ÜÇ SİLAHŞÖRLER

Bölüm 13

Medyada Melodi, Sarp ve Eren üçlüsü yer alıyor :)
Keyifli okumalar ❤

Melodi'nin Ağzından:

"Ay benim kankam ne hallere düşmüş. Kıyamam ben ya."

Deniz'in kulaklarımda uğuldayan sesi ve havalanışım bir oldu. Arkadan Meleğin sesi yükseldi.

"Enişte bizimki ağırdır biraz. Destek atayım mı?"

"Yok gerek yok."

Gözlerim ağır ağır aralandığında Sarp'cığımın kucağında olduğumu anladım. Ya bu çocuğa da üzülmüyor değilim günün on iki saati beni ve koca cüssemi taşıyor.

"Heh kendine geldi işte."
Deniz etrafımda fır dönerken koltuğa çoktan yatırılmıştım. 'Ne oluyor?' dememe kalmadan Eren de tepemde belirdi.

"Kan mı tutuyor seni güzelim?"

Sinirle gözlerimi devirdim. Her şeye nasıl da burnunu sokuyordu.

"Ya beni sadece kan tutsa iyi. Bak Eren seni görünce midem alt üst oluyor. Bu durumda sen de tutuyorsun beni. Alerjim var sana, uzak dur ya."

Sarp bey tepemde dururken ninja moduna geçmişti. Ne güzel kıskanıyordu ya.

"Melodi izin ver şunun suratına kendi eserimi yapayım. Böyle bol morlu, bol kırmızılı."

Tam Tunç'u soracakken bir köşede kendi kendine pansuman yaptığını fark ettim. Sarı saçlarından bir iki tutam önüne düşmüş, suratı acıdan buruşmuştu.

İyi durmuyordu. Valla Melek de nasıl vicdansızdı. İnsanlık namına yardım etse ne olurdu?

Yavaşça ayağa kalktım. Ve tabi ki ilk iş Meleği köşeye çekiştirdim.

"Ne var lan ne var?" diyip suratıma şaşkaloz gibi baktı.

"Ya kanka ben Tunç'a çok üzüldüm. Çocuğa pamukla tentürdiyotu verip bir başına bırakmışsın. Git de yardım et."

"Ya banane. Sonra yanlış anlıyor." dediğinde zorla kolundan çekiştirdim.

"Ya insanlık bu. Neden yanlış anlasın?"

...............

Melek Tunç'a pansuman yapmak için önünde diz çökerek pamuğu elinden almıştı. Tişörtü yavaşça sıyırıp nazik hareketlerle yarayı temizlerken tam bir couple olmuşlardı. Herkes bu durumu şaşkınlıkla izlerken ben sırıtıyordum. Yakışıyorlardı baya. Ve hâlâ inat gibi naza çekiyorlardı.

Nihayet deli kankam konuşmayı akıl edebildi.
"Ee Tunç efendi şimdi anlatacak mısın bunu sana kim yaptı?"

"Olmaz Meleğim. Anlatamam."

"Ya gevşeme hemen. Anlatmazsan anlatma çok da tın."

Bir iki dakika birbirlerine inat yapıp sustular. Gerçekten harika anlaşıyorlardı. Tam bu iki akılsızı belgesel niyetine izlerken kolumda bir ağırlık hissettim. Sarp dürtüyordu.
Bir de kaş göz yapıp kapıyı işaret edince dayanamayıp odadan çıktım.

"Melodi ya ben çok bunaldım. Bir yerlere mi gitsek. Evden sıkıldım."

"İyi de nereye gideceğiz? Yoksa benden mi sıkıldın? Ay tamam ya ben anladım sen gitmek için bahane arıyorsun. Bu ilişki bunalttı seni. Tabi ben zaten kimim ki? Çok bayıyorum seni. Tamam Sarp..."

Bütün cümlelerimi taramalı gibi sıralarken işaret parmağı dudağımla buluştu. Susturmuştu beni.

"Ya kızım bu ne çene? Bunun bir 'stop' düğmesi yok mu?"