Day 202: you make me a complete mess

162 13 5
                                    

"Sen kilo mu aldın?"

Bebeği öğrendiğimden beri bu soruyu duymaktan korkuyordum ve işte gelmişti.

Bir aydır Luke'a hamile olduğumu söylemeye çalışmıştım ve hep bir şekilde ters gitmişti.

"Luke, sana-"

"Bebeğim ne oldu tahmin edemezsin, Calum araba kazası yapmış. Hem de senin arabana çarpmış."

O gün sinirden ve Calum'a olan bitmek bilmez endişemden dolayı hamileliği açıklamak bir yana, hamile olduğumı bile unutmuştım.

"Luke, bugün eve gelsen olur mu?"

"Ah, olur. Hem çocuklarla geliriz. Michael yeni bir şarkı yazmış ve mükemmel. Hiç bu kadar heyecanlanmamıştım."

Pekala, şarkı gerçekten mükemmeldi ama çocukların da bizde kalması pek hoş değildi.

"Luke bugün bizde kalsana. Hem Nicole ve Bruce ile yakınlaşmış olursun."

Bu planın işe yarayacağından emindim ama Nicole ve Luke'un derin muhabbetini hesaba katmamıştım. Sonuç, onlar daha muhabbetlerinin optimum noktasındayken odamda uyuyakalmıştım.

Nicole şüpheleniyor muydu bilmiyordum çünkü periyodumu takip edip etmediğinden emin değildim. Ama bilseydi, söyleyeceğinden emindim.

Çocukların ise ruhu duymuyordu. Sürekli salaş giyinmem, her yediğimi çıkartmam, sürekli mide bulantım ve halsizliğim, kilo almam ve asla içki içmemem sanki hiçbir şeydi.

"Ne?" dedim.

"Sanki biraz göbeklenmişiz." dedi beni kendine çekip.

"Ah, fazla yiyorum."

"Hep de çıkartıyorsun ama." dedi "Geçen çantanda ne buldum tahmin et."

"Çantamda ne işin vardı?"

"Reçetemi arıyordum. Senin çantanda olduğunu söylemiştin."

Kalbimin sıkışmasıyla nefesimi tuttum. Hamileliğimle ilgili her şey çantamdaki ajandamın içindeydi. Öğrenmesini istiyordum ama, kesinlikle bu şekilde öğrenmesini istemiyordun.

"Burada sana doktor gün vermiş." dedi kağıdı bana uzatıp.

Yutkunup Luke'un elindeki kağıdı aldım ve derin bir nefes alarak açtım.

Ve nefesimi bıraktım.

Doktorun kan değerlerimle ilgili şüpheleriydi ve bakmam gerektiğini söylemişti.

Ama elbette ki, unutmuştım.

"Ah, bu önemli bir şey değil."

"Doktor oraya önemli yazmış." dedi gözlerini devirip. "Kahvaltı edelim de gidelim."

"Sen nereye?"

"Seni hastaneye götüreceğim." dedi "Merak etme, dışarıda beklerim."

Göz kırparak bana bir öpücük kondurdu ve yataktan kalktı.

Tanrım, uzun ve zor bir gün olacağı kesindi.

Yoldayken Ashton'ın aramasıyla Luke telefonu hoparlöre verdi.

"Hey, dostum ne yapıyorsun?"

"Arabadayım Ashton. Summer'ı doktora götürüyorum."

"Ah, pekala. Şu lisedeki Craig'i hatırlıyor musun?"

"Evet, sanırım yakın arkadaş falandık."

"Aynen öyle. Evleniyormuş ve bizi de düğününe çağırıyor. Akşam gitmeyi düşünüyoruz."

20 Days, Maybe // Luke HemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin