Ölürüz

8.9K 562 231
                                    

"Lavinya... Lavinya... Lavinya, bak kulağa ne güzel geliyor. Bence bu olsun ne dersin?"

Ateş elimden telefonu alarak diğer kız isimlerine bakmaya başladı. İki aydır kız ismi arıyordum ama bir türlü içime sinen bir isim bulamamıştım. "Selda bana kalırsa ilk düşündüğüm isimler güzeldi. Neden sürekli isim arayışındasın." Bebeğimize bir isim verecektir bu o kadar kolay bir şey değildi.

"Ateş kızımızın güzel bir ismi olsun istiyorum. Lavinya Peri olmaz. Bak Asel Peri olabilirdi. Yan yana güzel duruyorlar ama ben Lavinya olsun istiyorum." Ateş iç çekerken bende dudak büzmüştüm. Bana kalırsa dünyanın en güzel ismini ben bulmasam da bulmuştum.

"İlk çocuk olduğu için kararı sana bırakıyorum. Yine de doğuma kadar uzun bir süre var o zamana kadar düşünelim."

"Düşünelim de sen artık işe mi gitsen, baban yine başımıza ekşiyecek."

"İşe gidecektim de sen beni çekiştirerek zorla buraya oturmadın mı? Kızımıza isim bulmanda gidemezsin diyen ben değildim." Harbi ya öyle demiştim. "O halde öpücüğümü ver ve işe git. Son aylarda çok çalış ki bebeğimiz doğduğunda ikimizde rahat edelim." Ateş öpücüğümü verirken nedense kızımızı hep bakacakmışım gibi hissediyorum demişti. "Elbette sende bakacaksın bebeği tek başıma yapmadım değil mi?"

"Kübra bi bakar mısın?" Durduk yere neden yanımıza çağırdığını sorduğumda Kübra mutfak kapısında belirmişti. "Kübra beş dakika solana girmezsen iyi olur, karımla özel bir meseleyi konuşacağım." Kübra elbette derken tekrar mutfağa girmişti. Bende hemen ne özeli diye sormamla o sevdiğim tatlı öpüşlerinden birini verdi. "Düşündüm ki küçük bir öpücük beni kesmez." Ya derken elim sakallarına gitmişti. Bu adamı gerçekten çok seviyordum.

Ateş akılına bir şey düşmüş gibi öpüşünü keserek elini karnımın üstüne koydu. "Tekme attı... Hissettim. Bu kız ilerde beni sana yaklaştırma kötü şeyler olur." Kızımızın hareketlerini her geçen gün biraz daha kuvvetli hissediyordum. "Kızımız altı aylık babası artık o kadar da tekme atsın değil mi?"

"Karıcım altı aylık olmasına rağmen fazla kilo almadın mı? Bazen sana bakıp her an doğuracakmışsın gibi hissediyorum." Ateş dediğimde küçük bir öpücük vermişti. "Hadi kalk fotoğraf çekilelim." Şu sıralar çok sık fotoğraf çekilmiyor muyduk? Bunu dile getirsem de beni zorla yerimden kaldırdı.

"Kübra..." Fotoğrafçımız Kübra olduğu için direkt onu çağırmıştık. Ben elim karnımda her zamanki yerime geçerken Ateş de fotoğraf makinesini almıştı. Kübra'ya çekmesi için verdiğinde ezberlediğim her zaman ki pozumu vermiştim. Ateş fazladan olarak yanağıma öpücük bırakırken de çekilmiştik. "Fotoğraf makinesini nereye götürüyorsun?" Çantasıyla birlikte alınca şaşırmıştım.

"İçimde kötü bir his var. Ben ne olur olmaz diye bugün fotoğrafları çıkartıp albüm yaptıracağım. Geriye kalanları da sonra çıkartırız." İyi fikir dediğimde çokta oyalanmadan evden çıkmıştı. Bende Kübra'ya yukarıya çıkıyorum diyerek bebek odasına çıktım. Her gün buraya gelip kızımın odasında oturmak beni güzel hissettiriyordu. Bir süre burada oturup hayaller kurdum. Her zaman ki gibi acıktığımdaysa mutfağa inip ne var ne yoksa yemiştim. Tabi eskisi kadar çok yiyemiyordum. Ateş Bey yasaklamıştı.

Öğleden sonra kapı çalındığında Selim diye düşünmüştüm. Bazen aklına esince geliyor evde kaldım diye dert yanıyordu. Kübra küçük bir kızın geldiğinde tamam diyerek mutfaktan çıktım. Salonda zayıf ince uzun bir kız vardı. Beni görünce tedirginlikle gerilerek merhaba demişti.

"Hoş geldin canım." Kim olduğunu çıkaramasam da yüzü nedense hiç yabancı gelmiyordu. "Selda abla ben Gizem... Şey vefat eden kız kardeşinizin arkadaşıyım." Kanım çekilirken yutkundum. Ona şöyle geçip oturmasını isteyince bende oturmuştum.

İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin