The Beginning: taekook

28

Saniyeler boyunca alnımı duvara yaslayarak derin nefesler almıştım. Düşüncelerimi sabitleyemiyordum. Normalde de uçuk olan düşüncelerim uzaya çıkacak dereceye gelince şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışmıştım. Ellerim dahi titrerken müdahale edilmeyi bekleyen bir şeyim vardı. 

Tabi ki ne yapmam gerektiğini biliyordum. Sadece böyle olacağını düşünmemiştim, hazırlıksız yakalandığım için fazlasıyla paniklemiştim de. Gittikçe daralan pantolonumla birlikte ağlayasım gelmişti resmen. Yumruk yaptığım elimi ısırıp yanlış veya doğru bir karar vermeyi umursamayarak sadece Taehyungun uyuyor oluşuna güvenerek kapıyı kilitlemiş ve pantolonumu indirmiştim. Şu an Taehyunga, acil durum olabilir düşüncesiyle minik bir duşakabin yaptırdığı için teşekkür ediyor ve aynı zamanda beni bu hale düşürdüğü için ona sövüyordum. En azından bu kadar hızlı olmamalıydı!

Beni artık zorlamaya başladığından iç çamaşırımı indirmiştim. Bu kimse olmasa bile beni utandırıyordu. Çıplak olmaya kesinlikle alışkın değildim, ki banyo yaparken bile saçma triplere girebiliyordum. Titreyen elimi sızlayan sertliğime sardığımda ilk defa kendime dokunuyor olmak kesinlikle garibime gitmişti. Aynı zamanda kendi dokunuşum olsa bile daha fazlasını istediğimi hissedebiliyordum. Eninde sonunda böyle bir durumla karşılaşacağımı tahmin ederek yaptığım bir çok araştırma sonucu edindiğim bilgilerle elimi yavaşça hareket ettirmeye başlamıştım. Bunu yaptığıma inanamazken boğazımdan yükselen inlemeleri yutmak emin olun çok zordu. Soğuk elimi hareket ettirdikçe bacaklarım titriyordu. Yan taraftaki duşakabinin camından destek aldığımda elimi hızlandırmıştım farkında olmadan. Bu gerçekten garip hissettiriyordu. İçim kıpır kıpırdı ve ilk defa tanıştığım bu his beni oldukça geriyordu. 

Garip his gittikçe büyürken elim istemsiz olarak daha da hızlanırken kısık sesli inlemeler kaçmaya başlamıştı dudaklarımdan. Titremeye başladığımda sonlara yaklaştığımı fark ederek bir an önce bitmesi için daha da hızlanmıştım. Ben böyle konuşuyorum ama, beynimde olan tek şey; az önce duyduğum ahlaksız inlemelerdi. Nefes alışverişim resmen duracak noktaya gelirken ani bir kasılmayla birlikte boşaldığımda dudaklarımdan kaçan derin inlemeyi tutamamıştım. Fayansları kirleten sıvımı görünce derin nefesler alarak nefesimi düzene sokmaya çalışmıştım. Yalan yok, hayatımda bu kadar rahatladığımı cidden hatırlamıyordum. Başımı koluma yaslayıp birkaç saniye böyle durmuştum. Şu an hem ağlayasım hem de deli gibi kahkaha atasım vardı. Bu işlemleri sonraya bırakarak elimi bol sabunla yıkamış ve tekrar altımı giyinerek fıskiyeyle duvara sıçrayan sıvımı temizlemiştim.

İyice her yeri temizledikten sonra kendimi cidden çok garip hissetmiştim. Kapalı klozete oturup dirseklerimi dizlerime yaslayarak başımı ellerimin arasına almıştım. Taehyung bana yarın ki seansta bunu yapıp yapmadığımı sorduğunda nasıl evet diyeceğimi bilmiyordum. Ayrıca Taehyungun yüzüne nasıl bakacağımı da bilmiyordum. Resmen az önce onu düşünerek kendimi tatmin etmiştim.

Ciddiyim, aşırı utanıyordum ve şu an oturup ağlayabilirdim. Yüzüne baktıkça yaptığım şey aklıma gelecekti resmen. İlk defa kendime dokunmuştum. Buna inanamıyordum. Derin bir nefes alarak üzerime çöken yorgunluğa aldırmamış defalarca elimi yüzümü yıkamıştım. İçeriye gidip hiçbir şey olmamış gibi davranmak çok zor olacaktı. Acaba o uyanmadan eve mi gitseydim? Yok ya, sekreter kız illa ki söylerdi geldiğimi. Derin bir nefes alarak ellerimi lavabodan çekip tekrar tekrar derin nefesler almış ve kapıya ilerlemiştim. Tanrım.. sen yardım et. Kapıyı çekinerek açtığımda ışıkların açıldığını ve Taehyungun uyandığını fark edince beni duyma olasılığının yüzde bin beş yüz olduğu gerçeği çarpmıştı yüzüme. Utancım kat kat artarken Taehyung gözlerini bana çevirince nefesimin daraldığını hissetmiştim. Aşırı derecede utanıyordum ve ağlayasım gelmişti gerçekten.