizde bilmiyoz ki ' diyordum. Kıvanç bir anda ortaya atlayıp

 '' 3-4 saat içinde yola çıkmış oluruz. '' 

  '' peki o zaman şöyle yapalım Ankara'da çok güzel bir cafe var bende birazdan kızlardan birisini alır dışarı çıkarım. O cafeyi bir kaç saatliğine kapattırırız. En azından beraber oluruz. Rahat takılırız'' bu seferde ben konuşayım

 '' Vallaha yenge aklınla bin yaşa güzel fikir '' Mira yengemin gülme sesi gelmişti. 

'' Ne demek canım görevimizdir. '' bu sefer herkes kıkırdamıştı. 

'' Çocuklar Deniz geliyor kapatıyorum ben bir şey olursa arayın '' hep birlikte

 ' tamam ' dediğimiz gibi telefon kapatılmıştı. 

'' Eee o zaman hazırlanın 1 gece kalırız zaten herkes yol yorgunu'' diyen Demir'e oy vermiştim. İşlerimiz erken bittiği için çok memnun olmuştuk en azından erkenden haberimiz oldu.

 '' Hadi bakalım hazırlanalım da daha sonra hediye almak için bir Avm gideriz. '' dediğimde herkes yerinden kalkıp odalara çıkıp üzerimizi giyinmeye başlamıştık.

Mira'dan;

Bahçede Deniz yanıma gelip

 '' Enişteyle mi konuşuyordun '' dediğinde suratındaki gülümsemeyi görebiliyordum.

 '' Evet onunla konuştum da Hira'ya söylemem gereken bir şey var. Bizim salak kız nerede ? '' Kıkırdayıp üzerime atlayıp

 ''Yürü kaptan içerideler'' biraz ağırdı ama hiçbir şey demeden koşa koşa içeriye geçip 

'' Kaptan tam karşımızdalar. Hedefff saldırrrrrrr...'' Deniz kendini savaşta zannetmişti ama bende gaza gelmiştim.

 '' Allah allah allah" diye bağırarak Hira ile Eylül'ün üstüne koşmaya başladım. Onlarda bizim gibi üst üste binip savaşmaya başlamışlardı. Allah'ım ya bu kızlar çok tatlı görünüyorlardı. Ayağıma ıslak bir şey gelmesiyle birlikte Deniz ile yeri boylamıştık. Bize gülen Hira ile Eylül'ün ayaklarını tutup yere düştüklerinde herkes gülmeye başlamıştı. Beril sultanın sesini duyduğumuzda yerden bir kalkışımız vardı. Herkes nasıl kalktığımızı hayret etmişti.

 '' Sorun yok değil mi kızlar '' Eylül canı acıyormuş gibi gözüküyordu

 '' Yok yok Beril sultan devam et sen '' Beril sultan gittiğinde herkes kendini yere atmıştı. Beril sultan'ın sesini tekrar duyup kendimizi bu sefer kanepeye atmıştık

'' Şaka yaptım korkuyor musunuz diye bir deneyeyim dedim '' Vallaha kadın bizi resmen fake getirmişti. Karşımda duran Hira'ya kaş göz işareti yaptığım da bir şey olduğunu anlamıştı. Ben ayağa kalkıp bahçeye geçtiğimde o da beni takip etmişti. 

'' Şimdi çocuklar 3- 4 saat sonra yola çıkacaklar doğum gününü evde yapmayalım diyorum. Erkekler geldiğinde rahat olamayız annen ile baban var ya o yüzden hep gittiğimiz , takıldığımız cafe var ya şimdi oraya gidip yarınlık kapattırsak olur mu ? '' Hira'nın surat ifadesi olumluydu. 

'' Bekle sultandan arabanın anahtarını alıp kaçalım hemen Eylüle söylesen bizim gideceğimizi en azından Denizi oyalasın bizde gidip hemen halledelim. 

Hiradab;

Sultanların sultanı şimdi yarın Deniz'in doğum günü yüzden biz bir kızlarla takıldığımız cafeye gidip gelmemiz gerekiyor o yüzden arabaya ihtiyacımız var. Sana zahmet anahtarcığı alabilir miyim ? '' Bana bakıp

 '' Kızz Deniz'in doğum günü mü yarın ? Allah ne diyim desene yarın içinde hazırlık yapacağım. '' sultanım ya hemen telaşlanmaya başladı.

 '' Yok sultanım bizim çocuklarda İstanbul'dan geliyorlar Deniz'in haberi yok şimdi gidip yarın cafeyi kapattırıcaz onun için cafeyle bir görüşelim diye anahtarcığı istiyorum. Yoksa arabayla işim olmaz biliyorsun'' kıkır kıkır gülüp

 '' tamam git anahtarlıkta asılı herhangi bir şey lazım olursa ara beni '' yanaklarından öpüp 

'' tamam sultanım söylerim sen merak etme '' diyip beni dışarıda bekleyen Mira'ya arabanın anahtarını sallayarak dışarıya koştum gibi garajın yolunu tutmuştuk.

Demir'den;

Çocuklar gelin benim arabayla gidelim biriniz daha arabayı alsın geri dönüşte kızları da alır öyle döneriz

'' tamam ben arabayı aldım '' diyen Özkan'a göz kırpıp

 "ee o zaman hazırlanın ilk önce AVM gidelim ardından yola koyuluruz" evden çıkıp Kıvanç benim arabaya Can'da Özkan'nın arabasına binmişti. Arabayı çalıştırıp Avmnin yolunu tuttuğumda Kıvanç konuşmaya başladı 

'' Özkan ne kadar heyecanlı farkına vardın mı ? ''

  '' Çok heyecanlı gitmeyi çok istiyordu suratından okunuyor  biz gitmeyelim deseydik bile kendisi atlar arabaya giderdi. '' 

'' Giderdi vallaha'' diyen Kıvanç'a katılıyordum. 1 saat içinde hediyeleri alıp yola koyulmuştuk. Evett uzun bir yolculuğa merhaba demeye başlamıştık bile....  

Hayaller 2: ÜniversiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin