yanandı.

110 18 3
                                    


Lütfen şarkıyla okuyun. Lütfen.


FİNAL


Solgundu oda, odada kalan soğuk beden de solgundu. Parmaklarımı tek tek soğukluğuna hapsettiğim soğuk parmakları vardı sevgilimin.

Gözleri vardı kahverengi. Yıldızlar gibi parıldayan.

Saçları vardı uzunluğunu rüzgarın biçtiği, benim teker teker topladığım düştüğü yerden.

Dudakları vardı, kupkuru. Solgun bir papatyanın ölü ninnisini mırıldanan. Yavaşça, "Seni seviyorum," diye mırıldanan.

Kelimeleri vardı en çok. Ruha dokunan, ruhu okşayan. Kelimelerin elleri olur mu hiç, diye sorgulayan ben olurdum o bana kelimelerden taçlar örerken, onları başıma takarken.

"Sadece beş dakika."

Morg kapısına benimle birlikte gelen görevli adama başımı salladım sadece. Bana doğru üzgün görünmeye çalışan gözleriyle bakmamalıydı.

Çünkü, şu göğsümün içindeki canavarın acı dolu çığlıkları kulaklarımda çınlıyor, ruhum adeta çığlık atıyordu.

Gitmeliydi herkes. Yalnız bırakmalıydılar beni sevgilimle birlikte.

Son kez bakmalıydım ona ilk defa görmüşüm gibi. O, kolu kırık çocuğun canı yanarken gülümseyişini görmeliydim yine yüzünde. Belki ağlarken gülümsemeliydim ona zira gözleri açıksa doya doya bakmalıydım son kez ona.

Sanki hiç ölmemiş gibi yapmalıyım.

Benden hiç gitmemiş gibi yapmalıyım.

O soğuk parmaklarını alıp alev alev yanan ruhuma dokundurmalıyım. Dokundurmalıyım ki alev alsın onun da ruhu, anlasın nasıl yandığımı ondan sonra. Acıyla.

"Tamam."

Nasıl konuştum bilmiyordum ama boğazım acıyla çarpıldı. Adam son kez bana baktı. Gözlerim onun açtığı buzluğa ve geriye doğru çektiği beyaz örtü örtülmüş bedene kaydı. Gözlerim bir an karardı.

Kapının kapandığını duydum.

Elim kalbime gitti. Gözlerimden yaşlar döküldü yanaklarıma. Bir elim sevgilimin yattığı, buz kesmiş demire yaslandı. Elim yandı, elim kanadı, elim acıdı.

"Yok," diye fısıldadım beyaz örtünün örttüğü ona eğilirken. "Gitmiş olamazsın ki sen. Söz verdin."

"Kalk haydi."

Titreyen ellerimle örtüyü yavaşça okşadım. Soğuktu. Çok soğuk. Buz gibi. Ellerim gibi, elleri gibi. Kalbi gibi. Ama benim kalbim gibi değil. Benim kalbim alev alev. Tarifsiz bir acı bu. Tarifini yapmak istersem göğüs kafesimi yarıp kalbimi çekip çıkarmam gerekir.

Ölü Papatyalar BahçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin