ÜÇ SİLAHŞÖRLER

Bölüm 15

Medyada gizemli abimiz yer alıyor 😂
Keyifli okumalar ❤
.......................

Melodi'nin Anlatımıyla

"Ayy Sarp ben çok korkuyorum. Böyle şeyler hep filmlerde olur sanıyordum."

Korkuyla sevdiceğime sarıldığımda kollarını belime sarmıştı. Sonra da kafamı omzuna bıraktım. Allah'ım bu nasıl bir boyun girintisidir?

Herkes endişeyle birbirine bakarken Tunç ayağa fırlayarak mangalın başına geçti. Hem etlerle ilgilenip hem de telefonda hararetli bir konuşma yapmaya başladı. Birilerini azarlıyor gibiydi.
Her ne kadar didişseler de onun dilinden en iyi Melek anlardı. Deniz'in kurabiyelerini gömerken Meleğe döndüm.

"Konko bo Tonçto bor hollor vor. Got do ogzono yoklo."

Hepsi bana 'ne diyorsun aq' dercesine bakarken Sarp çeviriye geçti.

"Yani diyor ki Tunç'ta bir haller var. Melek gidip konuşsa mı?"

Melekte jeton yeni düşmüştü.

"Onu ben de fark ettim. Ama dökülür yakında boşver." dediğinde Deniz'le hemfikir olup zorla yolladık.
Hatta çocuğun üzerine fırlattık. Bu kız bu kadar meraksız ve duygusuz olmayı nasıl başarıyordu?

"Hadi bebeğim sen de giyin şu tişörtü. Etraf avcı kaynıyor." diyerek seğiren gözümle Sarp'ı uyardım. İkiletmeden dediğimi yapmıştı. Aferin. Bir gün mutlaka hanımcılık kazanacak..

Meleğin Ağzından:

Melodi "Ya Allah." diyerek kolumdan tuttuğu gibi Tunç'un üzerine fırlattığında resmen burun buruna gelmiştik. Sanırsın kurbanlık koyun fırlatıyor.
Panikle gözlerimi kaçırıp geriye zıpladım. Yanlış anlaşılmak istemiyordum.

"Ee şey Tunç, ne yapıyorsun?"

"Melek hanım sizi buraya hangi rüzgar attı?" diyerek bana yandan bir bakış attığında gözlerimi devirdim.

"Sen rüzgarı fırtınayı boşver de şu psikopat gibi azarladığın şahıstan haber ver. Kimdi o?"

Etleri tabağa dizerken beni umursamıyor gibiydi. Salak! Kızlar zorlamasa b*k gelirdim yanına.

"Melek ya hiç havamda değilim." dediğinde sinirden kızarmıştım.

"Bana bak Tunç s*çacağım havana! O artist artist sırıttığın dişlerine bir çakarım hepsi dökülüverir!"

"Tamam abla ya yavaş gel. Yaparsın." dediğinde sırıtışım tüm suratıma yayılmıştı.

İnat değil mi sorumun cevabını alana kadar diretecektim.

"Tunç ya bak ilk defa sana ciddi ciddi bir şey soruyorum. İlk ve son. Senin bu fotoğraf olayıyla bir ilgin var mı? Ya da kim yaptı biliyor musun? Ayrıca telefonda kime bağırıyordun?"

Saçlarını düzelterek ciddi bir hâle büründü.
"Melek o fotoğraf benim arkadaşların işiymiş. Akılları sıra beni korkutup şaka yapacaklarmış."

Aldığım cevaptan tatmin olmasam da üstelemedim. Mangal hazırdı sonuçta oturup onun gizemli halleriyle mi uğraşacaktım? Elinden tabağı tilki kurnazlığıyla kaparak masaya koştum.

"Kimseye zırnık yok hepsi benim lan!"

Melodi'den Devam:

Tek hobim olan yemek yeme olayını büyük bir keyifle sonlandırdıktan sonra minnak Sarp'ım çağırınca sevinçle ayağa fırladım.

"Aşkım ne oldu?"

"Ormanda gezinelim mi?"

Kızlara gezineceğimizi mimiklerimle anlatarak Eros'a döndüm.
"Hadi gidelim."

.....................

"Sarp ya sen benimle Gratis'e gelir miydin?"

"Kızım bu nasıl soru? Ahiret sorgusu bundan kolaydır."

El ele tutuşmuş ormanda gezinirken zorlayıcı sorularımı sıralıyordum. Beyefendi de kıvırma girişimlerindeydi.

"Ya aşkım doğruyu söyle kızmayacağım." diyerek cesaretlendirdim. 'Gelmem' derse tabi ki kızacaktım.

Kendine gel yani sen benim sevgilimsin. Senin en ulvi vazifen Gratis'e gelip bana deneme tahtası olmak...

"Gelirdim. Ne yapayım? Senin tribini çekmektense inşaattan bile atlamaya razıyım."

Aldığım cevap gayet tatmin edici olmuştu. Valla bu çocuğa boşuna 'minnak' demiyorum.

Sonunda koca bir ağacın altına oturarak Sarp'cığımla sarılabildik. Parfümü niye bu kadar güzeldi? Kafamı tam omzuna bırakacakken geri kaldırdım.

"Sarp ya bana bak sen neden bu parfümü sıkıyorsun? Kokuyu alan yanına gelir. Artık yasaklıyorum. Git kolonya ya da hacı yağı falan sür."

"Yuh kızım ya parfümü de mi kıskandın?" dediğinde gülümsedim. Haklıydı sanırım fazla kısıtlıyordum.
Gözleri gözlerimle buluşunca alnıma ufak bir buse kondurdu.

"Parfümüm kutsalımdır. Bari ona karışma."

Tam dudaklarıma doğru eğiliyordu ki yerimde sıçrayıverdim.

Arkamızdan hışırtılı sesler gelmişti. Zaten evrenin bana bir garezi olduğu kesindi. Şu çocukla iki dakika romantik romantik takılmamıza fırsat vermiyordu. Yerimde doğrularak etrafa bakındım.

Kimse görünmüyordu ama ağaçların arkasında birilerinin olduğuna emindim. Korkuyla Sarp'a sarıldım.

"Burada birileri var. Ve bizi izliyor."

Ayağa kalkarak etrafa göz gezdirdi. Ay ben bunu yerim ya. Nasıl da koruyor beni...

"Melodi sakin ol. Ben gider bakarım şimdi."

"Gi-gitme" diyerek koala gibi koluna yapıştım ama nafile. İlla gidip bakacaktı. Cesur yarim benim.

Tırsağın teki olduğum için resmen ağaç  gövdesiyle bütünleşmiştim.

"Tamam git bak. Bir şey olursa da hemen bana seslen."

..................

Umarım beğenmişsinizdir.
Okuyan herkese ❤