[31]

1.9K 133 28
                                    

Diğer hesap; thynights

§

Kalp. Bedenimizde en insafsız hükmü veren organdı. İnsan kendince insafsız olmayabilirdi. Ama 'kalp' adlı bir organa sahip olan her canlı, insafsızlığı içinde barındırıyordur .Tam da sol üst köşede hem de .

Kafam karışıktı. Hem de çok.
Sadece birkaç günde hayatım o kadar değişmişti ki. Doğup büyüdüğüm yerden 10 kat büyük bir şehire düşmüştüm. Etrafımda aslında yabancı ama bir o kadar da yakın insanlar vardı. Bu 6 adamı, tanımıyordum. Derinden tanımıyordum. Birçok anlarda bana gülüşlerini ve ya ufak da olsa sinirli hallerini yansıtmışlardı. Ama bir insanın duygularının binlerce yüzü olurdu. Herbirininki hakikaten de ayrıydı. Ben sadece binlercesinin içinden iki-üç tanesini görmüştüm ve bu beni endişelendiriyordu.
Belki de, kuzenimin onların arasında olması biraz rahatlatabilirdi beni. Ve bir de o vardı.

Sahiden onun hakkında ne biliyordum ben? Ailesi çok karışık bir konuydu. Yaşını, doğum gününü biliyordum. Başka?
Kafamın içi arayı karıştıran sinsiliklerle doluyken, kenardan her şeyi izlemeye koyulmuştum.
Bir şeyler konuşup, kahvaltı ediyordular. Ben ise özel günümün sancılarını çeken bedenimi tekli koltuğa bükülerek sığdırmıştım. Belli etmemeye çalışsam da fazlaydı ağrı.

Telefonuma gelen bildirimle, bakışlarım sehpanın üstüne kaydı. Zorlukla uzanıp aldım.
Mesaj Lisa'dandı.

-Lalisa;
Ne yapıyorsun?
Ben çok sıkıldım, buluşalım mı?

-Jennie;
Daha yaşadığım yerde, odaların
yerini bilmiyorum ben.
Kocaman şehirde seninle buluşmak için nereye geleceğim?

-Lalisa;
Haklısın..
O yontulmamış canlı ne yapıyor?

Sırıtırken, kafamı kaldırıp Yoongi'yi süzdüm.

-Jennie;
Tıkınıyor.

-Lalisa;
Bak ya mesaj atıyorum, beni yemekten öncelikli bile görmüyor.

-Jennie;
Kızım onun doğduğundan beri hayat felsefesi 3 kelime;
Yemek, içmek, yatmak.
Seni hayatına soktuysa büyük bir evrime kafa göz dalmış olmalı.

-Lalisa;
Şimdi sen onun mu tarafını tuttun, benim mi?

Göz devirip, başımı olumsuzca salladım.

-Jennie;
I am tarafsız.

-Lalisa;
İngilizcene kurban :D
Her neyse gideyim de şu küçük eşşek sıpası ile ilgileneyim. Kaldı üstüme yine -,-.

Küçük bir kuzeni vardı ve annesi buraya geldiğinde teyzesi ile kız kıza eğlenceye çıkıyordu. Teyzesi de Lisa'dan sadece altı yaş büyüktü ve dört yaşında oğlu vardı.

"Jennie, şimdi yapışacaksın telefona ha, kahvaltı da etmedin zaten."

Yanıma gelen Taehyung telefonumu elimden çektiğinde, kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Ver şu telefonu Tae, seni dövmek istemiyorum."

"Aman hayat bana koyacağı kadar koymuş zaten, bir de sen koysan ne olacak."

cheiro no cangote | jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin