Yaralı boğumların yumruk attığı

184 20 6
                                    

"Sessiz şeytana da bakın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sessiz şeytana da bakın."

Dalga geçer gibi çıkan erkek sesinin kime ait olduğunu biliyordum. Bu nedenle kitabımı okurken kafamı kaldırıp gelenlere bakmadım. Gelenlere diyorum çünkü Koray asla tek başına gezmez.

Onlarla muhatap olmadığımı fark ettiklerinde kitabıma alttan vurdular. Kafamı kaldırmadan kitabı sıkıca tutarken dişlerimi sıktım.

Gülüştüler. "Hadi ama, nerde o melek görünen şeytan suratın? Kaldırsana başını."

Kitabıma tekrar vurduklarında kitap elimden fırlayıp yere düştü derin bir nefes alıp verdim ama içimdeki volkanın kaynamaya başladığını hissedebiliyordum.

Uzanıp kitabı alacağım sırada biri ayağıyla kitaba vurdu. Kitap benden uzağa gittiğinde kitaba uzattığım elimi sıkarak yumruk yaptım. Dişlerim sımsıkı kenetliydi.

"Kes şunu."

"Vaov," dedi biri. "Dili varmış."

Sakin ol.

Sakin ol.

Gülme sesleriyle birlikte yumruk yaptığım elimi açtım kapattım ve zihnimde başka birinin sesiyle yankılanan, "Bunu yapmamalısın," sesine rağmen kafamı kaldırdığım gibi Koray'ın sırıtan suratına tokatımı yapıştırdım.

Şaşkınlıkla birlikte sessizlik de vardı. İkisi de susmuştu. Bense ayağa kalkmış ve kayaya benzeyen gövdesini tiksinerek itmiştim. Koray birkaç adım gerilerken yere tükürdü.

"Manyak lan bu."

Öylece onlara bakıp sinirimi dizginlemeye çalışırken Koray'ın kanayan dudağını elinin tersiyle sildiğini ve bana öfkeyle yıkanmış bir bakış attığını gördüm.

"Psikopat orospu."

Diğer çocuk gerilerken Koray doğruldu ve hızlı birkaç adımla üzerime yürürken elini havaya kaldırdı fakat ondan sonrası çok hızlı gelişmişti.

Yeşil parkalı biri onun kolunu tuttuğu gibi suratına yumruğunu geçirdiğinde ağzımdan şaşkınlık nidası kaçtı. Koray yere düşerken diğer çocuk korku saçan suratıyla hızla kaçtı fakat önümdeki beden attığı yumrukla yetinmedi. Yere düşen Koray'ın saçından kavradığı gibi onu ayağa kaldırdı ve kulağına bir şey fısıldadı.

Ardından bedenini hızla çevirerek durağın demirine suratını çarptı. İçimdeki sinirin boşaldığını hissettim.

Durağın oturağına öylece yığılırken zihnimdeki kırışıklıklar çözüldü. Koray'ın inleyerek yere düşüşünü içimdeki ferahlamayla izledim.

Yeşil parkalı genç adam doğrulduğunda arkası bana dönüktü fakat bana dönmese de onun kim olduğunu çoktan anlamıştım.

Üzerleri soyulmuş ellerini üzerine silerek kenara attığı çantasını aldı ve geriye bakmadan geldiği yerden ilerlemeye başladı.

Yirmi adım kadar sonra sigara yaktığını gördüm.

Tarık.

Papatyamı getiren genç adamdı o.

Ölü Papatyalar BahçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin