Bölüm 34

44 19 14
                                    

Epeydir bölüm atmamıştım okul sınavlar vs. derken vakit olmadı açıkçası. Bu bölüm biraz depresyonik oldu. Bakalım siz kime hak vereceksiniz. Bölüm şarkısını da bırakıyorum buraya. Şimdiden keyifli okumalar...

Okuyan herkesee ❤❤❤

...................

MELODİ'DEN DEVAM

Büyük bir suçluluk duysam da haftalardır Melek'ten sakladığım şeyler Eren sayesinde gün yüzüne çıkıyordu ve tek yapabildiğim slow motion halinde olanı biteni izlemekti. Başımı ellerimin arasına almış içimden 'işte şimdi sıçtım!" diyerek kendimi teselli etmekle meşguldüm.

Meleğin yüzünde aniden beliren o büyük hayal kırıklığını görmemek için  eksi on IQ olmam gerekirdi. Delici bakışlarını bir bana bir de Tunç'a savururken Tunç yanıma usulca yanaşarak kulağıma "Sen de mi biliyordun?" dedi. Çocuk bana adeta kısa anonslar çekiyordu.
"Benden bile sakladın yuh!"

Daha fazla dayanamayıp Meleğe döndüm.

"Mel bak olayların Eren'in anlattığıyla alakası yok. Evet ben senden bir şeyleri gizledim. Bildiklerimi söylemedim-"
Cümlemi tamamlamak için yutkunduktan sonra meraklı gözlerle bana bakan Deniz'e döndüm.

"Ya Deno sen söyle bari ben Meleği üzecek bir şey yapar mıyım? Eğer ben ona her şeyi ötseydim ilişkisini bitirecekti. Hem de mutluyken."

Herkes sus pus durmaya devam ederken Melek suratına yerleştirdiği sahte gülümsemesiyle bana ve Tunç'a bakarak alkış tutmaya başladı. Bu hali beni daha çok korkutuyordu.

Omuzuma elini yerleştirdi. "Aferin a*ına koyayım bak şimdi Tunç'tan kesinlikle ayrılmayacağım. Hadi onu geçtim, biz birbirimize 'ne olursa olsun yalan söylemeyeceğiz, sır saklamayacağız' diye söz vermedik mi?"

Sonra âdeta suratıma doğru tıslayarak "Sen var ya benim en büyük hayal kırıklığımsın Melodi... Aferin sana!" dedi ve kapıyı çarptığı gibi odayı terk etti.
Gördüğüm kadarıyla Eren çoktan toz olmuştu. Geriye kalan Deniz, Fırat, Onur, Tunç ve Sarp şaşkın şaşkın bana bakmaya devam ettiğinde daha da sinirlendim.

"Ya ne bakıyorsunuz bok mu var?! Evet yaptım, her s*ki ben yaptım! Bak Ozon tabakası delinmiş, buzullar erimiş penguenlerle kutup ayıları evsiz kalmış onları da ben yaptım! Kim var sırada kim sövecek?"

Deniz bileğimden kavrayarak önüme geçtiğinde çoktan gözlerim dolmuştu. Bu sefer ağlamayacaktım.

"Melodi sakin olur musun?"

"Ben şu dünyada neye yarıyorum ki zaten! Değer verdiğim herkesi bir bir üzüyorum..."

Sarp da sessizce yanıma yaklaştığında beş saniyelik kısa bir bakışma yaşadık.
O an masanın üzerinde duran suyu 'sakin ol' dercesine uzattı tabi ben sadece kafamdakilerle boğuşmaya çalışıyordum. Ani bir dürtüyle yatağa bıraktığım ceketimi alarak üzerime geçirdim.

"Arkadaşlar g*tün teki olduğum için hepinizden özür dilerim, ben kararımı verdim annemlerin yanına dönüyorum. İngiltere'ye."

........................

Tunçlardan çıkar çıkmaz ilk işim annemi arayarak yanına dönmek istediğimi söylemek olmuştu. Tabi ilk başta epey şaşırsa da büyük bir sevinçle biletimi alacağını söyledi. Zümrüt Sultan zaten en başından beri yanında olmamı istiyordu. Muradına ermiş oldu.
Daha sonra telefonu sessize alıp çantama atıverdim, kafama göre yürümeye başladım. Yol nereye götürürse gitmek oldukça mantıklıydı.
Bunu ancak benim gibi ileri zekalılar yapar!

ÜÇ SİLAHŞÖRLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin