"Hadi ama Anne şu direksiyona yapışma. Kedini rahat bırakmasan hiçbir yol kat edemezsin."
Direksiyona öyle çok yapışıyordu, gören sanki direksiyon aşığı da ondan ayrılamıyor diye düşünüyordu. Annem gözünü ayırmadan yola bakarken bir yandanda bana cevap veriyordu.
"Aynı baban gibisin o da aynısını yapıyor. Beni telaşa sokarsan araba kullanmayı nasıl öğrenebilirim.."
Bir kez dada iç çekerek elimi başa vurdum. Allah hocalara sabır versin iyi sabrediyorlardı. Ve galiba annem şansa ehliyet almıştı. Annemin ay ay diye bağırmasıyla öne savruldu. Neye uğradığımı anlayamasam da bir şeye çarptığımıza emindim.
Annem çarpım diyerek ağıt yakmaya başlarken saniyeler içinde ön tarafa baktım. Herhangi bir şeye çarpmadıysak neye kime çarpmıştık. Öyle ki saliseler içinde arabadan fırlayarak neye çarptığımıza baktım. Ben bir hayvan beklerken yerde boylu boyuna bir kız yatıyordu.
Dizlerimin üstüne çökerek kızın yüzünü avuçladım. Elim al kan içinde kalırken kız nefes almıyor gibiydi. Başımı kaldırıp etrafa baktım. Burası işlek bir yer değildim, tam aksine Izmir'in en sakin piknik alanlarında biriydi.
Kızın nabzını kontrol ettiğim gibi kucağıma aldım. Güç bela arka koltuğa yatırdığımda kapıyı kapatarak şok geçiren annemin ellerinden tuttum. "Anne... Anne kendine gel." Annem şokla titrerken ona kenara kayması için sesimi yükselttim.
Annem emniyet kemerini çözüp kenara kaydığında hiç durmadan titriyordu. Arabaya binip gaza bastığımda birkaç defa arkama bakarak anneme seslendim.
"Anne... Anne sakın ola ifadende arabayı seni kullandığını söyleme,"
"Ifade ne ifadesi ben bir şey yapmadım ki kız bir anda önüme fırladı. Kız önüme fırladı ben bir şey yapmadım ki..." Annem arkasina baktığında ne yapıyorsun diye sordum, annem arkaya güç bela geçtiğinde şalıyla birlikte kızın yaralarını sarmaya çalıştı.
"Anne son kez söylüyorum, polis ifademizi alırken katiyen arabayi kullandığını söylemeyeceksin."
****
"Oğlum kime diyorum."
Düşüncelerimden sıyrıldığımda annem bana biraz daha yaklaştı, "Oğlum sence bir şeyler anlamış mıdır?" Ne diyeceksen etrafıma baktım. Babam dahi olayı bilmezken başkalarının öğrenmesine göz yumamazdım. Annemin kronik rahatsızlıkları vardı. Eğer ki dört duvar arasina girerse orada çok uzun süre yaşayamazdı.
"Anne sürekli bunu düşünürsen elbet birgün anlar. Lütfen geçmişi unut."
"Nasıl unuturum oğlum, genç bir kızın ölümüne sebep oldum... Izin ver polislere her şeyi anlatayım. Böylelikle karında sana olan düşmanlığını keser."
"Selda mı? Güldürme beni anne o kız bu defa da katilin oğlu diyerek bana hayatı zindan eder. Bırak her şey olacağına varsın."
"Gönlüm hiç rahat değil, bu vicdan azabı beni öldürecek."
Annemin ellerinden öperek geç oldu demiştim. Annem de konuyu kapatmak istediğmi anlayinca karın süt götür demişti. Haklıydı, o kendine bakmazken benim onunla ilgilenmem gerekiyordu. Mutfağa geçip süt ısıttiktan sonra ışığı kapatarak odaya çıktım.
Beni gören Selda, tamam anne sonra görüşürüz diyerek telefonu kapatti. Bende yanına giderek sütü uzattım. "Iştemez kendin iç." Ona zehir uzattığımı falan mı sanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬
Teen Fiction# 1 - gençkurgu © © Tüm hakları saklıdır İntikam ateşi yalnızca erkekleri mi yakar? Peki ya bir kadın intakam ateşiyle yanıp tutuşursa neler olur tahmin edebiliyor musunuz? Basit bir kızın çok sıradan hikâyesi. Çünkü o ne çok güzeldi ne çok zek...