Bütün olanlar... Her şey onun yüzündendi. Beni gambazlamasaydı burada hastane köşelerinde olmayacaktık. Ben kusursuz plan yaparken planlarımi alt üst etmişti. Sinirden olduğum yerde köprürürken annemin yanından kalkarak bir köşede duran Büşra ve Ateş'in üstüne yürüdüm.
"Sen bunu bana nasıl yaparsın? Sen hangi akla hizmet hu adamı da peşine takıp gelirsin? Babama bir şey olsa bunun vebalini ödeyebilicek misin?"
"Peki, sen doğmumuş çocuğun vebalini ödeyebilir misin?"
"Ne saçmalıyorsun sen ya ne vebali bebeğe ne yaptım ki vebalinden bahsediyorsun?"
"Bebek hâlâ yaşıyor değil mi?" Büşra'nin sorusuyla birlikte bana pür dikkat bakan Ateş'e baktım. Benden bir cevap bekliyordu.
"Şimdilik yaşıyor ama demek değil ki..."
"Yeter artık Selda, yeter baban içerde hangi durumda olduğunu bilmezken sen burada ne yapıyorsun? Sen hangi ara bu kadar çirkefleştın." Annem beni kendine çevirdiğinde ağzına gelen her şeyi söylemişti.
"Cemile teyze lütfen kendini üzmeyin Doktor yalnızca Ömer Amcayi muayene ediyor..." Annemle sanki ilgilenir gibi yapması hiç hoşuma gitmedi.
Birkaç dakika sonra doktor çıkarak bilgi vermiş. Babamin sağlığına dikkat etmemiz konusunda bizi uyarmıştı. Içeriye girmemezi izin verdiğinde hemen annemin peşi sıra içeriye girerek babama baktım. Başta yanına gitmeye korksamda usulca yanına yaklaştım. Uzanıp elinden tutacağım sıra da elini benden çekmişti.
Içeriye Büşra ve Ateş girdiğinde onlara kötü bir bakış attım. Babama geçmiş olsun dediklerinde babam Ateş'i yanina çağırdı. Tam karşımda annemin yanında durduğunda dişlerimi sıkmıştım.
"Sen hâlâ kızımla evlenmek istiyor musun?"
"Hayır, istemiyor baba..."derken bana elini kaldırıp sen kes demişti. Ateş'e sen cevap ver dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.
"Eğer izniniz olursa bebeğime babalık yapmak istiyorum."
"Iyi en kısa sürede evleneceksiniz."
"Hayır... Hayır Baba, ben bu katille katiyen evlenmem. Baba kızını diğer kızının katili ile evlendiremezsin. Ben ölsem de bu adamla evlenip soy adını almam.'
"Yeter, onu... Beni kötü kötü konuşturma. Bu adam madem düşmanımızdi ona göre hareket edecek çocuk yapacaksın. Şimdi günahın bedelini ödeme zamanı, düşmanınla evlenecek ölene kadar da sadık bir eş olarak kalacaksın."
"Asla... Asla evlenmem."
"Seni evlatlıktan ret ederim. Ne annenin ne de benim bir daha yüzünü göremezsin. Şimdi son kez soruyorum evlenecek misin?" Anneme baktığımda başını olumlu anlamda salladı. Bende düşmanıma bir kez daha baktım.
Sana yeminim olsun annenden emdiğin sütü sana zehir edeceğim.
"Tamam... Senin için yalnızca senin için evlenecem baba." Son sözümü söylediğimde ağlayarak dışıraya çıktım. Ben bu raddeye kadar nasıl gelebilmiştim. Onunla gerçekten evlenebilir miydim?
Temiz hava alıp kendime gelmek için kendimi dışarıya attım. Bahçede bulduğum ağacın dibine oturacaktım ki birinin kolumu tutmasıyla ağaca çivilenmem bir oldu. Saniyeler içinde onun Ateş olduğunu fark edince yutkundum.
"Sana tek bir soru soracağım. Sözden önce benim kim olduğumu biliyor muydun? Hayatıma nasıl dahil oldun? Söyle biliyor muydun?"
Haline gülerek onu itekledim ama dibimden ayrılmadı. "Sen aptal mısın? Benim kardeşimin katilini ben her şekilde tanırım. Seni ilk gördüğüm andan itibaren nasıl bir pislik olduğunu biliyordum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬
Teen Fiction# 1 - gençkurgu © © Tüm hakları saklıdır İntikam ateşi yalnızca erkekleri mi yakar? Peki ya bir kadın intakam ateşiyle yanıp tutuşursa neler olur tahmin edebiliyor musunuz? Basit bir kızın çok sıradan hikâyesi. Çünkü o ne çok güzeldi ne çok zek...