Bölüm 30

85 21 18
                                    

Bölüm şarkımız medyada bulunuyor. Keyifli okumalar :)

..... Ertesi gün ........
Melek'ten Devam:

"Deno, uyan kızım çabuk uyan. Ev yıkılıyor!"

Uykulu gözlerle yatağında hayvan gibi uyuyan Deniz'i dürterken bir yandan da bu sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordum. Tabi ya karga Melodi...


"Buu deeevraan dönmez artık
Yaktığın aleev bir an sönmez aaarrtık
Unutur mu sandın aşk ihanetiiii
Sen sür sefaaayı ben sefaletiii..."

Oturma odasında yankılanan aşırı depresyonik müzik eşliğinde makyaj yapan Melodi'yi gördüğümde bunun yedi sülalesine saydırmamak için kendimi zorluyordum.

"Lan ne oluyor? Dingonun ahırı mı burası?! Ya işsiz, seni çöpe atacağım ama poşet yirmi beş kuruş. Kusura bakma." dediğimde umursamazca makyajına devam etti. Telefondan çalan şarkıyı kapatarak önüne tekrar dikildim.

"Şşt ne bu depresyon? Anladık Sarp'la ayrıldın da bizden ne istiyorsun koçum? Allah rızası için barışın artık. Ben sizden çok acı çekiyorum."

Tam o sırada Einstein içeriye teşrif etmişti.

"Ooo kızlar gıybet mi yapıyorsunuz bensiz?" diyince gülümsedim.

"Yok ben birazdan Melodi'nin ebesinin nikahını yapacağım da onu konuşuyorduk. Buyur sen de gel. Çifte düğünle taçlandırırız."

İkisi birbirine dönüp kikirderken ben hâlâ uykusuz kalmanın da acısıyla duvarlara kafa ata ata lavaboya gidiyordum.

...........................

"Kanka koş kahvaltı hazırladım."

Deniz büyük bir neşeyle bana seslenirken yaşam sevincim sömürülmüş halde sofraya oturdum. Denizciğim bu sabah döktürmüştü. Bir kuş sütümüz eksikti. Tam yumurtalı ekmeklere uzanıyordum ki elime vurmuştu.

"İki dakika bekle Fırat gelecek." diyince sırıtarak elimi geri çektim.

"Ha demek ondan bu hazırlık. Ulan sen de var ya az kaşar değilsin. Normalde yalvarsam yapmazsın. Millete yapıyorsun. Bu arada kaşar demişken Melodi nerede?" dediğimde bizim kokoş da teşrif etmişti. Yine bir ton boya sürünmüştü işsiz.

"Melodi ben o boyayla tüm evi boyatırdım. Sen niye böyle süslendin?" diyerek Deno'dan gizli bir dilim böreği ağzıma tıkıştırdım.

Kokoş kankam gözlerini devirerek
"Melek sabah sabah dayak isteme benden. Kapat o çeneni." dese de durmayıp inadına dil çıkarttım.

O sırada zil çaldığı için arabalı enişteciğimi karşılamak üzere kapıya koşturdum. Tam da tahmin ettiğim gibi paralı ve arabalı altını çiziyorum 'paralı ve arabalı' eniştem gelmişti.

"Ooo kral hoş geldin sefa getirdin. Evimize şeref verdin. Ayağının tozuyla geldiğin için bir kez daha teşekkür ediyorum." dediğimde Deno sağolsun enseme şaplak yemiştim.

"Ya Melek ne olursun boş yapma." diyerek bana pis bakışlar attı. Kesin var ya Fırat gidince amel defterimi kapatacak. Ben bittim.

"Görüyorsun enişte ben bu kızdan şiddet görüyorum." diyerek arkama bile bakmadan mutfağa kaçtım. Fırat'sa bu halimize sadece gülüyordu.

ÜÇ SİLAHŞÖRLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin