Day 216 Part II

144 14 2
                                    

İsimleri anons edildiğinde heyecandan kalbimi tutup sahnedeki hallerine baktım.

Hepsi heyecanlıydı ama en azından bunu sadece ben fark edebilirdim. Hobbs ve diğer dört jüri üyesinin fark edebileceği türden mimiklerini sahneye çıkartmamışlardı, Tanrı'ya şükür.

"Merhaba, bugün sizlere kendi şarkımız olan Safety Pin'i söyleyeceğiz. İyi dinlemeler."

Luke'un açıklamasına karşı ona öpücük yolladım. Şarkıya gitarla girdiklerinde dudaklarımı dişleyip ellerimi göğsümde kavuşturdum. Ya çocuğumu düşürecektim, ya da kalp krizinden ölecektim.

"Kaçaklar, biz çok uzun zamandır kayıp olan çocuklarız
Dünyanın sonuna doğru koşan
Herkes bizi bir kenara fırlatmak istiyor
Kırgın çocuk, kırgın kızla tanışır."

Luke'un bunu söylerken bana bakmasıyla onun sesinin yerini Calum almıştı.

"Bana bunların hepsini daha önce denediğini söyledin
Ve bunun her şeyi sadece daha kötü yaptığını
Ama bu defa, belki bu defa
İki yanlış bir doğru eder."

Dördü birden şarkıya girdiğinde sözlerden dolayı ağlıyabilirdim bile.

"Kırık kalplerimizi bir araya getiren çengelli iğne olacağız
İkimiz de daha iyi hissedene kadar bütün delikleri yamalayacağız
Her şeyi sildiğim hakkında ciddiyim
Artık daha önce hiç söylemediğim şeyleri söyleyeceğim
Kırık kalplerimizi bir araya getiren çengelli iğne olacağız."

Melodi araya girdiğinde sevinç gözyaşlarımı tutamıyordum. Ve işte büyük süpriz, Ashton şarkıya girmişti bile.

"Kırık camına taşlar atıyorum
Benim hastalığımı yalnızca sen tedavi edebilirsin
Kendimizi ve orta parmağımızı kaldıralım
Çünkü onlar bizim sapıtmış olduğumuzu düşünüyor
Bir zamanlar tadına bakmıştım
Şimdi senin onarmana bağımlıyım
Oh bu sefer, belki bu sefer
İki yanlış bir doğru eder."

Şarkıya devam ederlerken doğru kelimeyi bulamıyordum. Bu mükemmelliği veya herhangi bir güzelliği ifade eden bir kelimeyle bağdaştırılamazdı. Bu insanın hayatında nadiren hissedeceği, komplike duygulardan biriydi ve benim tek yapabildiğim ağlayarak onlarla gurur duymaktı.

Sonunda şarkı bittiğinde ayağa kalkarak onlara kocaman bir alkış verdim, ki burada oturan herkes de aynısını yapıyordu. Duygularım aşırılıktan körelmiş gibiydi, o kadar çok şey hissediyordum ki uyuşmuştum.

Sonunda onlar içeriye gittiğinde hemen yanlarına gitmek için harekete geçtim. Delice koşuyordum, bir an önce onlara ne kadar mutlu olduğumu göstermek istiyordum.

Sonunda onları gördüğümde terden sırılsıklam olan bedenlerini umursamadan kucaklaşmalarının arasına girdim.

"Bu, hayatımda dinlediğim en güzel şeydi." dedim "Artık kazanacağınızı biliyorum."

"Eğer çıkmadan önce bana o sözleri söylemeseydin, kesinlikle ağzımı açamazdım." dedi Ashton "Çocukları germemek için stresimi belli etmemiştim."

"Saçmalama." dedim "Hepiniz mükemmeldiniz. Şarkı hiç bitmesin istedim."

"Sanırım millet de sevdi." dedi Luke beni kollarının arasına alarak "Tanrım şimdi nasıl bekleyeceğiz?"

"Sanki gerçek bir konserdi." dedim "Bunu herkes hissetti. Diğerlerinin hiç şansı yok."

"Ah, sanırım orgazm oluyorum!" dedi Calum "Bu müthiş bir his."

20 Days, Maybe // Luke HemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin