Ateş'in yüzündeki gülümseme yayılırken gülüşüm yavaşça soldu. Büşra haklıydı, iyiden iyiye psikolojim bozuluyordu. Beni bu hale öne bu adam sonra da hormonlar getirmişti. Bazen çatlayana kadar gülmek bazense saatlerce ağlamak istiyordum. Ben çoğu zamanda avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum.Yüzümdeki gülüşüm silinirken Ateş de ciddiye bürünerek eline tepsiyi alıp odadan çıktı. Bende onun ardından bakıp durdum. Bu ruh halim en çok bana zarar verecekti. Güçlü durmam gerekirken zayıflık emaresi göstermek istemiyordum. Ben madem ki bu bebeği dünyaya getirmeye karar verdim. Onu sağlıklı şekilde dünyaya getireceğim.
Bir süre sonra kapıda Ateş'i görünce karırimı açıkladım. "Ben psikoloğa gitmek istiyorum." Bunu beklemiyor olmalıydı ki kaşlarını çatti. "Bana deliymişim gibi bakma bu bebek hormonlarımı alt üst etti. Tanıdığın bir psikolog var mı?"
"Buluruz... Ben en kısa zamanda ayarlarım."
"Hoş senden yardım istemezdim ama baban sayesinde işsiz kaldım. Her ay psikolog parası ödemek gibi niyetimde yok."
"Kendini iyi hissettiğinde benim yanımda işe başlayacaksın. Ve ben sana kocan olarak yüklü miktarda maaş ödeyeceğim."
"Istemez bana hakkımı ver yeterli..." Benimle tartışmak istememiş olmalı ki polemiğe girmedi. "Birazdan Büşra ve Okan gelecek aşağıya inelim mi?" Üstümdeki elbise de hiç rahat değildim. Sırf onun iş yerine gideceğim diye kendime epey özenmiştim.
"Sen in bende üstümü değişerek gelirim."
Odadan çıktığında bende rahat bir şeyler giyerek aşağıya inmiştim. Ona kimse yok mu, diye sorduğumda başını kaldırdı. "Babam bizim için doktor bulmuş aynı zamanda arkadaşı olduğu için görüşmeye gitti. Bizimkiler ise..."derken kapı çalmış bende ben bakarım diyerek kapıyi açmıştı.
Büşra elindekini havaya kaldirarak biz geldik dedi."Okan da mı geldi..." Bizi yanlış anlayan adama bakmazken Büşra'nin yüzü düşmüştü. "Hadi girsene bir an önce pastami yemek istiyorum."
Elinden pastayı alıp içeriye girince Ateş ayağa kalktı. "Hoş geldin Büşra, sanki az önce biz geldik dediğini duydum." Sorusuyla birlikte elimdeki pastayı havaya kaldırdım.
"Büşra ve pasta gelmiş. Sende zahmet edip bize çatal getirde yiyelim." Ateş gözlerini devirirken Büşra ayıp demişti. "Ne ayıp olacak ondan böğürtlen istedim. Adam arkadaşına aldırıyor. Asıl ona ayıp tamam mı?"
"Inan seninle uğraşmayacağim."
"Uğraşma zaten git kapıya bak seninki gelmiş olmalı." Yemek masasına oturduğumda Büşra sana inanamıyorum diyerek kapiya gitmişti. Bende pastayı poşetinden çıkartarak kutusunu açtım.
"Selda acaba pastayı parmaklamasan mı, servis tabağı getirdim."
"Şimdi de gözün yediklerimde mi kaldı ne kadar ayıp." Seslerle birlikte başımı çevirdiğimde "Lütfen arkadaşımın yanında beni küçük düşürme."dediğinde ona dilimi çıkardım.
"Dostum erken gelmişsin yoksa böğürtleni unuttun mu?"
"Hoş buldum. Pasta, böğürtlen ve de kurye parası toplamda sana beş yüze patlıyor." Okan elindekileri masaya bıraktığinda "Bu kalitesiz pastayı da nerden buldunuz. Ateş neden karına sağlıksız şeyler yediriyorsun?" Önümden pastayı iteklediğinde kendi pastasını açarak önüme koydu.
Büşra da karşıma oturarak pastasını önüne çekti. "Ben kendim getirdiğim kalitesiz pastayı yerim." Okan ne diyeceğini bilmezken "Okan gel şu böğürtlenleri yıkayalım." Normalde Okan'ın buna karşı çıkması gerekirken tamam diyerek peşinden gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬
Teen Fiction# 1 - gençkurgu © © Tüm hakları saklıdır İntikam ateşi yalnızca erkekleri mi yakar? Peki ya bir kadın intakam ateşiyle yanıp tutuşursa neler olur tahmin edebiliyor musunuz? Basit bir kızın çok sıradan hikâyesi. Çünkü o ne çok güzeldi ne çok zek...