Bölüm 30

143 14 14
                                    

Hira'dan;

Daha fazla babamdan fazla bir şey saklamak istemiyordum. Şirketteki revirden işimizi hallettiğimiz gibi

 '' kızlar babamın odasına çıkıp bütün olayları anlatmak en mantıklısı neden derseniz başımızı belaya sokup babamın gözüne kötü görünmek istemem '' kızlar da bana katıldıkları için babamın yanına gitmek için asansörün gelmesini bekliyorduk. 2 dakika sonra babamın odasının kapısının önündeydik. Çok kararsız kalmıştım ama içeriye girip her şeyi açıklarsam kendimi daha iyi hissederim diye düşünmüştüm. Deniz kapıya tıklatıp girdiğinde bu yolun geri dönüşü olmadığını anlamıştım. Deniz'e asla kızmıyordum kızmak istemiyordum en doğrusunu yapmak için buradaydık. Teker teker boş bulduğumuz yere geçip 

'' baba...'' ses tonumun neden böyle çıktığını bilmiyordum ama susup tekrar konuşmayı denedim

'' Baba seninle konuşmak istediğim bir konu var '' tek kaşını kaldırmış ellerini de çenesine götürmüş bir şekilde beni dinlemeye başlamıştı bile.

'' Öncelikle dün çok güzeldi elimizden geldiğince iyi şeyler yapmaya çalıştık ama farkında mısın bilmiyorum ama....'' kapını tıklatılması ile içeriye Akın girmişti.

'' Müdürüm imzalamanız gereken dosyalar var '' bizi görmediği için kapıyı kapatmış dosyalarla ilgileniyordu. Kafasını kaldırıp bizi gördüğünde

'' çok özür dilerim bölüyor muyum? isterseniz birazdan gelebilirim '' elimi dur işareti yapıp

'' Senin de gelmen iyi oldu sende otur '' babam bana tip tip bakıyordu ama bu konuya bir yerden girmem gerekiyordu şirketin başında olduğu için kimin iyi kimin kötü olduğunu bilmesi gerektiğini düşünmüştüm. 

"Kaldığım yerden devam ediyorum dün biz konuşma yaparken ben neden slaytı sonra açtırdım biliyor musun baba?'' kafasını iki yana sallayıp

'' bende sana bunu soracaktım kızım" oturduğum yerde dikleşip

'' dün ben konuşma yaparken Ece ile Eda'nın bana vermiş olduğu flash bellek yanlışmış yani. Akın ben konuşma yaparken getirmiş olduğu flsah bellek doğru olanmış. Yani buradan çıkartmak istediğimiz konu Ece ile Eda sağlam değiller. Elimin neden bu halde olduğunu sorarsan Eda ile Ece'yi dövdüm. Ne kadar kızarsan kız ne kadar bana bu şirkette çalımamı sölesen her istediğini yaparım'' bir anda ayağa kalkıp

''hemen Eda ile Ece'yi bana çağırın" diye telefonda bas bas bağırıyordu. Korkmuştum. 1 dakika içerisinde kendilerini düzeltmeye çalışarak içeriye girmişlerdi. Babam onlara bakıp

'' Size ne oldu böyle ? '' kötü bakışlarıyla bana bakıp

'' efendim... özür dilerim ama sizin kızınızla...'' elini masaya vurup

'' kes duymak istemiyorum. Çıkışını veriyorum şu saatten sonra kendine iş bak duydun mu beni ! sakın bana yalvarma ya sen benim dün ki yemeğimi nasıl bozmak istersin söylesene bana bi sen nasıl flsah bellekleri değiştirirsin?'' bana attığı bakış çok kötüydü. Akın şuan olayın şokunu bile atlatamamıştı. Ona bakıp

'' Sakin ol herşey yoluna giricek. '' Yine elini masaya vurup

'' Ya sen benim sekreterimsin nasıl arkamdan iş çevirirsin söylesene? Akın olmasaydı yemek mahfolsaydı ve sizin yaptığınızı öğrenmeseydim ilk kimin başının etini yiyecektim? '' Kafasını öne eğip

'' özür dilerim efendim çok özür dilerim '' diyordu ama nafileydi. Kendimi bir an kötü hissetmiştim, kızlara baktığımda sadece olayları izliyorlardı. Akın konuşmaya başladı

'' Patron öncelikle erken getirmiş olduğum flash sayesinde paçayı kurtarmış olabiliriz. Sadece diğer şirketler bunu anlamasın istiyorum. Daha sonra ben geldikten sonra Eda ile Ece kızların sevgililerine sarkmaya çalıştıklarını duydum. '' Babam daha çok sinirlenmişti. Olaylar daha kötü mü olmuştu yoksa iyi bir yani olacakmıydı. Off cidden her şey daha kötüye gidiyor gibiydi. Kendini daha fazla tutamayan babam

'' Çıkın hepiniz dışarıya çıkın Hira sen burda kalıyorsun! '' Aha vallaha içimden SIÇTIN HİRA diyordum. Herkes odadan çıkmış bende babamın karşısında otruyordum.

'' Önce gelip bana söyleseydin bu olup bitenleri kendine zarar vermezdin. En kısa zamanda onların icabına bakacağım. Cidden dün işler kötüye gitmediği için ve bunu düzeltmeye çalışan Akın ve kızlara teşekkür ederim. Bugün ki olan tuzsuz olan davranışından dolayı sana kızmayacağım". Bu benim babammıydı ? cidden şuan şaşırmıştım. Bana kızması bağırması gereken adam nerdeydi? nereye kaçmıştı ?

'' Bana kızman gerekmiyor mu bağırman gerekiyordu ? '' yalandan bir gülümseme ile

'' doğru şeyi yaptığın şey için kızmıyorum '' Oha lan bu benim babam mı diye kendi kendime soruyorudm. Masada duran telefon çaldığı gibi açmıştı

'' Onun dosyasını bana getir hemen.... evet.... şimdi .... hemen diyorum anlamıyor musunuz siz? '' sinirlenmişti. Telefon çalmıştı arayan Kıvanç'tı. Açıp açmamakta kararsız kalmıştım. Elime aldığım gibi kapatıp mesaj yazmıştım

'' Şuan babamla ciddi bir konu konuşuyoruz seninle daha sonra konuşacağım'' yazdığım gibi göndermiştim. Babamın bana baktığı anda yakaladığımda kalbim küt küt atıyordu.

'' Şirkete gelip gidersin arada çalışmak zorunda değilsin sakın saçma şeyler yapma magazinlere düşmeni istemiyorum ve bu konu hakkında benimle konuştuğun için teşekkür ederim'' gülümsediği için bende babama gülümsemiştim. Ayağa kalkıp yanıma geldiğinde bende yağa kalkıp sım sıkı sarılmıştı. İçeriye adını bilemediğim birisi girmişti. Bizi öyle görünce

'' özür dilerim patron '' babam hemen kendine gelip

'' Hira artık sen çıkabilirsin'' adını bilmediğim şahıs dosyayı babama verdiği gibi odadan çıkmıştı.

'' Baba fazla oluyorum ama senden bir ricam olabilir mi ? '' Bana bakıp

'' Akını odaya çağırsana" bi şaşkın şaşkın bana bakıp eline aldığı telefonla Akını içeriye çağırmıştı. Akın odaya girdiğinde şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

'' Akında geldiğine göre benim yerimi Akına vermek istediğimi söylemek istedim '' Akın bana bakıp şok olmuş bir şekilde

'' Yok patron istemem ben sen patronluğunda kal bana yakışmaz '' Babam araya girip

'' Sen bizim şirketimizi kurtardın eğer sen olmasaydın şirket şuan magazinlerde rezil oluyordu''. Akına yaklaşıp omzundan tutup

'' Artık müdür yardımcısı olduğunu bilemeni isterim '' Akın neye uğradığını şaşırdı. Kendi kendime gülerken odadan çıkmıştım. Kızlar meraklı meraklı bana bakıyorlardı. Akınla beraber çıkmıştık. Akını tebrik ettiğimde kızlar daha çok merak etmişti. Bütün olayları anlattığımda herkes şok olmuştu. Telefonumun çalmasıyla hemen açıp

'' Aşkım efendim '' arkadan bizim çocukların sesi geliyordu

'' aşkım biz şirketten ayrıldık buluşsak mı diyorum hani '' cidden bütün her şeyi anlatmam gerekiyordu.

'' Tamam sahile gidelim oradaki cafede buluşuruz. '' Can arkadan

'' tamamdır yenge biz zaten cafedeyiz '' diyordu. Kıkır kıkır gülüp

'' Tamamdır bizde yarım saate oradayız....'' dediğim gibi telefonu  kapatıp kızlara döndüğüm gibi

'' Hadi bakalım arabalara atlayın sahildeki cafeye gidiyoruz '' kızlar hazırlanıp asansöre giderken arkamdan Akın koşarak gelip

'' Her şey için sağol patron hakkını helal et '' koluna girip

'' ne demek canım sen görevini yerine getirdin bende görevimi yerine getirdim artık patron ben değilim sensin. Asansör geldiğinde kolundan ayrılıp asansöre girdiğim de

'' Kolay gelsin patron '' dediğim gibi kapılar kapanmıştı.

Hayaller 2: ÜniversiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin