"Efendim?"
Ses boğuk, kısık geliyordu. Uyuyor muydu? Onu uyandırmış mıydım?
Tekrar, "Alo?" dedi. Bu kez sesi gür, uyanmış çıkıyordu.
Kalbim bir an bulunduğu yere göçer gibi büzüldü, zihnim onu buraya çağıracak kadar kim olduğumu sordu? Kimdim ki ondan bana yardım etmesini isteyecektim?
Ani bir kararla telefonu kulağımdan ayırıyordum ki, "Papatya?" diye fısıldadı aynı ses. "Sen misin?"
Derin bir nefes aldım. Dudaklarımın aralandığını ve telefonu istemsizce kulağıma tekrar dayadığımı hissediyordum. Onun sesinden ismimi duymak bana garip hissettiriyordu. Çarpılmış gibi.
"Konuşacak mısın? Yoksa sen kapatana kadar sessizliği mi dinleyeceğim?"
Bu, "ben kapatmayacağım" anlamına geliyordu.
Gözlerim sehpanın üzerine yayılmış Ayan'a kaydığında, "Affedersin," diye mırıldandım. O, sesimin ardından derin bir nefes alırken benim kelimelerimi yutan bir şey vardı. Soluk vererek gideremediğim.
"Benim, Papatya."
"Sen olduğunu biliyordum, Papatya." Sesi neden bu kadar sert fakat aynı tonda da anlayışlı çıkıyordu?
Sesiz kaldığımda, "Sesin neden garip geliyordu?" dedi.
"Ben..." Yutkundum. "Sanırım yardıma ihtiyacım var."
Birkaç hışırtı ve gürültülü sesler doldu aramıza. "Başına bir şey mi-"
"Hayır," dedim yüksek, telaşlı çıkan sesine kaşlarımı çatarken. "Hayır. Sorun ben değilim. Bir arkadaşım..." Elim alnıma gitti ve avcumun içini sertçe alnıma çarptım.
"Sadece buraya gelip bana yardım etsen olmaz mı?"
"Konum atabilir misin?" Bir kapının kapandığını duydum. Sonra yankılanan adım seslerini. "Orada olacağım."
"Tamam." Duraksadık. Sessizlik hatta sürdü. Nedense onun kapatan ilk kişi olmayacağını biliyordum.
"Tarık..." dedim yavaşça. Minnetle çıkan sesimle. "Teşekkür ederim."
"Seni göreceğim," diye mırıldandığında sokağa çıktığını ahizeye gelen seslerden anlamıştım. Güldü. "Ben teşekkür ederim."
Hat kapandığında, baş parmağım telefonun üzerindeydi. Zihnimde derin bir çukur vardı ve içindeki tek kişi bendim.
Onun için kimdim?
Onun için neden biriydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Papatyalar Bahçesi
Ficção Adolescente(Tamamlandı.) "Seni soldurduklarını sananlar aslında senin, yapraklarının arasına sakladığın güzelliğini göremiyorlar." Derin bir nefes aldığını göğsünün şişip alçalmasından anladım. Koyu kırmızı tonlarında iri dudaklarını araladı. Alt dudağının köş...