"Albümün yeni halini dinleyenleri gördünüz mü? Hepsi çıldırmış durumda."
"Çünkü Summer bir büyücü." dedim.
Dünkü uzun geceden sonra herkes neler olduğunu anlamış gibiydi ve hiçbiri bunu belli etmemeyi başaramıyordu.
Biz de öyle.
Summer'la birbirimize baktığımız anda gözlerimiz birbirine kilitleniyordu veya kaçmaya çalışıyorduk ya da taş kesiliyorduk.
"Ben sadece şu şeyin bitmesini istiyorum."
"Yarın da Want You Back'i çekeceksiniz Summer."
"İlk Valentine'ı çekmiştik değil mi?"
"Evet." dedi Summer "Bence çocukların ön planda olması daha güzel."
"Tatlım, kimse onları ikinci kere görmek için para vermeyecek. Üzgünüm. Ellerinde olsa seni soyup kameranın önüne koyacaklar." dedi Alex "Bugün yine röportajınız var."
"Ne hakkında?"
"Eski." dedi "Herkes eskiyi merak ediyor. Eskilerden biraz muhabbet edeceksiniz. Hem şu sevdiğiniz sarışın adam soracak."
"Simon mu?" dedim "Baş belası."
"En azından rahatsız edici değil." dedi Calum "Kaçta?"
"Dört gibi."
"Tanrım, iki saat kalmış. Bilseydim uyurdum."
"Gelince uyursunuz. Yarın yine yorulacaksınız."
"Klip işleri bittiği anda turneye çıkıyoruz." dedi Michael "Bu gerçekten çok yorucu. Ne zaman dinleneceğiz?"
"Bir ülkeden diğerine geçerken sanırım."
Hepimiz homurdanırken Summer yere uzanıp kollarını açtı.
"Tanrım, bu gücü kendimde bulamıyorum."
"Sana meyve barları getiririm."
"Sağol Alex. Neden doğurmuyorsun ki sanki?"
"Doğursam da burada olacağım. Ben hamile bir zebaniyim."
"Hey." dedi Summer "Dokunabilir miyim? Karnına yani."
"Elbette." dedi Alex tereddütle.
Summer dünyanın en titiz ve önemli işini yapmaya hazırlanırmış gibi ağır ağır doğruldu ve dizlerinin üstünde yükseldi. Alex karnını açınca elini uzattı. Ama dokunmuyordu. Eli hafifçe titriyordu, nefes bile almadığından emindim.
Tanrım, sanki eli toplu iğnelerle doluydu ve Alex'in karnı içi boş bir balondu.
Sonunda parmak uçlarını gergin deriye değdirdi ve gözlerini kapattı. Hafifçe avuçları değdiğinde Alex'e baktı.
"Beni hissediyor mu?"
"Kızım her şeyi hissediyor. Calum bana her bağırdığında tekmeliyor."
"Ciddi misin?" dedi fısıltıyla.
"Evet. Ve fısıldamana gerek yok tatlım."
Summer utançla gülümseyip yeniden gözlerini kocaman olmuş göbeğe dikti.
"Nasıl bir his?"
"Güzel." dedi Alex çekinerek "Ama acı dolu da."
"Ah, sürekli tekmeliyor." dedi Summer "Bu normal mi?"
"Öyleymiş. Sıçtığımın bebek huyları işte."
Summer yine gülümsedi.
"Bu çok kutsal bir şey Alex."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 Days, Maybe // Luke Hemmings
Fanfiction"Peki." dedi alnını benimkine dayayıp "Sana sahip olduğum tüm sevgiyi verebileceğimi söylesem, üzülmeyi bırakır mıydın? Seni dünyanın en mutlu kızı yapacağım derken dalga geçmiyordum Summer. Çünkü sen beni dünyanın en mutlu erkeği yaptın." "Beni sev...