Day 82: why so complicated

232 16 3
                                    

"Sen tam bir gerizekalısın. Bu kadar mıydı?"

"Süründürse miydim?"

Calum omzunu silkti.

"Hak etmişti."

Gözlerimi devirip Joy'a topladığım çamaşırları uzattım.

"Sanırım, Nicole benden korkuyor."

İkisi birden kaşlarını çatıp bana bakınca koltuğa oturdum.

"Bir şeyler olduğunun farkında. Ayağımı futbol oynarken çatlattığımı asla söylememeliydik."

"Luke'la sevişirken oldu demeni söylemiştim."

Calum'a bir yastık fırlatıp yerime gömüldüm.

"Annemden neden utanıyorsun ki? O da sevişiyor."

Joy kendisine hakaret edilmiş gibi şoka girip elini beline yerleştirdi

"Thomas!"

"Joy'la dalga geçersen herkese eskiden kız çamaşırı giydiğini söylerim."

Calum gözlerini kısıp bana baktı.

"Sen gerçek bir sürtüksün."

"Thomas!"

"Of, tamam. Sustum." dedi "Kadınlardan nefret ediyorum."

"Eminim onlar da senden ediyordur tatlım."

Joy'a kıkırdayıp koltuğa ayaklarımı uzattım.

"Nicole senden korkmuyor." dedi Calum "Senin için endişeleniyor. Aynı benim gibi."

"Ben gayet iyiyim"

"Saçmalama. Luke'la barıştın. İki aydır bunun için kendini harap ediyorsun ve verdiğin tepki bu mu? Havalara uçup Luke'un kollarından ayrılmaman gerekirdi."

Bu dediğine bir an için hak verdim. Bunu neden yapmamıştım ki? Çok sakin hissediyordum. Heyecanlı bile değildim. Sadece artık üzgün değildim, o kadar.

"Bak, gördün mü? Hala o buzullarının içindesin."

"Benim buzullarım falan yok."

"Bir buzdağın var!"

Bu söylediğiyle yerime daha çok sindim.

Gerçekten hala öyle mi görünüyordum?

"O mu aklına giriyor?"

"Aslında hayır." dedim "Sadece dün aklıma geldi. O da evime uğrayan başka bir sapık olmadığından dolayıydı. Yaralarım bile onu anımsatmıyor."

"Biliyordum." dedi Calum "Ve o Luke'u öldüreceğim."

"Luke'la ne alakası var?" dedim bir anda bağırarak. Calum gülümseyip yerine geri oturdu.

"Sonunda senden insani bir tepki alabildim." dedi "Kendini tükettiğini kabul et ve sebebini bul Summer. Çünkü eğer sen yapmazsan, sebebini anlayana kadar etrafımızdaki her şeyi tüketirim. İlk zamanlarımızdaki gibi."


Calum'un dedikleri aklımda dolanırken ellerimi tavana uzattım. Tırnaklarımı en son ne zaman kesmiştim acaba?

Kafamda o kadar çok soru vardı ki bir tanesini seçip bakamıyordum. Beni ne tüketiyordu? Duygularımı vakumlayan bu şey ne olabilirdi ki?

Güvensizlik? Yüksek bir ihtimaldi. Ama etrafımda güvenemeyeceğim kadar kalabalık bir insan topluluğu hiçbir zaman olmamıştı ki.

Yatağımda ters dönüp açılan eteğimi düzelttim. Delirmek üzereydim. Tepkisizliğime ben bile anlam veremiyordum. Gerçekten mantıklı bir sebebi olmalıydı.

20 Days, Maybe // Luke HemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin