Sana dair hiçbir şey bana hak değil.
"Sana inanmakta her geçen gün biraz daha zorlanıyorum." Hayat acımasızsa benim bunda nasıl bir suçum olabilir. Büşra konuşmaya devam ederken bende çantami son bir kez daha kontrol ettim. "Ben kime diyorum Selda, ailen öğrenirse ne yapacaksın?"Sorusuyla birlikte başımı kaldırıp yüzüne baktım.
"Asla öğrenmeyecekler..."derken nasıl gibisinden bakmış bende son anda aklımı başıma toplamıştım. "Büşra neden sürekli üstüme geliyorsun? Sana olanları anlattım Ateş, ailemle de tanışacak o zamana kadar lütfen ağzından bir şey kaçırma." Umarım bir hata yapıp aileme bir şey söylemezdi.
"Sen bütün olanlara inanabiliyor musun bu adam kaç haftadır hayatında da bugün ailesiyle görüşmeye gidiyorsun" Bu tarz sorulardan yılmıştım. Bende biliyorum olmayacağını zaten de olmayacaktı.
"Lütfen Büşra her şey zaten zorken sende işimi biraz daha zorlaştırma."
"Iş mi? Tebrik ederim valla evliliği is olarak görüyorsun." Ateş aradığında gitmem gerekiyor diyerek evden kendimi zor atmıştım. Evde anneye ne gerek var zaten Büşra annelik görevini yerine getiriyordu. Aşağı inip beni bekleyen arabaya bindiğimde Ateş bir sorun mu var diye sordu.
Şu adamı bir gün boğup öldürecektim. Sürekli ne oldu demesinden gına gelmişti. Erkeğin ilgili olması da adamı verem etme noktasına götüryordu. "Sorun sensin anladın mı? Sorun baştan sona sensin bir daha bana ne nasılsın diye sor ne de ne oldu diye. Hatta sen benimle konuşma bile." Of ya bir gün orta yerimden çatlayip ölecektim.
Sinirle emniyet kemerimi bağlayarak dişlerimi sıktım. "Hadisene gitmiyor muyuz?" Ona baktığımda sinirle bir şeyler homurdanıp arabayi çalıştırdı. Üstündeki takıma bakılacak olursa gece için fazlasıyla özenmişti. Kendi elbiseme baktığımda ondan farkim yoktu.
Tekrar ona baktığımda direksiyonu tutan ellerinin kasıldığını fark ettim. Kesin içinden beddua ediyordu. Ben lanet kıza nerden rastladım falan diyordu. "Içinden az beddua et karnımda senin çocuğunu taşıyorum. Bana bir şey olursa kafanı çok taşlara vurursun." Bana baktığında sussam iyi olacak diye düşündüm.
Epey yol kat ettiğimizde dayanamayarak yeniden konuştum. "Hiç değilse bana biraz aileni anlat. Anne ve babanın isimleri ne mesela... Anlat ki gerçekten sevgili olduğumuz izlenime kapılsınlar değil mi?"
"Sen konusmadığın sürece bizi sevgili zannedeceklerdir." Konuştu balkabağı... "Babamın adi Dinçer annemin adi ise Naime.... Annem ev hanımı babamsa emeklidir. Yalnızca babamın şakacı anneminse detayci olduğunu bil yeterli."
"Ailen senin gibi yüksekten her an dövecekmiş gibi konuşmuyorlarsa inan onlarla çok iyi anlaşırım." Ya sabır dediğinde benimle bir daha diyaloga girmedi. Evine geldiğimizdeyse arabadan inerek bana elini uzattı. Neymiş o el hiç ayrılmayacakmış.
Kapı açıldığında hizmetli hoş geldiniz diyerek içeriye almıştı. Salonda annesi ve babası ayakta bekliyordu. Ilk babasına gittiğimde elinden öptüm. Annesi ise izin vermeyerek bana sarılıp öyle öpmüştü.
"Naime sana ne söyledim. Oğlumuz yıllar sonra evimize bir kız getiyorsa kesin dünya güzelidir dememiş miydim?" Sözleri hoşuma gittiğinde gülümseyerek teşekkür ettim.
"Haklısın Dinçer kızımız pek bir güzel... Ateş bu kızı elinden kaçırırsan sana telefon rehberimden kız bulurum haberin olsun."
"Annecim rehberinde zelere geldik diye biliyordum. Umarım başa sarmasın."dediğinde elimi bırakmayan adama baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬
Teen Fiction# 1 - gençkurgu © © Tüm hakları saklıdır İntikam ateşi yalnızca erkekleri mi yakar? Peki ya bir kadın intakam ateşiyle yanıp tutuşursa neler olur tahmin edebiliyor musunuz? Basit bir kızın çok sıradan hikâyesi. Çünkü o ne çok güzeldi ne çok zek...