Hira;
Sabah resmen telefon sesiyle uyanmıştım. Ama gözlerimi açamıyorum yavaş yavaş açmayı denediğimde açılmıştı. Yatağımda doğrulup telefona baktım kim aradı diye ve 'Kıvanç' ismini gördüm şaşırmıştım. Çünkü Kıvanç beni asla aramazdı ne oldu acaba. Tabi ben bunları düşünürken telefonum kapanmıştı hemen telefonumu açıp rehber kısmına girdim ve Kıvanç ismini bulup aradım. Aradığım gibi de anında telefonu açmıştı
"alo Kıvanç ne oldu" dediğimde sesi sanki endişeli gibi geliyordu
"Hira iyi misin sen kızlarda iyi mi"
"evet iyi de sana ne oldu sesin endişeli geliyor" dediğimde nefes vermişti. Allah Allah ne oldu ki acaba
"ya hepinizi aradık kimseye ulaşamadık Can desen telefonunu açmıyor Mira'nın telefonu kapalı, Deniz'in ki de öyle, Eylül'de açmıyor seni aradık en son sende 20 kere aradığımızda açtın bir şey oldu sandık"
"yok ya bir şey olmadı çok yorgunduk Mira beni uyandırmayın dedi dün akşam o yüzden herkes uyudu bayağı neyse ben şimdi kapatayım kızları filan uyandırmam gerek Can'ı birazdan göndeririz size" dediğimde. Tam kapatacakken
"Hira kapatmadan önce bugün kahvaltıdan sonra bize gelin de şu Bora meselesini konuşalım gerçekten herkesin bu konu da canı çok sıkıldı hem senin ve Özkan'ın arasında ki meseleyi de çözelim dimi" dediğinde hiçbir şey demeden kapattım telefonu. Aslında Özkan ve benim aramda hiçbir şey yoktu dün sadece sinirliydim ve bir anda oldu of neyse artık daha fazla kafamı yoramazdım. Hemen ayağa kalkıp sersem bir şekilde Mira'nın odasına gittim kapıyı açtığımda hanımefendi hala daha uyuyordu Mira'nın odasında ki saate baktığımda 12.00 gösteriyordu vay anasını be o saate kadar uyuduk mu biz neyse artık şimdi kaldırma vakti geldi. hızlıca Mira'nın odasından çıkıp kapısını açık bıraktım sonrada Deniz'in kapısını açık bıraktım Eylül'ün kisine dokunmadım ama yine de açmak istedim ve açtım. Sesimi düz gün bir şekilde ayarladım ve derin bir nefes aldım işte şimdi bağıra bilirdim
"koğuş kalk saat 12.00 herkes odalarından çıksın ve karşıma geçsin geçin lan hadi" diye sonda bağırdığımda herkes gelmişti. Can ve Eylül bile tabi Can alışık olmadığı için çocuk resmen kendini askerde zannetti. Herkes geldiğine göre konuşmaya başlıya bilirdim
"evet arkadaşlar herkes burada Can sen de kusura bakma biz böyle uyandırırız birbirimizi" dediğimde yavaş yavaş kendine geliyordu
" estağfurullah yenge ev sizin istediğiniz gibi uyandırın da her gün böyle uyanıyorsanız siz Allah yardımcınız olsun" dediğinde kızlarla gülmeye başladık
"neyse şimdi Can'cım yenge yok tamam mı canım benim çünkü biz Kıvanç'la konuşmuyoruz aslında konuşuyoruz ama öyle sevgili gibi değil zaten şuanda bir tek sen ve Eylül konuşuyorsunuz o kadar diğerleri de konuşmuyor ama benim bildiğim konuşmamız gerekiyor dimi Mi.." daha sözümü tamamlamadan Eylül çığlık atıp beni susturdu
"bana bak kızım zaten dünden yorgunum hala daha şimdi burada seni çekemem ne söyleyeceksen söyle" dediğinde. Can bile Eylül'e şaşırarak bakıyordu
"neyse ne Can'da görmüş oldu artık eylül'ün uyandıktan sonra ki halini şimdi ben asıl konuya geçiyorum Mira neden telefonun kapalı" dediğimde kız bir anda afalladı ve
"ben mi" dediğinde ben ve Mira hariç herkes gülmeye başladı
"yavrucum senden başka Mira var mı bu evde" dediğimde
"yok galiba bakayım" demesiyle bizimkilerin anırması bir olmuştu
"ay valla yeter söyle lan" dediğimde konuşmaya başladı
"şimdi şöyle dün ben yorgundum sonra yatarken dedim ki kimse beni aramasın ben de telefonumu kapattım"
"tamam sen açıklamanı yaptın Deniz senin neden kapalı telefonun"
"benim şarjım bitti bende gece taktım bir daha da açmadım"
"seninde sebebin var peki Eylül ve can sizler neden telefonlarınız açmıyorsunuz"
"benim telefonum nerede bilmiyorum yenge"
"benim telefonumun sesi titreşimde Hira da sen niye sordun"
"peki hemen size söyleyeyim ben uyuyordum sonra bir anda bir telefon çaldı ama anlatamam sanırsın birisi öldü o şekilde çalıyordu neyse sonra baktım Kıvanç ve beni tamı tamına 20 kere aramış geri onu aradığımda dedi ki kahvaltıdan sonra bize gelin dedi bu hadi şimdi herkes üzerini giyinsin kahvaltı yapalım gidicez" dediğimde. Herkes beni onayladı ama bir tek can onaylamadı
"ben gideyim erkeklerle kahvaltı yapayım siz kız kıza yapın kahvaltınız" dedikten sonra Eylül'e sarılıp gitti bizde arkasından baka kaldık tabi. Kızlara dönüp
"lan hadisenize hala daha burada bekliyorsunuz normal insanlar öğlen yemeği yiyecek biz daha kahvaltı yapmadık" dediğim gibi herkes odalarına gitti. bende odama gidip ilk başta odamı topladım sonra da üzerimi giyindim.
Can;
Eve geldiğimde erkeklerin sorularına maruz kalmıştım ama en çok da takıldığım soru dün Hira ve Özkan'ın öyle olmaları. Hemen Özkan'a dönüp
"oğlum salak mısın kızı niye suçluyorsun"
"oğlum ondan değil lan yani ne bileyim sanki her şeyin suçlusu Hira gibi geliyor bana" dediğinde Kıvanç'a baktığımda umursamıyordu çünkü artık takmıyordu nede olsa oda biliyordu Hira'nın böyle bir kız olmadığını
"iyi de oğlum Hira niye böyle bir şey yapsın ki kız Eylül'ün kaç senelik arkadaşı ve kaç defa belalardan kurtuldular onlar yani bence böyle düşünmen yanlış bir şey ha eğer Hira'nın gelip senden özür dilemesini bekle çünkü dilemez neden diye soracak olursan senin asıl ondan özür dilemen gerekiyor" dediğimde düşünmeye başladı. Aslında kızların hiçbir suçu yoktu her şey bora denen çocuk tarafından olmuştu Eylül çocuğu unuttuğu halde o Eylül'ü unutamadım ama bir yandan da düşünüyorum iyi ki de evlerine gittiler. Eğer gitmeselerdi belki de Bora olduğunu anlamayacaktık ve Eylül'ün etrafında sapık hala daha dolaşacaktı sürekli rahatsız edecekti ve kızlardan birini başına bir iş gelecekti hemen bizimkilere dönüp
"lan ben kızların evinden çıkarken korumaların hiçbirini görmedim sadece şu Hakan abi dedikleri adam vardı ondan başka da yoktu acaba bir yere mi gittiler veya birisi bir şey mi dedi" dediğimde çocuklarda düşünmeye başladılar Demir'in ortaya fikir atmasıyla
"Hira'nın babası söylemesin artık gidin diye" dediğinde
"olabilir aslında Hira'nın babası demiştir" dediğimde Kıvanç konuşmaya başladı
"iyide Hakan abi dediğiniz bu adam Hira'dan emir alıyor yani Hira'nın özel koruması he bir de kızlardan emir alıyor o kadar ve Hira'nın da göndereceğini düşünmüyorum bu işte bir terslik var" dediğinde düşünmeye başladık ne oldu da o korumalar oradan gitti veya kim ne dedi.
Deniz;
Kızlarla kahvaltımız bittikten sonra herkes üzerini giyinmek için yukarı çıktı ben zaten hazırdım. Sadece kızları beklemek vardı o kadar onlarda 5 dakika olmadan aşağıya inmişlerdi. Artık onlarda geldiğine göre çıkabilrdik kapıya gittimizde ayakkabılırımızı giyiyorduk aklıma gelmişken Hira ya söyliyeyim
"Hira eğer Özkan orada bir şey derse şey yapma olur mu" dediğimde ayakkabısını giymeyi bırakıp bana baktı
"merak etme ben bir şey demem ama her olayda beni suçlamasın yani sanki ben bBora'ya demişim gel diye olmayan şeyi ortaya çıkartıyor ya" dediğimde Eylül yeni duydugu için şaşırmıştı
"oha dün Özkan böyle mi dedi oğlum saçmalamasın yok öyle bir şey Hira sende aklına takıp ben mi getirdim acaba diye de düşünme üzme kendini" dediğinde Hira sadece kafasını salladı. Herkes ayakkabılarını giydigine göre gidebilirdik en önde ben arkamda mira onun arkasında Hira en sonda da Eylül vardı kapıyı açtığım gibi kızlarla birlikte arabalara bindik ve erkeklerle buluşmak için yola koyulmuştuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaller 2: Üniversite
TeenfikceHayaller bitti artık gerçekler başlıyor. Kendi hayallerini kuran 4 kızın hikayesi üniversitede de devam ediyor. Ama bu sefer her şey çok farklı olacak