Bölüm 24

88 31 29
                                    

Tatilde bol bol bölüm attım. Ben keyifle yazdım umarım siz de keyifle okursunuz.

Şarkımı da medyaya ekleyip kaçıyorum. Okuyan herkese ❤

............................

Deniz'in Ağzından:

Kızlarla hep beraber eve doğru ilerlerken Onur'un kolumdan çekiştirmesiyle peşine takılıp gitmiştim. Biz hızla gözden kaybolurken ne didişmekte olan Tunçla Melek ne de ilişkilerini gözden geçiren Sarp ve Melodi gittiğimizi fark etmemişti.

"Ya Onur nereye gidiyoruz?" diyerek  kolumu kurtardığımda otuz iki diş sırıtıyordu.

"Seni bir ufaklıkla tanıştıracağım kanka."

Ha bu arada size söylemeyi unuttum değil mi?
Onur'la son bir kaç saatte kanka olmuştuk. O kendine yeni avlar ayarlarken ben de ona yardımcı olunca bir anda kanka oluverdik. Sonrası zaten malum. Geç saatlere kadar sohbet muhabbet... Şimdi de kolumdan tutmuş bir yerlere çekiştiriyordu. Umarım bu akşam sağ salim eve dönerim.

........................

"İşte geldik."

Onur'un sesi beni kendime getirirken ellerimle soğuktan kızaran burnumu ısıtmaya çalışıyordum. Beni nereye getirmişti? Kendi evi miydi burası?

Gayet sıradan bir apartmandan içeri girip ikinci kata çıkmıştık. Ve an itibariyle kapı açılırken karşımda bir ufaklık belirmişti.

Bukle bukle simsiyah saçları, bembeyaz bir suratı vardı. Paytak adımlarla "Abiii" diyerek Onur'a koştuğunda ben de çoktan içeriye geçmiştim. Küçücük parmaklarıyla abisinin saçlarıyla oynayıp öpücükler atıyor ve bunu yaparken de oldukça mutlu duruyordu. Şu ana kadar her şey iyiydi hoştu ama bu çocuğun ailesi neredeydi?

Evin görevlisi olduğu belli olan minyon bir abla gelip ne içmek istediğimi sorduğunda su isteyebildim. Soracak o kadar sorum birikmişti ki aklıma içecek gelmiyordu. O anda Onur kardeşine dönerek beni göstermişti.

"Ee Berru Hanım Deniz ablanla tanışmak ister misin?"
Küçük kız abisinin kucağından hızla inerek bana bakmaya başladığında elimi uzatarak gülümsedim.

"Merhaba küçük hanım. Ben Deniz."

İki saniye sonra aldığım cevap istemsizce kikirdememe yol açmıştı.

"Memur oldum ben de Beyyu."

"Ben de memur oldum."

Onur'la birbirimize bakıp sırıtırken Berru'nun da bakıcısı uyku saati olduğunu söyleyip küçük kızı götürmüştü.
Şimdi soru sormanın tam sırasıydı.

"Ee annenle baban nerede?" diyerek etrafı süzmeye başladım. Kocaman gri bir tv ünitesi, mor koltuklar ve kocaman çerçevelerin duvardan göz kırptığı güzel bir odaydı. Resimler o kadar güzeldi ki gözümü alamamıştım.

"Bakıyorum da resimleri kesiyorsun."

Onur'un sesiyle kendime gelerek boğazımı temizledim.

"Evet çok güzeller. Bayıldım."

"Beğenmene sevindim. Hepsini ben çizdim."

Verdiği cevapla şoka uğrarken ağzımı on metre açtığımı yeni fark ediyordum.

"Ee sorumu es geçtin. Annenle babanı sormuştum." dediğimde gülümsedi.

"Onlar hiç olmadı ki. İki gün varlar üç gün yok."

"Nasıl yani? Tam olarak anlat şunu."
Sorular sorup sık boğaz etmek yerine dinlemeye devam ederken bir yandan da ne anlatmaya çalıştığını düşünüyordum.

ÜÇ SİLAHŞÖRLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin