32

18.3K 1.1K 2.6K
                                    

Kısa bir öpüşmenin ardından benden ayrılmış ve çekingen hareketlerle kollarını bana sarmıştı. Başını omzuma yaslayarak dudaklarını boynuma bastırmıştı.

"Yani, havuz olayı da yalandı? Senin düşüncenle, tedavim içindi?" Dediğimde birkaç saniye sessiz kalmıştı.

"Evet" dediğinde sessiz kalmıştım. Ne diyebilirdim ki? Korkudan altıma edecektim ama sorun değil? Ya da öleceğini sanıp hüngür hüngür ağladım, kalbim sökülüyor sandım ama sorun değil?

"Ağladın" demişti derin bir nefes vererek. "Başka biri için, kaybetmek istemediğin için ağladın"

"Sen de ağladın. Gerçek miydi bilmiyorum ama ağladın."

"Gerçekti. Gerçekten öleceğimi sandım ve korktum. Kendime gelmem zor oldu"

"Kendini tehlikeye atmasaydın keşke. Bundan ne kadar çok korktuğunu biliyorum" diyerek elimi saçlarına daldırdığımda boynumdan kayan kollarını çekip belime sarmıştı.

"Sonucunda senin iyiliğin varsa, aklına gelebilecek her şeyi yaparım Jungkook"

Söylediklerine hafifçe gülümsediğimde omzumdan başlayarak kulağımı arkasına kadar öpücüklerini bıraktığı an mideme minik sancılar girmişti. Geri çekilip gözlerime baktığında gülümsemiş ve iç geçirerek saçlarını düzeltmiştim.

"Bana güveniyorsun hala, değil mi?" Demişti hayır dememden korktuğunu açıkça belli ederek. Üzgündü aynı zamanda.

"Tabi ki güveniyorum" dediğimde gülümsemiş ve derin bir nefes vermişti. Nefes alışverişleri hala hızlı ve düzensizdi. Bu kadar gerilmesini istemiyordum. Belindeki elimi vücuduna sürterek kalbinin üzerine koyduğumda nefesini tuttuğunu fark etmiştim. Gülümseyerek yanağını öpmüş ve kalbinin üzerini hafifçe okşamıştım. Bu hareketim onu titretirken aynı zamanda yutkunmuştu.

"Rahatla" demiştim yumuşak bir sesle. "Anlıyorum seni. Gerçekten sorun yok"

"Kafanı karıştırdığımı biliyorum, ama lütfen bana güven" diyerek yanağındaki elimi öpmüştü. Gülümseyerek yanağını sıktığımda o da üzgün bir şekilde gülümsemişti.

"Ben ne konuşacağımızı düşünmedim, daha doğrusu aklıma bir şey gelmedi" diyerek konuyu dağıttığımda Taehyung oturduğu yerden kalkmış ve masasından bir zarf alarak tekrar yanına oturmuştu. Bir bacağını altına alarak bana doğru dönmüş ve elindeki zarfı bana uzatıp boğazını temizlemişti.

"O zaman, bu seansta seni sana anlatacağım. Kendini tanıyamayacaksın" dediğinde yaptığı gönderme gülümsememe neden olmuştu. Zarfı elinden alıp açtığımda kare şeklinde renkli, biraz kalın kağıtlara yazılmış yazılar olduğunu fark etmiştim. Bunlardan yaklaşık altı yedi tane vardı. En üsttekini okuyacaktım ki Taehyung elimden almıştı hepsini.

"Dur. Böyle heyecanlı olmadı. Bekle bir dakika" diyerek hızla odadan çıkmış ve saniyeler içinde geri gelmişti.

"Bu kartlarda senin hakkında bir şeyler yazıyor. Ön tarafında eski sen varsın, arka tarafında ise yeni farkına vardığın kendi benliğin, yani yeni ve artık değişmeyecek olan sen varsın" diyerek gülümsemiş ve kartların hepsini bir kutunun için atıp çalkalamıştı kutuyu. Bana doğru uzattığında içine bakmadan rastgele bir kartı alıp ön tarafını okumaya başlamıştım. Ve evet, ön-arka diye belirtmişti Taehyung. Gerçi belirtmese de olurdu.

(Y/N: Zaten anlarsınız ama yine de belirteyim, italik yazılar şimdiki, normal yazılar ise geçmişteki Jungkook)

"Gülmek için çaba sarf etmediği gibi, gülmemek için de çaba sarf etmiyor. Etrafındakilerin onu güldürmeye, mutlu etme çalışmasına aldırmıyor. Yapmak istediği tek şey insanlarla fazla iletişime girmeden gece işlerinde çalışıp, hyungunun üzerine yük olmamak"

The Beginning: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin