kelebek zerresi.

102 18 2
                                    

Boş  ve oldukça karanlık olan sokaktan Ayan'ın kollarını omuzlarımıza alarak çıkarken Tarık suratıma bakıp tekrar göz devirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Boş  ve oldukça karanlık olan sokaktan Ayan'ın kollarını omuzlarımıza alarak çıkarken Tarık suratıma bakıp tekrar göz devirdi.  Bunu on beşinci kez yapışıydı sanırım. Ters ters suratına baktığımda derince nefesini verdi. 

Nefes nefese kalarak caddenin kenarında durduğumda, "Ne?" dedim.

"Bırak artık, boşu boşuna yordun kendini." Uzanarak benim bütün  itirazlarıma rağmen Ayan'ın omzumdaki kolunu çekti. "Hem taksi için bekleyeceğiz zaten."

Ayan yabancı dilde bir şeyler mırıldanırken burnunu derince çekme sesi aramıza sızdı. Tarık kafasını ondan uzaklaştırırken gülecek gibi olmuştum.

"Birader," diye terslendi Tarık, Ayan'ı sarsarken. Ayan ona cevap olarak ağzının içinde bir şeyler mırıldanırken Tarık istemeye istemeye belinden sıkıca tutup düşmemesi için onu kaldırdı.

Kolunu daha sıkı tutarken, "Tüm yükünü de bana veriyor puşt," demişti.

"Düzgün konuş," diye terslendim caddede sarı araba ararken. "Arkadaşım o benim."

"Bu, ona puşt demem için geçerli bir sebep bence." 

Tek kaşımı kaldırırken gözlerimi yavaşça ona çevirdim. Yüzünde pis bir sırıtış ya da kibirli bir gülümseme bekliyordum fakat Tarık kaşlarını hafifçe çatmış bir şekilde yere bakıyordu. Gözleri düşünceliydi. 

"Nasıl tanıştınız?" dedi yavaşça. Sesi garip çıktığı için yutkunmuştu.

Bunu ona söyleyip söylememek arasında gidip gelirken suratının garip bir şekilde çöken hali ona kötü bir tepki vermememi bas bas bağırıyordu. Yutkunarak hafifçe boğazımı temizledim.

"Burada beş parasızdım. Babam ölmüştü, annem psikolojik olarak bunalımdaydı ve bakmam gereken bir kardeşim vardı. O sıralarda üniversiteye başlamıştım, okulda tanıştık Ayan'la. Bu tür şeyler yaptığına bakma," Gözlerim Ayan'ın suratında gezindi ve açık olan komik ağzında durakladı. "İyi biridir. Bana amcasının kafesinde iş buldu. Onun sayesinde çoğu şeyle başa çıktım."

Kafamı yeni yeni çiseleyen yağmura kaldırırken derin bir nefes verdim. Tarık'ın gözlerini sırtımda hissedebiliyordum. "Bir kendimle başa çıkamadım."

"Ben de içimdeki sesle."

"İçindeki ses ne diyor, Tarık?"

"Bu kez değil, diyor."

"Ne; bu kez değil, diyor?"

"Bırakılmak, Papatya. Bırakılmak, diyor."

Ölü Papatyalar BahçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin