26

17.2K 1K 1.6K
                                        

Söylediği şeyle birlikte tuttuğu elimi göğüs çizgisine getirip elini elimle birlikte aşağıya doğru kaydırmıştı. Şaşkınlıktan ve heyecandan nefes dahi alamıyordum. Ve gerilmiştim. Birine dokunma düşüncesi garipti. Elini çektiğinde benim elim hala karnının biraz üzerinde duruyordu.

"Dokun Jungkook, hiçbir tepki vermeyeceğim" dediğinde yutkunarak yüzüne bakmıştım. İfadesiz bir şekilde bana bakıyordu. Hadi dercesine kaşlarını kaldırdığında yutkunarak gözlerimi gövdesine çevirmiştim. Elim titremeye başlamıştı ve terliyordum.

"Jungkook, sakin ol ve gerilme. Sadece dokun. Kendi vücudunla kıyasla" dediğinde elimi çok az hareket ettirerek parmaklarımın göğsündeki yara izine değmesine izin vermiştim. Titrek bir nefes dudaklarımdan dökülürken yanaklarım çoktan alev almıştı. Elimi oynatamayacağımı anlayınca tekrar az önceki gibi tutup elimi karnının üzerinde gezdirmişti.

"Senin tam buralarında kas var değil mi? Bak, bende yok" diyince saniyelik olarak gözlerine bakmıştım. Elimi gezdirmeye devam ederek göğsünün üzerine getirdiğinde utançtan yerin dibine gireceğimi düşünmüştüm. 

"Yine sıfır kas, tamamen yağ" diyip hafifçe gülmüştü. Beni güldürüp rahatlatmaya çalışıyordu ama bu biraz zordu.

"Jungkook elimi tutabiliyorsun, bana sarılabiliyorsun. Tenimle daha önceden temasa geçmiştin. Korkma. Yabancı değilsin. Burası da elim de aynı deriden geliyor. Şekillerinin farklı olması bir şeyi değiştirmez. Göğsüm de, karnım da, elim de vücudumun bir parçası. Sadece görünüşleri farklı. Ayrıca burada olan, burada kalır. Kesinlikle dışarıya çıktığımız an bunu unutacağım. O yüzden lütfen çekinme" demişti. Derin bir nefes alıp iki elimi boynunun iki tarafına yerleştirerek yavaşça kollarına doğru kaydırmıştım. Yumuşak derisi elimin altında süzülüyordu. Bileklerine geldiğimde utanarak ellerimi çıplak beline yerleştirmiştim. Parmak uçlarımı değdirerek yukarı doğru çıkarttığımda hafifçe titremiş ve kasları gerilmişti. Gözlerim ona döndüğünde normal bir ifadeyle baktığını görmüştüm.

"Üzgünüm, sadece huylandım. Belimden huylanıyorum. Ama sorun yok. Devam et" dediğinde yutkunarak gözlerimi göğsüne çevirmiştim. Parmaklarımı köprücük kemiklerinde dolaştırırken Taehyung sessizce konuşmuştu.

"Şimdi, gözlerini kapat ve sadece hisset" diyince sertçe yutkunmuş ve dediğini yapmıştım. Elimi yavaş hareketlerle göğsünde dolaştırırken parmağımın göğüs ucuna değdiğini hissettiğimde istemsizce elimi geri çekmiştim. O ise elimi kavrayıp tam göğüs ucunun üzerine yerleştirmişti. Küçük sert tepeciği hissedebiliyordum.

"Sorun yok, devam et" diyince titrek bir nefes daha alıp elimi aşağıya doğru indirmiştim. Gövdesinin tamamını derin nefesler alarak dolaştığımda ellerimi beline yerleştirip bana iyice yaklaşmıştı. Ellerimi kaydırıp sırtına gönderdiğimde sessizce yutkunduğunu görmüştüm. İfadesiz durmaya çalışıyordu ama kendini kastığını görebiliyordum. Sırtında dolaştırdığım ellerimi kürek kemiklerinin altına yerleştirdiğim sırada kollarını boynuma sararak beni kendisine çektiğinde nefesimi tutarak ona sarılmıştım. Vücudunun sıcaklığıyla benim vücudumun sıcaklığı birleşip kendini dengeliyordu. Taehyungun kolları boynumdan başka bir yere değmiyordu. Tabi vücuduma yapışık olan göğsünden bahsetmiyordum şu an.

"Korktuğun kadar var mıymış Jungkook?" Dediğinde olumsuz bir şekilde başımı sallamıştım.

"Bana dokunmaya alış lütfen. Yoongiyle de konuşurken ten teması kurmaya çalış. Gittikçe alışacaksın ve inan bana korkulacak, çekinilecek hiçbir şey yok. Bana inanıyorsun değil mi?" Dediğinde olumlu mırıltılar çıkarmıştım. Kollarını benden çektiğinde ben de ellerimi geri çekmiştim. Ama avcumda teninin yumuşaklığını hala hissedebiliyordum.

The Beginning: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin