Kurudu kanayan yara,
Çünkü kapıldık aşka ait rüzgara.•
Bir taraftan gülerken, diğer taraftan içi kan ağlayan tek varlık insandı. Yeryüzünde duygularını kontrol eden, aklı başında başka bir varlık yoktu zaten. Aslında akıllı bir insan, duygularının kontrolünü kaybetmezdi. Aşk mantığın devrelerini yakabilirdi, ama akıl eğer gerçekten akıllı ise bu işten paçayı kurtarabilirdi.
Ben akılsızdım. Tıpkı birçok insan gibi. Çünkü tüm duygularımı aşka teslim etmiştim. Sonda da neler olduğunu görmüştüm.
Aşk, hayatın en büyük pususuydu.
O pusuya düşersen, kurtulman ya zordu, ya da imkansız. En zayıf noktalarımızı ortaya serilirdi. Bu da bir tuzaktı.
Jungkook'un bana karşı olan hislerini tanımlandıramıyordum.
Anlayamazdım. Bana büyük bir oyunla gelmişti. Oyunun içinde oyun oynamadığını nereden bilebilirdim ki?Büyük ihtimalle o belgeler gelmeyecekti. Ve ben köşeye sıkıştırdığım sevgimi o uçurumdan bile isteye itecektim. Gururum bunu keyifle izlerken, duygularım vâhimedeydi.
Çünkü biliyordular, onların büyük kısmını idare eden bu mucizevi duygu öldüğünde, hissetmeyecektim. Her bir duygum kullanışsız hâle gelecekti. Umuyordum ki, bu zalimliği bana yapmazdı.Kapı iki kez tıklatıldıktan sonra, içeriye tanımadığım bir adam girmişti. Elinde birkaç parça kalın giysi vardı. Tekli koltuğunun başına bıraktıktan sonra bana döndü.
"Hazırlan, yarım saate çıkıyoruz."
Tepkisizce yüzüne bakarken, cümlesini bitirdikten hemen sonra çıkıp gitmişti. Nereye gideceğimizi pek umursamadan, ayağa kalktım. Şimdiden yüzlerce plan aklıma üşüşürken, ellerinden nasıl kurtulacağımı bulmak zorundaydım. Zira 2 gündür buradaydım ve elime geçen tek bir fırsat bu olabilirdi.
•
Jungkook'dan
"Aklını kaçırmış olmalısın, Jungkook! Dosyaları vermeyeceğiz, ama buluşmaya razı oldun. Jennie'nin hayatını tehlikeye mi atacaksın yani?"
Elimdeki kelebek bıçağı süzerken, sert bakışlarımı Namjoon'a çevirdim. Saygım sonsuzdu, ama şu an saygı düşünecek hâlde değildim.
"O siktiğimin işi yüzünden ben onu kaybedemem, hyung. Ne olursa olsun, fark ettirmeden Jennie'yi alıp işlerini bitireceğim."
"Ya sen Jennie'yi almadan işi çakarlarsa?"
"O zaman her birinin beyinine bir kurşunu ben çakarım. Gelmeyecekseniz söyleyin, hazırlığımı ona göre yapayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cheiro no cangote | jenkook
FanfictionSaçları boynuma değdiğinde huylanırken, burnunu boynuma hafifçe sürtüşünü hissettim. Ardından hoş sesi fısıltılı bir şekilde yankılandı kulaklarımda. "Cheiro no cangote." [ Jennie ๑ Jungkook ] © mavitzm | 2018