Bölüm 28

88 22 21
                                    

Melodi'den Devam:

"Herkese merhaba arkadaşlar. Ben Melodi Soykan. Bugün sizlere evde bir pislikle yaşıyorsanız ne yapmanız gerektiğini göstereceğim."

Bir youtuber edasıyla telefonumun kamerasını açıp Meleği çekiyormuş gibi yaptığımda bizimki umursamadan bacaklarını koltuğa iki seksen uzatmış yerlere çekirdek çöplerini dökmeye devam ediyordu.

"Arkadaşlar kim lan? Kamerayla konuşuyorsun bir saattir." dediğinde gözlerimi devirdim.
"En azından senin gibi oyuncak ayıya  aşkım demiyorum."

"Bana bak sen çok ileri gidiyorsun. Osman oyuncak değil bir kere." diyip kirli ağzıyla Osman'ı öptü. Deniz o sırada midesi kalkmış bir halde içeri koşuyordu. Bu kadar mikroba dağ gibi Einstein da dayanamadı.

Bense koltuğun köşesinde hüzünlü hüzünlü durmuş, Sarp'ın haftalar önce bende unuttuğu hırkasını koklayıp Melek gelip içine edene kadar da hasret gideriyordum.

"Ya bu ne hal? Narkotik köpeği misin sen? Kendini Garip Kont mu sandın kızım?"

Bir şey demeden kafamı önüme eğdim. Melek de haklıydı. Harbi bir saattir evde narkotik köpeği gibi geziniyordum.

"Ya sen nasıl bir vicdansızsın? Bak acılıyım bana bulaşma." dediğimde zorla kolumdan çekiştirmeye başlamıştı bile. Tunç'un mesajını gözüme sokup "Kankaa Selin'in doğum günü partisi varmış. Hem bak havuz başında. Tunç bizi de çağırıyor." diyince umursamazca omuzlarımı silktim. Yemek yemek, depresyona girmek varken niye partilerde gezineyim ki?

"Hem bak Sarp'lar da tam tayfa geliyormuş." demesiyle gözlerimi kocaman aralayıp Meleğe döndüm.

"Kızım baştan deseydin ya. Tabi ki gideceğiz o zaman."

..............................

"Kankaaa bolerom kayıp. Gören var mı?"

Deniz evde deli dana gibi koşuştururken Melek kafasını önüne eğip tırnaklarını kemiriyordu. Belli oldu keko Melek kızın bolerosuna el atmış. Ne zaman böyle masum masum bir köşeye çekilse her şeyin suçlusu hanımefendi çıkıyor. Deniz'e otuz iki diş sırıtarak "Kanka kesin bu sığır Melek bir şey yapmıştır." dedim.

İkimizin de gözleri Meleği bulurken majesteleri hala konuşmamak için diretiyordu.

Deniz sinirle evi taramaya devam edip söylenirken beklenen itiraf da nihayet gelmişti.

"Kanka şu bolero siyah, kısa, önü açık tuhaf bir şey miydi? Yani eğer öyleyse boşuna arama..."

Deniz Meleğe öldürücü bakışlar atıp "Boleroma ne yaptın?" dediğinde pardon hırladığında cevabı gecikmeden geldi.

"Yani çok gereksiz geldi. Benim de bir beze ihtiyacım vardı. Kestim, biçtim bez yaptım."

Haydaa. Melek de cidden kaşınıyor. Deniz şimdi bütün gece bunun siniriyle dolaşır durur, saatlerce söylenir.

"Meellleeeekkk! Ben sana demedim mi eşyalarımı gereksiz bulsan bile  bana sormadan bir şey yapma diye?!"

"Deno haklısın ya. Bak şu an çok pişman oldum. Aptal ben! Dur sen rahatsız olma. Ben kendimi döverim... Ah yanağım!"

Melek adlı yaratık yanağına ufak bir tokat atıp kendince Deniz'den kaçmaya çalışırken her şey için çok geçti. Deno çoktan bunun peşine düşmüş, evde tepinme merasimleri büyük bir gürültüyle başlamıştı.

..........

"İlk realist roman Araba Sevdası
İlk köy romanı Karabibik
İlk psikolojik roman Eylül..."

ÜÇ SİLAHŞÖRLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin