Bir önceki bölümü de okuduğunuzdan emin olun ❤️
__
Bu Yoongiden başka biri değildi.
Onun o geceki halinden başka bir şey değildi.Şaşkınlıktan sonuna kadar açılan gözlerim anında dolarken nefes almayı unutmuş gibiydim. Sandalyeye ne kadar sıkı bağlandığı buradan anlaşılıyordu. Şu an kangren olmaktan son anda kurtulduğunu fark etmiştim. Arkadan bir gülme sesi geldiğinde kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Gözlerimi Yoonginin yarı çıplak bedeninden çekemiyordum. Görüş alanıma birden Myungsoo geçince ne yapacağımı şaşırmış bir halde ona baktım.
"Yoongi.. Yoongi senin neyin Jungkook?" Demişti iğrendiğim yan sırıtışıyla.
"Ah.. doğru. Her şeyin. Yani sen öyle diyorsun." diyip kısa bir kahkaha atmıştı. Birden ciddileşip yalancı bir üzüntüyle elini kalbine koydu. Onun kalbi var mıydı ondan emin değilim.
"Oh.. şu an ne hissettiğini çok iyi anlayabiliyorum. Kalbinin sökülüp eline verildiğini biliyorum. Beyninin uyuştuğunu, gözlerin dolsa da ağlayamayacak kadar şaşkın olduğunu, bir türlü kapatamadığın dudakların ve vermeyi unuttuğun nefesin. Haksız mıyım?" Diyip tekrar gülünce gerçekten onu haklı bulmuştum. Ama sadece bu kadar da değildi. Psikolojimi ne kadar etkilediğinden bahsetmemişti.
"Önce tuttuğun nefesini ver. Videonun tamamını, saniye saniye izlemeni istiyorum. Ona yaptıklarımı sen de hissedeceksin. Söz veriyorum." Diyip kamerayı eline alarak Yoongiye doğru ilerlemişti. Ona attığı her adımda görüşüm daha da bulanıklaşıyor, yeni verdiğim nefesi kesik kesik alıyordum.
"Jungkook'a merhaba de Yoongi" diyerek yüzüne tutmuştu kamerayı. Yoonginin yüzündeki her bir yarayı zoomlarken gülüyordu.
"Tanrım.. eserine bak Jungkook. Seni ilk defa takdir ettim." Dediğinde kalbimin durduğunu hissetmiştim. Yanağındaki çürük, dudağının patlamış olması, hatta nasıl bir patlamaysa çenesine kadar akmış olan kan, yine patlamış kanı göz kapaklarına kadar ulaşmış olan kaşını zoomlarken Yoonginin kıpırdanmasıyla birlikte bütün yüzünü göstermişti yine. Yutkunamıyordum. Nefes alamıyordum. Yoongi bir şeyler mırıldandığında Myungsoo duyamadığını belirterek kamerayı dibine kadar sokmuştu. O anda kanımı donduran ses Yoongiden başkasına ait değildi.
"O-ona dokunma" diyerek başını geriye atınca muhtemelen başı acıdığı için yüzünü buruşturmuştu. O sırada Myungsoo kahkaha atıyordu tabi.
"Şu haline bak. Seni bu duruma sokan o. Hala onu mu düşünüyorsun? Şu an ne yaptığını biliyor musun? Çocukluk arkadaşı ayağına yatan Taehyungu düşünüp salak salak gülüyor. Kim bilir, belki ıslak hayallerde kuruyordur" demişti üzerine eğilip elini saçlarına geçirirken. Sertçe saçlarına asıldığında Yoongi dişlerini sıkarak inlemişti. Sanki bana yapmışcasına acıyordu saçlarım.
"Onun hakkında konuşmak istemiyorum. Sadece.. benim olan her şeyi aldığı için, ödeşmemiz gerek. Ben de onun olan her şeyi alacağım" diyip kalkmış ve bir süre kadrajdan çıkmıştı. Yoonginin kapanmamak için direnen gözleri, yarı baygın bedeni başımı döndürecek kadar canımı acıtıyordu. Myungsoo yanında bir kızla geldiğinde gözlerim daha da büyümüştü. Tanrım.. ne olur düşündüğüm şey olmasın. Lütfen, lütfen olmasın.
"Sana bir arkadaş getirdim. Biraz kendine gelmen için" diyip kızı ittiğinde kız gülerek Yoonginin kucağına oturmuştu. Ben istemsizce başımı sağa sola sallarken elimi altındaki koltuğu sıkıyordum. Kız Yoonginin o haline aldırmadan başını geriye atmasını sağlayıp dudaklarını boynuna yönelttiğinde gözlerimi sıkıca kapayıp ellerimle kulaklarımı kapatmıştım. Kendi kendime olmayacağını mırıldanırken ağlamaya başlayamayacak kadar korkmuştum. Yine dayanamayıp gözlerimi ekrana çevirdiğimde dökülmüştü göz yaşlarım. Kız boynunda izler bırakırken Yoonginin yüzü ise ağlamaklı bir ifadeyle kaplanmıştı. Kendini zor tuttuğunun farkındaydım. Çünkü bu onun nefret ettiği bir şeydi. Aynı zamanda korktuğu. Durmak bilmeyen göz yaşlarımla izlemiştim bitene kadar. Kız Yoonginin kucağından kalktığında Myungsoo elinde bir makasla gelmişti yanına. Boynundaki, göğsündeki izlere bakıp dudağını ısırmıştı. Bir elini Yoonginin bacağına yerleştirdiğinde hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Beginning: taekook
Fanfiction7 Eylül 2020 Not: Yavaş yavaş yazım yanlışları düzeltilmeye başlandı. Diğerlerinden farkları cinsiyetleri değil, birbirlerine olan tükenmek bilmeyen sevgileriydi. 05.09.2018