§
"Saklambaç mı? Körebe mi?"
Göz devirdim.
"Taehyung 18 yaşına daha basmamışsın anladık ama 17 yaşındakiler bile dediklerini oynamıyor."
"Aman Noona ne olacak ki, maksat eğlenmek. Alanımız da büyük."
"Bana da bir heyecan geldi ya, oyun falan oynayacağız. 10 yıldır oyun oynamıyorum."
Jimin de Taehyung'a katılmışa benziyordu. Ben ise koltuğa yaslanmış uyumamak için zor duruyordum. Doktorun dediklerine göre biraz açlık ve biraz da üst üste binmiş yorgunluğum sebep olmuştu bayılmama. Bu yüzden de yaklaşık bir saat içinde bana tıkabasa yemek yedirmiş, kendilerine ait kiyafetler vermiştiler. Gerçekten minnettardım onlara. Gözlerimi yavaşca kapayıp uyuklarken, başım kaydı ve yanımda oturan Jungkook'un omzuna yaslandı.
Ondan başka beni fark edecek biri yoktu. Diğerleri oyun seçimlerini tartışmaktaydı. Burnumda bir şey hissettiğimde huylanmıştım ama gözlerimi açmamıştım. Tüy gibi bir şeydi."Uyumamalısın, küçük oyunbozan"
Gözlerimi açtığımda, Jungkook bana bakmıyordu ama elindeki tüyü burnuma sokuyordu. Doğrulup kollarımı birbirine doladım. Gerçekten başımdan nasıl bir yara aldıysam, uyumam için her şeyi yapıyordular.
"Son kararı verdik. Jennie'nin gözlerini bağlayacağız, bir bir yüzümüze dokunarak kim olduğumuzu bulacak."
"Ben oynamıyorum."
"Neden ki, ben de senin yüzünü tırmalarım diyordum."
Esneyerek konuşmuştum ve bu halime gülmüştüler. Tanrım, yarın geceye kadar uyumamak da neyin nesiydi.
"Yoongi-ssi oynuyorsun, hiç oyunbozanlık yapma."
Taehyung gelip beni ayağa kaldırdı ve nereden bulduğunu bilmediğim siyah bir şeyle gözlerimi bağladı. Gerçekten kapkaranlık olmuştu ve hiçbir şey görmüyordum.
"Bu kaç?"
"Ne bileyim ben."
"Ha tamam, sen de haklısın göremiyorsun sonuçta. Şimdilik seni ben yönledireyim. Sonra ortalardan bir yerden girerim sıraya. Birinci adayımız burada, gel tamam."
Elimi yüzüne götürdüm ilk. Hafif hafif sakalları çıkmıştı, saçında bandana vardı ki bu sadece Yoongi olabilirdi.
"Buldum."
"Kim?"
"Mankafalı kuzenim."
"Doğru."
Tae'nin beni onaylaması ile önümde bir haraketlilik hissettim.
Sonra ise Tae'nin acı inleyişini duymuştum. Güzel bir şaplak yemişti galiba."Şimdi sağa doğru gel Jennie."
Sağa birkaç adım atarak böyle devam ettim. Jimin, Namjoon ve Taehyung'u da bulduktan sonra şimdi de Hoseok'u bulmuştum. Benden 4-5 yaş büyüklerdi ve hâlâ bu oyuna katıldıklarına inanamıyordum. Sadece Jin ve Jungkook kalmıştı.
"Evet sevgili seyirciler, Jinkook mu kazanacak Jennie mi?"
Güldüm. Karşımdaki insana hiç yakınlaşmadan tanımıştım. Odasındaki koku ile aynıydı. Ama yine de yüzüne dokunmaktan bir şey olmazdı değil mi? Elimi yavaşca haraket ettirdiğimde dudaklarına dokunmuştum. Yanaklarına dokunduğumda şaşırmıştım açıkcası. Bebeklerin teni gibi yumuşacıktı. Bir adım daha attığım da ayağının üstüne çıkmış, burnumun çenesine değdiğini fark etmiştim.
"Ay, pardon. Bunu da buldum." dedim zaferle.
"Ben de dibine girsem bulurum, hıh."
Gözlerimi açıp, Taehyung'a baktım.
"Bazen çok saçmaladığını fark edebiliyor musun?"
Güldü.
"Arada oluyor, evet."
Kafamı olumsuzca sallayıp, önüme döndüğümde irkilmiştim.
Çünkü, Jungkook'un bana baktığını fark etmiş ve ne yapacağımı bilmediğim için anlamsız bir heyecan kaplamıştı bedenimi..❁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cheiro no cangote | jenkook
FanfictionSaçları boynuma değdiğinde huylanırken, burnunu boynuma hafifçe sürtüşünü hissettim. Ardından hoş sesi fısıltılı bir şekilde yankılandı kulaklarımda. "Cheiro no cangote." [ Jennie ๑ Jungkook ] © mavitzm | 2018