Medyada mütüşlü karakterlerimiz bulunmaktadır. Bana yardımcı olarak prettylittlecat01 hazırladı. Ona da teşekkür ederek hikayeye geçiyorum.
Keyifli okumalar 😊😍
.............Ne oldu tatlım yerime koydukların sana mı koydu? Ee boşuna demiyoruz at gibi giden it gibi döner..."
"Melodi beni dinlemeni istiyorum sadece. İki dakikacık."
Karşımda masum ayaklarına yatan eski sevgilime ters bir bakış attım.
"Ya höst git ötede havla. Benim seninle harcayacak iki dakikam kalmadı."O an gelen bir dürtüyle karşımda pişkin pişkin duran çocuğa dönüp elinden papatyaları aldım. Geri zekalı kabul ettim sanmıştı.
"İnan artık eskisi gibi olmayacağım." diyerek içeri girmeye kalkıştığında papatyaları yere fırlatarak ayağımla çiğnemeye başladım..
"S*ktir git diyorum. Ne oldu o kaşar da mı seni bıraktı? Ohh canıma değsin. Defol git!"
"Tamam ama ben seni aldatmadım ve bunu sana kanıtlayacağım. Ayrıca artık daha sık karşılaşacağız. Ne de olsa aynı okuldayız..."
Boşluğumdan faydalanan embesil yanağıma büyük bir öpücük bıraktığında karşıdan beni izleyen Sarp'ı yeni fark etmiştim. Ne ara mutfaktan çıkmıştı?
Eren gözden kaybolurken kapıyı kapatmayı bile akıl edemiyordum. Eros'cuğum böyle tuhaf bakışlar atarken ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışıyordum. Allah'ım ne olur yanlış anlamasın...
"Neyse benim mutfaktaki işim bitti. Gitsem iyi olacak."
Valla yanlış anladı. Eren Allah seni alsa da kurtulsam.
"Şey Sarp yanlış anladın."
Ben daha iki kelimeyi bir araya getiremeden çocuk açık unuttuğum kapıdan çıkıp gitmişti.
"Sarp nereye yağmuru görmüyor musun?"
Arkasından boşuna sesleniyordum. Zaten gitmişti..
Fişeq sevdiceğim beni de kıskanırmış.Mutfağa geri giderken masanın üzerinde duran telefona ilişti gözüm. Sarp efendi telefonunu burda unutmuştu. Belki yetişirim ümidiyle önlüğü bir kenara bırakıp kapıdan fırlayarak peşinden koşmaya başladım...
Deniz'in Anlatımıyla:
"Allah'ım al canımı da kurtulayım ya! Dört tarafı formüllerle çevrili bir insan parçasıyım resmen. Yazık bana da."
Kendi kendime söylenerek hava almak için balkona çıktım. Geçen gün avm de tanıştığım çocuğun verdiği kitap aklıma gelince bir telaşla yeniden odama koştum. Tek koşan ben değildim. Melodi de kendini aşmış Usain Bolt misali kapıya koşuyordu...
Odamı talan edip sonunda bulduğumda zafer kazanmış bir edayla kitabı araladım. İçinde şiirler vardı... Dayanamayıp bir kaç sayfasını okudum.
Daha sonra kitapta bazı harflerin fosforlu kalemle çizildiğini fark ettim. Ve birleştirince anlamlı bir şeyler çıkıyordu. Mükemmel beynim yine çalışıyordu. Çocuk bilerek çizmişti harfleri.
İçinde kesin bir şifre vardı. Boşuna Einstein demiyorlar bana.
Melek de balkona geldiğinde kitabı kapatarak dışarıya bakındım.
"Şşt Einstein yine hangi formülü ezberliyorsun?" dediğinde sırıtarak önüme döndüm.
"Yok kanka ya bunaldım balkona çıktım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇ SİLAHŞÖRLER
Teen FictionÖncelikle buraya kadar geldiysen bu kitaba bir göz atmanda fayda var. Belki sen de bu kitaptaki herhangi bir karakterde kendini bulabilirsin... Melodi: Obur, müziksever, hayalperest ve makyaj bağımlısıdır. Melek: Uykucu, üşengeç, rahat ve ağzı bira...