§
Dünyadan soyutlandığı anları olurdu insanın, hiçbir zaman o andan çıkmak istemediği hani. Tam olarak bu durumdaydım.
Ne o oyununu oynamaya devam edebilmişti, ne de ben kendimi geri çekmeyi başarabilmiştim.
Tüm düşünceler uçup giderken mantığımın bir yerlere girip saklandığını hissediyordum.
Kendisi bilerek devreye girmiyordu. Neden mi? Kalbimin istediğini ilk defa kendisi de ister gibiydi. Ve bu iki zıtt kutup ilk kez aynı taraftaydı.Nefes alma ihtiyacı duyduğumda geri çekilmiştim. Dudakları burnuma temas ederken, nefes alışverişlerini hissediyordum.
"Çok saçma." dedim kendi kendime.
"Çok, çok saçma." dedi beni onaylayarak.
Birbirimizle bu kadar ters düşerken her defasında bu denli yakınlaşma durumları çok saçmaydı.
"Benden uzak durmalısın." dedi dudaklarını kulağımın arkasında gezdirirken.
"Senden uzak duruyorum zaten, çok uzun zamandır hem de."
diye mırıldandım gözlerim kapalıyken."Siktiğimin zıtt kutupları birbirini çekmeseydi bence bu durumda olmazdık."
Güldüm.
"Hastasın sen." dedim alayla.
"Bu gidişle sana olmaya başlıyorum, sanırım."
Dudağımı ısırırken, itirafı beni dumura uğratmıştı.
"Bence sen biraz yavaş gel, Jeon Jungkook, acelemiz yok."
Onun cümlesi ile onu vurmanın zevki ile gülümsedim. Yanağını yanağıma yaslamışken, hiçbir şey umrunda değil gibiydi.
"Vur anasını satayım, vur. Daha sonra cevap veririm. Bu anı birkaç saniye sonra Taehyung bozacağı için, tadını çıkarma-"
"Jennie, Jungkook seni öldürdü mü? Tanrım o kız daha 18 yaşındaydı, günahı da olmamıştır o safın. Tanrım sen büyüksün, bir umut öldürmemiş olsun."
İstemsizce ağzımdan çıkan kıkırtı, Jungkook'un derin bir nefes almasına sebep olmuştu.
"Cümlemi tamamlamama bile izin vermedi âdi velet."
Duvarla arasında sıkışan bedenimi özgürlüğe kavuşturup ayna karşısına geçtim. Yüzümde hafif kızarlıklıktan başka bir şey yoktu neyseki. Kapıyı açtığımda koca gözlerini açmış bana bakan Taehyung anında sarılmıştı.
"Oh, ibnelik yaptığımda tek işbirlikçim olan arkadaşım ölmemiş. Teşekkür ederim, Tanrım. Söz bir daha Jungkook hyung'umun parfümünü kullanmayacağım."
Beni gülme krizine hem Taehyung'un sözleri, hem de Jungkook'un yüz ifadesi sokmuştu.
"Ulan Taehyung, kaç bin verdiğim parfümlerimi 1 haftaya nasıl bitirdiğimi düşünüyordum ben de. Gel buraya, gel. Bu sefer o Jimin hyung'un bile kurtaramayacak seni!"
§
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cheiro no cangote | jenkook
Hayran KurguSaçları boynuma değdiğinde huylanırken, burnunu boynuma hafifçe sürtüşünü hissettim. Ardından hoş sesi fısıltılı bir şekilde yankılandı kulaklarımda. "Cheiro no cangote." [ Jennie ๑ Jungkook ] © mavitzm | 2018