"Bir daha binelim."
"Bir daha binmemiz için hiçbir sebep yok Alyssa."
"Neden olmasın, anne?"
Summer gözlerini sadece benim görebileceğim bir gizlilikle sıkıca yumup açtığında, normal konuşmasına devam etti. Bu durumun onu ne kadar zorladığı belli oluyordu.
"Neden olsunmuş?"
"Çünkü ben çok istiyorum."
Summer gülümseyip Alyssa'nın saçlarını okşadı. Yine de eskiye nazaran daha da rahatladığı belliydi. Değişim kesinlikle çok büyüktü. Alyssa'ya bakışından, onunla geçirdiği zamanlardaki beden dilinden bunu anlayabiliyordunuz.
Her ne kadar değişmiş ve büyük bir ilerleme kaydetmiş olsa da, Alyssa'nın uçaktan iner inmez yeniden binmek istemesi gibi absürd isteklerine pek ayak uyduramıyordu.
"Nefes al, ve düşün bebeğim." demiştim ona "Onun ne kadar minik olduğunu ve onu ne kadar çok sevdiğimizi düşün."
Bunu uygulamakta çok zorlanmıştı ama artık başarıyordu. Derin bir nefes alıp kollarıyla onu daha çok sarıyordu.
"Ama geri dönmemizi istemezsin." dedi Summer yumuşak bir ses tonuyla "Babanın konserine geldik."
"Gerçekten mi? Ciddi misin? O gün geldi mi?" Büyük bir heyecanla sorularını dizip Summer'a dönünce, Summer ufak çaplı bir kahkaha atıp Alyssa'ya sarıldı. Bu, zoraki bir sarılma değildi. İçinden gelmişti ve çekinmemişti. O tatlı sıfatındaki masumiyet ve en önemlisi canlılık, Summer'ın kalbine işliyordu.
"Evet böcek, geldi. Bugün babanın ve amcalarının konseri var. Onları izleyeceğiz, hem de en önden."
"Ah, sikeyim." dedi Calum göğsünü tutup "Ben bir amcayım. Sikeyim. Bu çok yaşlı."
"Abi demek garip kaçabilirdi." dedi Summer gözlerini devirip.
"Sikeyim." dedi ve arkasındaki Ashton ile Michael'a döndü "Sikeyim, biz amcayız!"
"Bu çok yaşlı dostum." diye cevapladı onu Ashton "Ne yapalım, çocuk yapmadan duramayan bir çiftimiz var."
"Beni siz mi yaptınız? Nasıl yaptınız? Bana da söyleyin, ben de çocuğum olsun istiyorum."
"Hayır bebeğim, sen çocuk yapamazsın."
"Neden?"
Mavi gözleri kocaman açılmış ve bana doğru dikilmişti. Kesinlikle bir cevap istiyordu. Göz rengi benimkine daha çok benzese de -Summer'ın gözlerinin mavisi daha açıktı- bakışlarını kesinlikle annesinden almıştı. O bakışlar altında ter döküyor, kasılıyor ve aklınızdaki tüm kelimelerin dilinize akmasına izin veriyordunuz.
Ama elbette, kızıma nasıl çocuk yapıldığını anlatmayacaktım.
"Çocuklar çocuk yapamaz. Yetişkin olman gerekir."
"Neden?"
"Bilmem. Tanrı öyle istemiş."
"Tanrı kim? Onunla konuşsak, belki bana acır ve çocuk yapmama izin verir."
Bu söylediğine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırsam da Calum'un kahkahası beni bitirmişti. Calum gülerek etrafımızdan uzaklaştığında ben de gülmemi bastırdım çünkü Summer yine otoriter anne havasına bürünmüş; çatılmış kaşlarıyla bana bakıyordu.
"İlk olarak, Tanrı bir güçtür. Tanrı hislerindir, düşüncelerindir. Asla göremediğin, ama seni sürekli izleyen bir gözcüdür."
"Sana olan sevgim Tanrı mı yani?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 Days, Maybe // Luke Hemmings
Fanfiction"Peki." dedi alnını benimkine dayayıp "Sana sahip olduğum tüm sevgiyi verebileceğimi söylesem, üzülmeyi bırakır mıydın? Seni dünyanın en mutlu kızı yapacağım derken dalga geçmiyordum Summer. Çünkü sen beni dünyanın en mutlu erkeği yaptın." "Beni sev...