Bir önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun 💞💕
__
Kesilmiş fotoğrafları Taehyungun elinden almıştım. Kafası karışmış gibi görünüyordu. O böyleyse beni düşünün bir de Dikkatle kesilmiş fotoğraflarda annem gülümsüyordu. Şimdi annem ne alakaydı ki? Onu da bu işin içine sokacak mıydı? Ama beni tanıyorsa annemin benim için çok da önemli biri olmadığını bilmesi gerekirdi. Aklımı daha çok karıştırmaktan başka bir şeye yaramayan fotoğrafları incelemeye devam ediyordum.
"Annen..?"
"Evet. Annem" demiştim tok bir sesle. Bu fotoğrafların eski olduğu belliydi. Fotoğraf eskimiş, yıpranmıştı.
"Bu ne demek oluyor?" Dediğinde gözüme kutuya yapıştırılmış fotoğraf çarpmıştı. Kaşlarım dahada çatılırken fotoğrafı binbir zorlukla oradan çıkardım ve inceledim. Bizim evimiz değildi ona emindim. Ama fotoğraf yarım olduğu için kucağındaki kişiyi göremiyordum. Büyük ihtimal bendim ama neden bu fotoğraflar ondaydı? Neden böyle bir şeyi bana göndermişti şimdi? Kafamı karıştıran o kadar çok şey vardı ki, ne düşüneceğimi şaşırmış bir şekilde elimdeki fotoğrafları ne zaman çektiğimizi hatırlamaya çalışıyordum. Şans eseri, annemin hastanede çekilmiş bir resmi ters bir şekilde yere düşünce arkasındaki tarih dikkatimi çekmişti.
13 Mart 1992
Benim için hiçbir anlamı olmayan bir tarihti bu. Ne olabilirdi ki? O zamanlar daha annemin karnında bile değildim. Bu kesik fotoğraflarla bir yere varamazdım. Dediği gibi üç yapboz parçası yollayacaktı ve sonunda her şey açığa çıkacaktı. Çok fazla merak etmediğimden olsa gerek fotoğraflara daha fazla bakmayarak kutuya olduğu gibi geri koyup kapağını kapatmıştım.
"Ne yapıyorsun?"
"Kaldırıyorum?" Dediğimde bana şaşkınca bakmıştı.
"Bugün 18 Ağustos olduğuna göre, muhtemelen 25 Ağustosta bir paket daha alacağım, ondan sonraki hafta 1 Eylüle denk geliyor. Üçüncü paketi ya o bana verir ya da 31 Ağustosta paketi alırım" demiştim normal bir şeymiş gibi. Bana hayretle bakıyordu.
"Fazla sakinsin. Annenin fotoğrafları bunlar Jungkook. Onda ne işi var?"
"Bilmiyorum" diyip omuzlarımı silktim ve kutuyu alarak odama ilerledim. Yoongi bunu bilmemeliydi.
"Yoonginin bundan haberi olmamalı"
"Sonradan duyarsa daha çok kızar"
"Eğer ikimizde bir şey söylemezsek, duymaz"
"Sen evde yokken paket gelirse? Sonuçta senin dediğin gibi olacak diye bir şey yok?"
"Emin ol, evde olduğum anı bilerek yolluyor"
"Ne demek bu şimdi? Seni izliyor yani?"
"Açık değil mi? Daha ilk günden beri, hatta çok daha önceden beri izlediğini düşünüyorum" gerçekten şaşkınca bana bakıyordu. Bunu tahmin edeceğini düşünmüştüm.
"Öyle bakma Taehyung, sandığın kadar kötü değil. Biliyor musun, beni koruyor. Neden koruduğunu bilmiyorum ama beni koruyor. Hep de korudu"
"Ne?"
"Eski kafede çalışırken taciz etmeye çalışanlar oluyordu. Normalde bir gün gelen her gün gelir, değil mi? Ama onlar hiç öyle olmadı. Bir gün geldiler, bir daha görmedim. Bir keresinde de-"
"Jungkook. Saçmalıyorsun şuan. Seni incitmeye çalışıyor, neden korusun?"
"Bilmiyorum. Belki de beni kendine saklamak istiyodur" dediğimde ellerini şakaklarına bastırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Beginning: taekook
Fanfiction7 Eylül 2020 Not: Yavaş yavaş yazım yanlışları düzeltilmeye başlandı. Diğerlerinden farkları cinsiyetleri değil, birbirlerine olan tükenmek bilmeyen sevgileriydi. 05.09.2018