Adama bak ya bildiğin beni bu odaya tiktı, kendi harıl harıl çalışıyor. Hayır, ben burada ne iş yapacağım kalem kemirip duracak mıyım? Dişim sızlayinca kalemi kenera bıraktım, bu adam saatlerdir ne çiziyordu ki?
Keşke bende mimar olsaydım, kesin gidip burnumu işlerine sokardım. Aklıma evi gelince çokta beceriksiz kocaya sahip olmadığımı düşündüm. Tam kalkip yanina gidecektim ki kapı çalışmıştı. Içeriye Banu ve geçen gün tanıştığım adam girmişti.
'Hayırlı olsuna geldik, umarım müsaitsindir." Banu boş masama bakıp sırıttinca tabi demiştim.
"Hoş geldin kahvesi getirdi..." Adı neydi bunun ya her neyse ne? "Ben kahve içmiyorum, yaramıyor."dediğimde "Kendime çay almıştım içer misin?" Diye sormuştu.
"Tabi içerim, teşekkürler."dediğimde bana sormadan Banu oturarak gözlerini kocama dikti.
"Odan çok güzel..." Kesin odayı beğenmiştirsin zaten. "Bırakta patron eşinin odası güzel olsun." Sen sag ol ya seni sevdim.
Karşı da hareketlenme görünce Ateş kalkarak buraya doğru gelmeye başladı. "Ben gitsem iyi olur, patron mesai saatleri içinde aylaklıği sevmez... Selda yeniden aramıza hoş geldin."
"Teşekkür ederim." O çıkınca kahvesini için cadıya baktım. Ateş odaya girdiğinde istifini bozmamışti.
"Sizi görüp tatlı muhabbetinizi bölmeye geldim. Umarım dedikodumu yapmıyorsunuzdur." Ateş tam o kadının karşına oturunca sinirlerim gerilmişti.
"Yok canım tam zamanında geldin, bende biricik eşine tam olarak ne iş yapcağını soruyordum." Ben bu kadını boğarak öldürürüm.
"Selda benim özel asistanım olacak Banu. Sıfırdan başlayarak bütün işlerimizi öğrenecek. Seninde ona destek vermeni istiyorum."
"Bilmem ki mimari çizimden anlar mı? Tam olarak ne bildiğini sorsam daha iyi olacak gibi, Selda sen daha önce ne iş yapıyordun?" Zıkkımin körünü yapıyordum.
"Karım mimar değil Banu, ondan çok büyük bekletiler içine girme. Ben özel olarak karımla ilgilenir her şeyi öğretirim." Cevap vereceği sırada telefonu çaldı. Müşterim geldi dediğindeyse sonra konuşuruz diyerek gitmişti.
"Yeter artık gideli çok oldu." Bu defa ona bakarak kötü bakışlar attım. Bütün suç onun hatta babasınındı. Ateş kalkip arkama geldiğinde ellerini omuzlarıma koyarak hafiften sıktı. "Seni strese sokmak istemedikçe sen stres altına girip duruyorsun." Elleriyle yaptığı şey... Harikaydı.
"Durma devam et." Bütün bedenim gevşemişti. Ben bildiğin hamlamışım. Ateş devam ederken bir yandanda eğilerek "Saat beşte yeni psikologumuzla tanışacağiz." Demişti. Aniden ona dönerek yüzüne baktım.
"Doktor bulduğunu söylememiştin."
"Onca olan şeyden sonra aklımdan çıkmış. Belki sekreter hatirlatmasa hiç hatırlamayacaktım."
"Şuan çok heyecanlandım doktorum nasıl biri acaba." Ateş gözlerindeki alev toplariyla birlikte yüzume doğru eğilerek "Nasıl biri olduğu seni neden alakadar ediyor."
"Hey geri bas ben hamile biriyim, benim hormonlarım var. Hormonlarımla uğrasma." Zaten ne oluyorsa hormonlarım yüzünden oluyordu.
"Sen ve hormonlarını seviyorum seni daha tatlı kılıyor."
"Ateş şaka yapmıyorum benden uzak dur, içim bir hoş oluyor... Bak sonrası kötü olur haberin olsun." Ateş aniden başını kaldırıp arkaya bakınca babam, demişti. "Siktir!" Küfür ederek kolarının arasından sıyrılıp ayağa fırladım. Arkamı dönüp onun odasına baktığımda boştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬
Teen Fiction# 1 - gençkurgu © © Tüm hakları saklıdır İntikam ateşi yalnızca erkekleri mi yakar? Peki ya bir kadın intakam ateşiyle yanıp tutuşursa neler olur tahmin edebiliyor musunuz? Basit bir kızın çok sıradan hikâyesi. Çünkü o ne çok güzeldi ne çok zek...