Bölüm 40

8.7K 568 135
                                    

"Yenge bunların hiçbiri olmaz."

Of, gerçekten beni baydın Selim. Sende hiçbir kızı beğenmiyorsun ki ben ne yapayım. "Selim karımı rahat bırak. Sen karımı strese soktukça o da beni sokuyor." Ne? Ateş telefondan başını kaldırmadan laf yetiştirirken gözlerimi kısmıştım. Neyse şimdi misafir var ben sana sonra sorarım. Önce kız beğenmeyen bay ukalayla uğraşmam gerekiyordu.

"Selim bak beni çıldırmadan birini beğen aksi takdirde seni boğmak zorunda kalacağım."

"Yengelerin gülü sende görüyorsun hiçbiri benim tipim değil."

"Aaa, baydın ama sana onlarca kız gösterdim. Annem neredeyse yemiyor içmiyor sana kız arıyor. Hayır, son gösterdiğim kızı neyini beğenmedin hiç anlamıyorum." Bana gözleri şaşı gibiydi dediğinde telefonumu elinden aldım. "Yoksa sana kız falan git kendin bul." Adama bak ya madem beğenmeyeceksin başımı neden şişiriyorsun?

"Söylediğime geldin mi karıcım. Selim Beye çöpçatanlık yaparsan senin başın ağrır dolaylı yoldan da benim." Benim kocam eskiden hep ben demiyordu. Ne oldu ona çok merak ediyordum. Selim tatlılıkla kaşlarını çatarak Ateş'e ne yaptığını sordum. "Tatil öncesinden işleri hallediyordum." Resmen kendimi büyük bir buhranın içinde gibi hissediyordum.

"Yenge sen boş ver kocanı bana odaklan illa benim birini bulup evlenmem lazım. Senden sonra baba olmaktan vazgeçsem de evlilik şart. Bak Ateş'e senden sonra insana benzedi."

"Selim!" İşte bunu gülünürdü. Ateş işi gücü bırakıp Selim'in kafasına yastık geçirirken bende kıkırdamıştım. Akılma güzel bir hinlik geldi. "Bak aklıma ne geldi Selim, burada yani İzmir'de bir akrabamız var. Kız Üniversite'de çalışıyor sana göre fazla bilgiç bir şey ama gayet güzel bir kız yalnızca gözlüğü var. Bana kalırsa gözlük günümüz sorunu olduğu için sorun değil. Eğer kabul edersen sana bir görüşme ayarlayabilirim."

"Hay aklınla bir yaşa yenge görüşmeyi ne zamana ayarlarsın?"

"Yarın annemler gelecek ertesi günde kızı davet ederim. Annemlerin geleceğini öğrenince mutlaka gelecektir. Sende o gün gelirsen tanışırsın." Ateş kaşlarını kaldırınca Selim adını soyadını sormuştu. "Yok, sana resim falan eğer çok merak ediyorsan o gün gelir kızı görürsün." Kızın resmini görünce kesin işim var diyerek gelmezdi.

Selim ağzımdan bilgi almaya çalışsa da ser verip sır vermemiştim. En son çare o günü bekleyeceğini söyleyip gitmişti. Ateş arkadaşını uğurlayıp geri geldiğinde koltuğun arkasından boynuma sarılıp yanağıma küçük bir buse bıraktı. "Nedense burnuma entrika kokuları geliyor." Onu direkt yalanlasamda inanmamıştı.

"Ateş bırak biraz eğlenelim. Kızın adını net şekilde hatırlamasam da ahlakını çok iyi biliyorum. Bizim Selim'e kök söktürecektir... Hani şu öğretmen kılıklı kızlar vardır ya bizimki o cinsten biri fazla sevimsizdir. Bizim aileden hiç kimse onu sevmez."

"Öyle bir kızı evimize mi davet edeceksin?"

"Hayır, yanlış anladın kız kötü biri değil yalnızca çok bilgiç yani adamı sıkın cinsten... Neyse sen kızı boş ver erken yatıp erken kalkalım yarın annemler gelecek benim erkenden uyanmam gerekiyor." Ateş saat on dese de umurumda değildi. Yarın erkenden kalkıp hazırlık yapacaktım. Annemler ilk kez evime geliyordu. Bir heyecanla yukarıya çıkıp yatağıma girdiğimde uyuyana kadar yarın neler yapacağımı düşündüm.

Sabah olup uyandığımda ilk kez Ateş den önce uyandığım için şaşıp kalmıştım. Kocam uyurken küçük bir öpücük vererek yataktan çıktım. On dakikaya aşağıya indiğimde Kübra'da çoktan gelmişti. Ona bugün için erken gelmesini defalarca söylemiştim. Kübra ile beraber hem kahvaltı hazırlayıp hem de öyle için neler yapacağımızı düşünmüştük. Ateş hazırlanıp geldiğinde nereye diye sordum.

İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin