15

17.4K 1.2K 1.8K
                                        

Taehyungun gözleri şaşkınlıkla açılırken nefesini tuttuğunu hissetmiştim. Niye böyle bir şey sorduğumu bilmiyordum. Daha iki saat öncesine kadar saklayacağımı söylemiştim ama, fark ettiniz mi bilmiyorum ama konu Taehyung olunca kendime verdiğim bütün sözler, sanki verilmemiş gibi oluyordu.

Sık nefesleri gerçekten kaybolmuş, şaşkın gözleri gözlerimi bulmuştu. Benim kalbim yerinden çıkmıştı sanırım o sıralarda, beynimin uyuştuğunu, daha doğrusu gelecek cevapla birlikte iflas edeceğini biliyordum. Ne demesini istiyordum bilmiyorum ama, ne derse ona inanacaktım.

"N-neyden bahsediyorsun?" Demişti gözlerindeki endişe, yakalanmışlık hissi karanlıkta bile ayırt edilirken.

"Duydun" diye fısıldayabilmiştim sadece. Gözleri dudaklarımda kaysa da tekrar gözlerime çıkarmış ve uzun bir bakışmanın içine çekmişti bizi.

Ya bu arada, az önce kalbim yerinden çıktı da gören olursa haber versin olur mu?

"Jungkook ben-"

"Sen? Sen ne Taehyung?" Bütün dikkatimi onda toplamıştım. Arkadaşça sevdiğini söylerse gülüp geçiştirecektim. Eğer diğer anlamda sevdiğini söylerse, bilmiyordum. Ne yapardım bilmiyordum. Şu an sadece duymak istemiştim.

"Sen dün gece.. k-kaçta uyudun?" Demişti çekinerek. Kekelemesinden bahsetmiyorum bile. Şimdi ne demeliydim? Duyduğumu öğrense vereceği cevabı değiştirecek miydi?

"Cevabını etkileyecek kadar önemli mi benim kaçta uyuduğum?"

"Evet" demişti uzun süredir tuttuğu nefesini verirken.

"Ne duymak isterdin?" Dediğimde yutkunmuş ve benden biraz uzaklaşmıştı. Toparlanmaya çalışıyordu ama toparlanamıyordu da.

"Uhmm.. s-sen gerçeği söyle" demişti gözlerime kesintisiz bakarken. Heyecanlıydı, aynı zamanda biraz korkuyor gibiydi. Aynı benim gibi. Sırt üstü yattığım yerden ona doğru döndüğümde bilerek ya da bilmeyerek gerilmiş ve biraz geriye kaymıştı. Burnundan aldığı derin nefesleri duyuyordum. Boynundaki damar hızla atıyordu. Göz bebekleri hafifçe titriyor, dudaklarım ve gözlerim arasında gidip geliyordu. Konuşmak için dudaklarımı araladığımda nefes alışverişi hızlanırken gözlerindeki korku büyüyor, göz bebeklerini titretiyordu.

"Dün gece.. uyuyamadım" dediğimde kaşları bir milim yukarı kalkmış, gözleri ciddi anlamda büyümüştü. Konuşmak için dudaklarını aralıyor, ama bir şey diyemeden geri kapatıyordu. Fazlasıyla gerilmişti ve gözleri doluyordu.

Amacım onu zorlamak değildi. Sadece duymak istemiştim. Beni sevdiğini duymak ve neler hissedeceğimi bilmek istemiştim. Ama onu zorlamanın bir alemi de yoktu. Beline koyduğum elimle birlikte irkilerek dolan gözlerini kırpıştırmıştı. Onu kendime çekerek beline sarıldığımda titreyen ve buz kesmiş elleriyle omzumu tutmuştu.

"Üşüdüm" diyerek ona sokulduğumda tuttuğu nefesini yavaşça bırakmıştı. Olmayan kasları fena halde gergindi şu an ve kalbi deli gibi atıyordu. Konuyu dağıtmıştım çünkü.. ben zaten cevabımı almıştım. Söylemesine gerek kalmamıştı, dolan gözleri her şeyi anlatmıştı bana çünkü. Hiçbir şey dememiş çekinerek elini kolumda hareket ettirmeye başlamıştı. Yukarı aşağı hareket ettirerek ısıtmaya çalışıyordu. Gözlerini kapatıp biraz aşağı inerek başımı boynuna yaslamıştım. Usulca ve titrek aldığı nefesini duymak hoşuma gidiyordu. Üzerine yattığı kolu aramızda kalmıştı ve muhtemelen onu rahatsız ediyordu. O yüzden başımı kaldırarak başımın altından geçirmesini sağladım. Hala şokta olduğu belliydi o yüzden bir şey demeden vücudunun sıcaklığında ısınmaya çalışmıştım.

Beni sevdiğini bildiğim halde neden mi ona bu kadar yakındım? İnanın bende bilmiyordum. Sadece.. bu sıcaklığı kaybetmek istemiyordum. Sarılışını, minik öpücüklerini, saçlarımda gezinen ellerini kaybetmek istemiyorum. Beni sevdiği için onu suçlamıyor yada ondan uzaklaşmıyordum. Tek istediğim yine ona hep yakın olabilmekti.

The Beginning: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin