Mira'dan;
Hira ile konuşmak bana çok iyi geliyordu. Tatilde aynı oda da kaldığım için çok mutluydum. Ayağa kalkıp sıkı sıkı sarılıp
''şapşal şey iyi ki varsın '' bana bakıp
'' sakın salya sümük olayım deme gebertirim seni eğlenmeye geldik ağlamaya değil '' kafa sallayıp dolabı Hira'ya verdiğim için eşyalarını yerleştiriyordu. Bende bir şey lazım olursa valizimden bulmaya çalışırdım. Zaten valizimin yarısı Hira'nın eşyalarıyla doluydu. Tabi benim işim olmadığı için kendimi yatağın üzerine atmıştım Hira ise dolabını yerleştirmekle uğraşıyordu. Yarım saat sonra odanın telefonu çalmıştı. Telefon bana yakın olduğu için ben açmıştım.
'' Saat 20.00'da yemek saatimizdir bilginize'' dediği gibi telefonu kapatmışlardı. Hira'ya bakıp
'' Saat 20.00'da yemek varmış gidelim kurt gibi açım anasını satıyım inşallah güzel yemekler çıkar '' oturduğu yerden kalkıp
'' O kadar para verdik kızım tabi güzel çıkar hele bir çıkmasın yapacağımı bilirim ben '' dediği gibi kıkır kıkır gülüp tuvalete gitmişti bende elime telefonu alıp Deniz'i arayacaktım. Telefon bir iki çalış sonunda uykulu bir ses tonu ile açılmış telefona
"Efendim Mira"kızda nasıl bir bünye var anlamıyordum ki ya, saatime bakıp
'' 10 dakikaya hazır olun yemeğe gidicez oradan da oteli gezeriz '' hiç bir şey demeden telefonu kapatmıştı. Bende balkona çıkıp temiz havayı içime çekerken aşağıda bir sürü küçük çocukları görünce sevinmiştim. Hepsi gülüyordu, eğleniyordu peki büyüyünce yüzlerindeki gülümseme ,sevinçleri , yere düştüğünde kimse onları yerden kaldırmayacaktı bu dünyanın en kötü yanıydı işte. Be böyle düşünürken Hira yanıma gelip
'' hadi hazırlanalım Mira olmazsa bara geçeriz buradan'' öh ne barı be o bar işi Deniz'den sorulması gerekiyordu. Biz lise yıllarında Deniz bir ara 'gidelim eğlenelim felekten bir gün çaldığımız zaman yaparız' demiştik. Demek ki felekten bir gün bugünmüş. Hemen içeriye geçip üzerime normal şeyler giyinmiştim. Kot şort üzerime de bol beyaz tişört giyinmiştim. Telefonumun çalmasıyla yatağa zıplayıp telefona ulaştığımda Hira bana bön bön bakıyordu. Telefonu açıp
'' tamam çıktık '' deyip telefonu kapatıp Hira'nın kolundan tutup kapıdan çıktığımızda kızlar tam karşımızda duruyorlardı. Hiç zaman kaybetmeden aşağıya inerken restaurantın ne kadar kalabalık olduğunu konuşuyorduk.
Eylül'den;
Açık büfe olduğu için herkes bol bol yiyordu tabağımı ağzına kadar dolduruyordum. Denize baktığımda masayı kendi tabaklarıyla doldurmuştu. Biz buna ayı derdik. Kıkır kıkır gülerken Deniz bana bakıp
'' Neye gülüyon lan '' tam konuşacağım sırada
'' konuşma yemek ye '' o da kıkır kıkır gülüp kısık sesle
'' açık büfe kızım '' bu sefer bütün kızlar gülmüştü. Deniz tıslaya tıslaya yemek yerken bir ara Mira'yı da yemek yerken kaybetmiştik. Deniz kendini kaybetmişti Mira'da Deniz'e benziyordu. Gözlerimi ovuşturduğum da Hira ile ben en düzgün yiyen bizdik. Yemeğimiz bittiğinde Mira ile Deniz yerlerinden kıpırdayamayacak duruma gelmişlerdi. Hira ile birbirimize bakıp
'' Hadi kalkıp tatlı alalım '' bu cümlemi duyan Deniz
'' Bana yemek deme lütfen kusacağım şimdi '' ayı gibi yersen olacağı o demiştim içimden. Eğer bunu suratına söyleseydim yediklerini sindirdikten sonra beni dövebilirdi. Hira koluma girip tatlı olan yere gitmiştik. Telefonumu elime aldığım gibi Deniz ile Mira'nın yemek yerken gizliden fotoğraflarını çekmiştim. Rehberime girip fotoğraflarını ve adlarını değiştirmiştim. Cidden çok mu kötü arkadaştım ? hahaha cidden şuan içimde halay çeken şeyler vardı. Tatlıcının oraya geldiğimizde kendimi tutamayıp bütün tatlılardan almaya çalışmıştım Hira bana bakıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaller 2: Üniversite
Teen FictionHayaller bitti artık gerçekler başlıyor. Kendi hayallerini kuran 4 kızın hikayesi üniversitede de devam ediyor. Ama bu sefer her şey çok farklı olacak